Uzm. Dr. Özge Banu Öztürk Cilt Gençleştirmede Eksozom Teknolojisi
Dermatoloji Uzmanı Dr. Özge Banu Öztürk, son yıllarda rejeneratif tıpta sıklıkla adı duyulmaya başlanan eksozom tedavilerini açıklayarak, bu yöntemin etkilerini ve uygulama şekillerini MAG Okurlarıyla paylaşıyor.
Eksozomlar, hücreler arası iletişimi sağlayan haberci nanoveziküller olup, son yıllarda cilt gençleştirme ve rejeneratif tıpta adını sıklıkla duymaya başladığımız, umut vadeden biyolojik tedavilerden biridir.
Cilt yaşlanması; intrinsik (genetik, hormonal) ve ekstrinsik (UV radyasyonu, çevresel toksinler, tütün kullanımı, beslenme) faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan kompleks bir süreçtir. Geleneksel anti-aging yöntemlerin yanı sıra mezenlimal kök hücre bazlı tedaviler ve cilt hücresi enjeksiyonları (fibrocell, alloblast) gibi eksozom da biyoteknolojik yaklaşımlardan biridir. Eksozomlar, 30 ila 150 mm çapında, hücreler tarafından salgılanan ve içerdikleri proteinler, lipitler, mikroRNA’lar (miRNA) ve diğer biyomoleküller aracılığıyla hedef hücrelerin biyolojik süreçlerini değiştirebilen, iyileşme, rejenerasyon ve onarımı başlatabilen haberci nanoveziküllerdir. Eksozomlar -özellikle mezenkimal kök hücrelerden (MSC) türetilen eksozomlar- cilt gençleştirme açısından tercih edilir. Eksozomların içeriğinde bulunan biyomoleküller, cilt hücrelerinin rejeneratif kapasitesini artırarak yaşlanma belirtilerini azaltabilir.
Eksozomların Ana Biyolojik Etkileri
ï Hücreler arası iletişimi kolaylaştırma
ï Doku yenilenmesini, rejenerasyon ve onarımını teşvik etme
ï Cilt hücrelerini çoğaltma ve bağ doku, kolajen üretimini artırma
ï Anti-inflamatuar ve antioksidan etki gösterme
ï UV kaynaklı DNA hasarını onarma
Eksozomlar Cildi Nasıl Gençleştirirler?
ï Cilt hücre aktivasyonu ve kolajen sentezini uyararak: Cilt yaşlanması ile birlikte dermiste yer alan fibroblastların aktivitesi azalır ve kolajen sentezi düşer. Mezenkimal kök hücre kaynaklı eksozomlar, fibroblastları aktive ederek tip I ve III kolajen sentezini artırır, dermal matriksin yeniden yapılanmasını destekler.
ï Antioksidan ve anti-inflamatuar etki ile: UV radyasyonu, oksidatif stres oluşturarak cilt yaşlanmasını hızlandırır. Eksozomlarda bulunan miRNA’lar ve büyüme faktörleri (TGF-β, IGF-1) inflamasyonu baskılayarak cilt hücrelerini oksidatif hasara karşı korur, onarır ve yaşlanan ciltteki inflamasyonu azaltırlar.
ï Epidermal keratinosit dediğimiz cilt hücrelerinin yenileme döngüsünü hızlandırarak: Eksozomlar, keratinosit proliferasyonunu teşvik ederek epidermal yenilenmeyi hızlandırır. Bu sayede ince kırışıklıklar azalır ve cilt daha parlak ve sağlıklı bir görünüm kazanır. Güneşe bağlı, üst deri hasarının onarılmasını teşvik eder.
ï Topikal ve mezoterapi uygulamaları: Eksozomlar, cilde mikrodelikler açan dermaroller gibi, takiben sürülerek uygulanırlar. Otolog eksozomlar (mezenşimal kök hücrelerden elde edilenler) mezoterapi yöntemi ile doğrudan dermise enjekte edilebilirler. Çalışmalar, eksozom bazlı mezoterapinin cilt elastikiyetini artırdığını ve kırışıklıkları azalttığını göstermektedir.
ï Lazer ve mikroiğneleme ile kombinasyon: Eksozomlar, lazer (örneğin; fraksiyonel CO2, erbium) veya mikroiğneleme (microneedling) sonrası uygulandığında, yara iyileşmesini hızlandırarak cilt yenilenmesini artırır.
Eksozom tedavileri anti-aging amaçlı, iki ila dört hafta arayla, üç seans uygulanabilir. Eksozom bazlı tedaviler genellikle güvenli kabul edilse de, üretim süreci, hücre kaynağı ve saflık gibi faktörler önemlidir. Bitki yapraklarından, buzağı kordon kanından elde edilen eksozomlar piyasada yaygın olarak topikal uygulanırken, otolog yani kişinin kendisinden üretilen eksozomlar güvenlidir ve enjekte edilebilirler, bu yönleriyle şu anda daha çok tercih edilmektedirler.