© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Doğal ve Işıltılı Taşlarla Zeynep Aksoy Jewelry

Doğal ve Işıltılı Taşlarla Zeynep Aksoy Jewelry

Çocukluğundan bu yana sanata olan ilgisi ve tasarıma duyduğu tutkusunun yansıması olarak kendi adıyla kurduğu markasında koleksiyonlarına hayat veren Zeynep Aksoy, ilham kaynaklarını paylaşarak tasarımlarını anlatıyor…

Tasarıma olan tutkunuz ne zaman başlamıştı? Markanız nasıl ortaya çıktı?

Kendimi bildim bileli bir şeyler üretmek ve tasarımlar ortaya çıkarmak benim için her zaman büyük bir tutku oldu. Çevremdeki arkadaşlarımla bir araya gelip boncuklardan takılar tasarlardık ve bu tasarımları çevremizdeki insanlara sunar, satardık. Çocuk yaşta başlayan bu tasarım merakım, yıllar içinde daha da büyüdü ve beni sürekli yeni şeyler yaratma isteğine yönlendirdi… İstanbul Moda Akademisinde eğitim aldığım dönemde farklı malzemelerle özgün tasarımlar yaparak yaratıcılığımı geliştirdim. O zamanlar yaptığım koleksiyonlara ek olarak takı koleksiyonunu da amatör şekilde yapmaya başlamıştım. Takıya olan tutkum her zaman içimdeydi ve moda tasarımı eğitimimin ardından mücevher tasarımı eğitimimi de tamamladıktan sonra montörüm olan Candan Balto’nun atölyesinde mücevher tasarım tekniklerini öğrenmeye başladım… Markamın ortaya çıkışı ise zamanla gelişen bir süreç oldu. Bir yere bağlı çalışarak kendi çizgimi yansıtamayan tasarımlar yapmak yerine, özgürce tasarım yapabileceğim ve kişisel kimliğimi yansıtabileceğim bir marka yaratmaya karar verdim. İlk koleksiyonum olan Enigma Koleksiyonu’nu tasarlamaya başladım. Zeynep Aksoy Jewelry, çocukluğumdan bu yana sanata olan ilgimin ve tasarıma duyduğum tutkunun bir yansıması diyebilirim. Her parça, benim sanatçı kimliğimi ve detaylara verdiğim önemi yansıtıyor.

Zeynep Aksoy koleksiyonları, kullanıcılarına neler sunuyor? Tasarımlarınıza nerelerden ulaşılabiliyor?

Tasarımlarımı yalnızca görsel olarak değil, aynı zamanda duygusal olarak da kullanıcılarıma dokunan, onlarla bir bağ kuran parçalar haline getirmek benim için çok önemli… Bir diğer önemli konu ise, tasarımlarımın zamansız olması. Müşterilerimin mücevherlerimi sadece bir aksesuar olarak değil, nesilden nesle aktarılabilecek birer değer olarak görmelerini istiyorum. Bu yüzden, her döneme ve her stile uyum sağlayabilecek tasarımlar yapmaya özen gösteriyorum. Aynı zamanda, ürünlerimin uzun yıllar dayanabilmesi için en özel ve sürdürülebilir teknikleri kullanıyoruz… Ürünlerimi web sitemizde, Boğazkesen Caddesi’ndeki CNDN atölyesinde, Brandroom Kanyon’da ve Sırr Bebek mağazalarında bulabilirsiniz.

Üretim sırasında hangi materyal, taş ve tekniği kullanıyorsunuz?

Doğal taşlar, değerli metaller ve el işçiliği ile üretilen malzemeler, mücevherlerimin temel yapı taşlarını oluşturuyor. Doğal taşlara ve onların ışıltısına olan hayranlığım, tasarımlarımın her bir detayına yansıyor. Taşların enerjilerine inanıyorum ve bu enerjiler, ürünlerimi tasarlarken bana ilham veriyor. Bu yüzden koleksiyonlarımda doğal ve ışıl ışıl taşlar kullanmaya özellikle özen gösteriyorum. Şu anda üç koleksiyonum bulunuyor: Enigma, Peacock ve Chain. Bu koleksiyonlarımda, gümüş üzeri altın kaplama ürünler yer alıyor. Üretim sürecinde, büyük bir titizlikle çalışan ve her anlamda güvendiğim ustalarımla birlikte ilerliyorum. Her bir ürünün en az bir aşamasına mutlaka birebir katkıda bulunuyor, el emeğimle tasarımı tamamlıyorum. Bu süreç, tasarımlarımın sadece estetik bir mücevher değil, aynı zamanda sanatsal bir değer taşımasını sağlıyor.

Tasarımlarınızdaki şekil, motif veya renkler ne anlama geliyor? Koleksiyonlarınızı tanıtır mısınız?

Tasarımlarımı çoğunlukla doğadan, denizlerden ve mimariden ilham alarak oluşturuyorum; ancak, bazen yalnızca kendimle baş başa kalıp hayal gücümü serbest bırakıyorum. O anlarda, hayal gücümle ellerimin birleşerek kalbimden geçenleri ortaya çıkardığını hissediyorum. Örneğin; Enigma Koleksiyonu’nda denizin ve deniz altındaki renklerin büyüleyici dünyasından ilham alarak koleksiyondaki taşları belirledim; ancak, koleksiyonun ana formunu geometri oluşturdu. Peacock Koleksiyonu’nda ise tavus kuşunun zarafeti ve güneş ışığının etkileyici gücü birleşti. Tavus kuşunun güneşle aydınlanan tüylerindeki eşsiz renk geçişleri, bu koleksiyonun ruhunu oluşturuyor. Güneşi, bu zarif ve gösterişli kuşun görkemini tamamlayan bir ilham kaynağı olarak tasarımlarıma dâhil ettim. Tamamen hayal gücümle ortaya çıkan Chain Koleksiyonu ise, tasarlarken kendimi özgür bıraktığım bir koleksiyon oldu. Kendimle baş başa kaldığım ve sezgilerimle ilerlediğim bu süreçte, ortaya çıkan sonuç beni kendisine hayran bıraktı. Tasarımlarımın her biri, bu özgürlüğün ve hayal gücümün bir yansıması… Şu anda ise yeni bir koleksiyon üzerinde çalışıyorum. Bu koleksiyon, altın üzerine doğal pırlantalar ya da müşterilerimizin tercihine göre laboratuvar pırlantaları kullanılarak hazırlanıyor. Origami Koleksiyonu, Japonya’ya yaptığım bir seyahatten ve bu süreçte dinlediğim hikâyelerden ilham aldı. Koleksiyonun tasarımları, origamiden turna kuşu yaparken ortaya çıkan şekillerle şekilleniyor. Her yeni tasarımı oluştururken, bir kere daha origami kağıdından bir turna kuşu yapıyorum ve bunu, Hiroşima’ya atılan atom bombasından yıllar sonra kansere yenik düşen Sadako Sasaki’nin anısına armağan ediyorum. Bu süreç benim için yalnızca bir tasarım süreci değil, aynı zamanda derin bir anlam taşıyan kişisel bir yolculuk.

Mücevherlerde aşk ve sevgi gibi soyut kavramları nasıl somutlaştırıyorsunuz? Sevgililer Günü için daha çok tercih edilen tasarımlarınız hangileri? Özel günler için kişiye özel tasarımlar yapıyor musunuz?

Benim için mücevher denince ilk akla gelen şeylerden biri aşk oluyor. Tıpkı gerçek bir aşk gibi, ince ince işlenen, belirli aşamalardan geçerek şekillenen mücevherlerin, uzun süreli ve vazgeçilmez bir değer hâline geldiğine inanıyorum. Tasarımlarımı oluştururken, her kadını en az gerçek bir aşk kadar mutlu edebilecek parçalar yapmaya özen gösteriyorum… Chain Koleksiyonu’muzdaki gerdanlık Sevgililer Günü için en çok tercih edilen modellerimizin arasında. Aynı zamanda yeni evlenecek çiftler için özel nişan yüzükleri tasarlıyoruz. Müşterilerimizin sevgilerini simgelemesi için, nişan yüzüklerinin üzerine sevdiklerinin parmak izlerini ya da isteğe bağlı olarak kalp atış ritimlerini işliyoruz. Bu özel detaylar, mücevherleri yalnızca bir takı olmaktan çıkarıp ömür boyu taşınacak anlamlı birer sembol haline getiriyor… Bunun yanı sıra, farklı tektaş tasarımlar ve müşterilerimizin özel taleplerine göre tamamen kişiselleştirilmiş mücevherler de tasarlıyoruz. Her parça, duygusal bağları simgeleyen ve anıları ölümsüzleştiren bir hikâye taşıyor. Mücevher benim için sadece bir aksesuar değil; bir duygu, bir anı ve bir bağdır. Bu yüzden her tasarımın özel bir anlam taşımasına özen gösteriyorum.

Yazar Hakkında /

2003 yılından bu yana, hedef kitlesi AB ve A+ olarak belirlenmiş bir çok baskı, web, pr, organizasyon işinde başarılı projelere imza atmış olan MAG hayatın her alanında en iyi olmayı hedefleyen, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, özel zevkleri olan ve hobileriyle yaşamını renklendiren, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, belirli kesimden kabul ettiği müşterilerine yıllardır sağlamış olduğu yüksek başarı grafiği ile doğru planlanmış bir büyüme ile sektöründeki hayatına devam etmektedir.

Yorum Bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.