Hayata Umutla Bağlanmak LÖSEV
Lösemi ve kanser hastalarına ücretsiz tedavi, eğitim ve destek sağlama misyonuyla yirmi yedi yıldır bir yuva olan LÖSEV’in Genel Koordinatörü Hülya Ünver, vakfın karşılaştığı zorlukları, kampanyalarını ve toplumun desteğinin onlar için olan önemini MAG Okurlarıyla paylaşıyor.
Kendinizden de bahsederek; LÖSEV’in, kuruluşundan bu yana hangi temel amaçlarla faaliyet gösterdiğini anlatır mısınız? LÖSEV’in en önemli misyonu ve topluma sağladığı katkı nedir?
Adana’da doğdum. Ankara Deneme Lisesinin ardından Hacettepe Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü’nden mezun oldum, üzerine İşletme Bölümü’nü bitirdim. Harvard Kennedy School’da Sivil Toplum Örgütleri Liderleri İçin Stratejik Yönetim kursunu yaşam boyu öğrenme misyonu ile tamamladım. Yirmi dokuz ve on sekiz yaşlarında iki oğlum var. Eşitlik, adalet ve insanlık onuru, doğanın ve tüm canlıların yaşam hakkının korunması önceliklerim arasında yer alıyor. Özellikle çocukların ve kadınların her yönden sağlıklı yaşama haklarının, savunulması gereken bir konu başlığına dönüştüğü bir dünyada nefes almak dahi canımı acıtıyor diyebilirim. LÖSEV çatısı altında tüm bu konularda mücadelemizi sürdürebiliyor olmamız çok kıymetli.
LÖSEV’in ilk çalışanıyım. 8 Kasım 1998’de binbir zorlukla bir masa bir sandalye ile kurulduğundan beri lösemili ve kanserli çocuklara ücretsiz tedavi, eğitim, maddi ve manevi destekler sağlıyoruz. “Bahsi geçen masa ve sandalyenin isimsiz kahramanı benim.” demek bile gurur verici. Üstelik bugün topluma katkımız sadece tedaviyle sınırlı değil; lösemi ve kanser konusunda kamuoyunun bilinçlenmesini sağlamak, löseminin tedavi edilebilir, kanserin önlenebilir hastalıklar olduğunun farkındalığını yaratmak, halkımız ve ülkemiz için çok büyük faydalar sağlamıştır. Biz LÖSEV olarak, bir çocuğun hayata tutunması, bir annenin gözlerinin umutla ışıldaması, bir babanın evladına sarılabileceği, sağlıklı bir gelecek için çabalıyoruz. Yirmi yedi yıldır, çıktığımız bu yolculukta, lösemiyle ve kanser ile mücadele eden çocuklarımız ve onların aileleri için sadece bir vakıf değil, bir yuva olduk.
LÖSEV olarak karşılaştığınız en büyük zorluklar neler? Bu zorluklarla nasıl başa çıkıyorsunuz?
LÖSEV ilk kurulduğu yıllarda ülkemizde sivil toplum kuruluşu bilinci yerleşmemişti. Bu kadar büyük bir misyonu üstlenmiş fakat kimsenin tanımadığı bir kurumun toplumun güvenini kazanması ve bu güveni sürdürebilir kılmak hiç kolay olmadı. Bugün geldiğimiz noktada LÖSEV, itibar endeksinde yıllardır ilk üç kurum arasında yer alıyor. Bu güveni geleceğe taşımak, Türkiye Cumhuriyeti var olduğu sürece LÖSEV’i var edecek şekilde geleceği kurgulamak bizim en büyük sorumluluğumuz.
Ayrıca Türkiye’de her yıl yüz binlerce insanımız lösemi ve kanser tanısı alıyor. Bu nedenle yetişkin kanser hastalarımıza da kucak açtık. Fabrikaların zehir saçan kimyasal atıklarını boşaltarak çevre felaketi yarattığı Ergene’den deprem sonrası hiçbir önlem alınmayan Hatay’da asbest tehlikesine kadar kanser yapan her sorunun takipçisiyiz ve çözümler yaratılana kadar gündemde tutacağız. Halkın bağışları ile tuğla tuğla inşa edilen, lösemi ve kanser hastası çocuklara tamamen ücretsiz tedavi hizmeti veren LÖSEV’in hastanesi LÖSANTE’ın sekiz yıldır tam ruhsat alamamasından muzdaribiz. Dört yüz yatak kapasitesi olmasına rağmen hastanemizin iki yüz yatağını kullanabiliyor olmamız çok acıdır.
LÖSEV, farkındalık yaratmak amacıyla hangi kampanyaları yürütüyor ve bu kampanyalar sonucunda ailelere ne gibi yardımlar yapılıyor?
“Kanser kaderimiz olmayacak!” Bu konuda kararlıyız, durmadan yorulmadan bunun için çalışmaya devam edeceğiz. Diğer farkındalık çalışmalarımız arasında 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası, LÖSEV’in tüm dünyaya armağan ettiği en önemli farkındalık haftalarından birisidir. MEB ile protokol yaptığımız LÖSEV İncileri Projemizde ana sınıfından liseye kadar öğrencileri sağlıklı yaşam, beslenme ve hijyen konularında bilinçlendiriyoruz.
LÖSEV FAYDA Projemiz ile üniversite öğrencilerimize gönüllülük bilinci aşılıyor, kansere karşı birlikte savaşıyoruz. Çocuklarımızın LSV Eğitim Kurumlarında tamamen parasız kolej eğitimi almalarını sağlıyoruz. Hastalıkları nedeniyle okula gidemedikleri dönemlerde eğitim alamayan yavrularımızın eğitim eksiklerini “Canım Kardeşim Ders Evi” ile tamamlıyoruz. Hayatlarının en zor sınavını veren ve en çok yıpranan LÖSEV annelerimiz için ise “Annemin de Yüzü Gülüyor; Rehabilitasyon ve Uğraş Terapisi Atölyeleri”miz psikolojik destek sağlıyor.
Toplumun desteğinin LÖSEV için önemi hakkında neler söylemek istersiniz?
Toplumun desteği, LÖSEV’in en büyük gücü. Lösemili çocuklarımızın hayata tutunması, kanserle mücadelede umut ışığı yakması, ancak toplumun el uzatmasıyla mümkün oluyor. Bunu bir aile dayanışması olarak görüyoruz. “Biz kocaman bir aileyiz” derken, bu ailenin her ferdinin sorumluluk üstleniyor olmasından bahsediyoruz. Bu büyük aile tüm engelleri birlikte aşıyor, umudu ilmek ilmek örüyor. Tüm bunlar LÖSEV’e, başta Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Üstün Ezer ve kurumun bugünlere ulaşmasında emeği geçen fedakar yöneticilerine duyulan büyük güvenin ve büyük bir dayanışmanın ürünü, toplumun gücüdür.
LÖSEV ekibinin yüzde seksen beşi kadınlardan oluşuyor ve bunun yanı sıra kadın dayanışması kapsamında onların hayatlarına dokunuyorsunuz. Vakıf olarak, bu alandaki projelerinizden bahseder misiniz?
“Umudumuz Kadın Dayanışması” diyerek yıllardır sürdürdüğümüz omuz omuza mücadelemizi bir üst platforma taşıyarak Atatürk tarafından sağlanan haklarının farkındalığı, üretmenin ve dayanışmanın gücüyle, öz güvenle kendi ayakları üzerinde durabilecek donanımlara sahip olmaları için gönüllülerimiz ile aktif çalışıyoruz. Anadolu’nun kadim şehirlerinde kadınlarımız ile bir araya geliyoruz. Yirmi yedi yıldır yüzde seksen beşi kadınlardan oluşan ekibimize, kanser gibi ağır bir yükle mücadele eden kadınlarımıza eğitim, ekonomik bağımsızlık kazanmalarını sağlayacak kurslar ile yetkinlik kazandırıyor, ilham veriyoruz. Kısacası yalnız olmadığını hisseden kadınlar ve gönüllüler, LÖSEV çatısı altında bir araya gelerek dayanışmanın gücünü ortaya koyuyor. Cumhuriyet kadınları olarak bir meşale yaktık. Üzerimize kabus gibi çöken her türlü karanlığı yeniden aydınlatmaya kararlıyız. Tüm kadınlarımızı; şikayet eden değil, çözüm yaratan ve harekete geçen bir toplum için gönüllü olmaya LÖSEV’imize bekliyoruz. İnanıyoruz ki çevresini aydınlatan gönüllülerimiz ile birlikte “Güneş LÖSEV’den doğacaktır”.