Gökçe Türkan
Buz Pistinden Kamera Önüne
“Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi” dizisinin güçlü duruşuyla dikkat çeken karakteri Şemse Hatun’a hayat veren Gökçe Türkan, projeyle birlikte edindiği deneyimleri ve geçmişte buz pateni antrenörlüğü yaparken kazandığı özgürlük ve mutluluk hissini MAG Okurlarıyla paylaştı.
Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi dizisinde Şemse’ye hayat vermek size neler kattı?
Şemse’ye hayat vermek benim için oldukça hareketli ve heyecan vericiydi. Şemse’nin çok yetenekli bir karaktere sahip olması, henüz kendimin bile denemediği şeyleri yapmama vesile oldu. Onunla birlikte şarkı söylemeyi, ata binmeyi, kılıç sallamayı; zorluklar karşısında sakin bir üslupla çözüm odaklı olmayı, aynı zamanda aşk karşısında tüm zorluklara rağmen vazgeçmemeyi öğrendim. Ne olursa olsun insanlara karşı merhametli ve korumacı olmasıyla “asıl gücün” gerçekliğini daha temiz duygularla Şemse’den öğrendim diyebilirim.
Daha önce hiç ata binmiş miydiniz? Ata binmek size ne hissettiriyor?
Daha önce sadece, çocukken birkaç kere at binme maceram dışında herhangi bir at binme deneyimim olmamıştı. Atlarla en yakın temasım bu projeyle başladı. Set başlamadan yaklaşık bir ay kadar binicilik eğitimi aldım. Bu süre benim için oldukça yorucu ama bir o kadar da keyifliydi, çünkü doğada olmak, hayvanlarla vakit geçirmek ve sürekli farklı şeyler yapmak benim için her zaman etkileyiciydi. Bu vesileyle atların muazzam hayvanlar olduğunu ve bundan sonraki zamanımda mutlaka biniciliğe dair şeyler yapmam gerektiğini düşündüm. Benim için at binmek, yanına aldığın en yakın arkadaşınla özgürlüğe koşmak ve anın tadını çıkarmak gibi…
Peki, ses eğitimi almış mıydınız ya da daha önceleri şarkı söyler miydiniz? Şarkı söylemek nasıl bir duygu uyandırıyor sizde?
Dizi başlamadan, kısa bir süre aldığım eğitim dışında herhangi bir ses eğitimi almadım; ama ben de herkes gibi duşta, arabada, sokakta; fırsat bulduğum her anda şarkı söylerim ve çok severim. Bundan mıdır bilmiyorum ama ilk şarkı sahnesinden son şarkı sahnesine kadar seyirci sesimi çok sevdi. Üstelik çoğu parça kendi dilimde bile değildi. Arapça ve Azerice okuduğum parçalar her ne kadar beni zorlamış olsa da, seyirciye o duygu ve heyecan çok net geçti, çünkü şarkı söylerken kapıldığım müziğin ritmi, bu sefer farklı dillerde hayat bulmuştu. Haliyle insana farklı bir ruh katıyordu.
Şemse ile ilgili aldığınız ve en unutamadığınız yorum neydi?
Şemse’yle ilgili aldığım ve unutamadığım yorumlardan biri; “İyi ki Şemse sen oldun. Kafamda senden başka Şemse canlandıramazdım.” yorumuydu, çünkü tarihten bir karakteri ilk defa canlandırıyor olmak ve seyircinin bunu seviyor olması benim için çok önem taşıyordu. Unutmadığım diğer yorumlardan biri ise dizide söylediğim bir parçayı telefon zil sesi yaptığını söyleyen kişilerdi. Bu, benim için oldukça enteresan ve tatlı bulduğum anlardan biriydi.
Oyunculuğa başlamadan önce, İzmir’de buz pateni antrenörlüğü yapıyordunuz. Bu dala yönelişiniz nasıl olmuştu?
Aslında insanlar beni buz üzerinde izlediklerinde çocukluğumdan beri bu sporu yaptığımı düşünüyorlar; ama buz pateni serüvenim on sekiz yaşımda başladı. İzmir’de bir AVM’de küçük bir pist üzerinde çocuklara eğitim veriyordum. Tabii bu eğitimi vermeden önce çeşitli eğitimler alarak bir belge edindim. Zamanla buz üzerinde yeteneklerimi ve yapabildiklerimi keşfettim ve bu spor üzerine yoğunlaşma kararı aldım. Bu sayede antrenörlüğü bırakıp, daha çok keyif alacağımı düşündüğüm buz pateni sporcusu olma yoluna girdim. Yaklaşık beş yıl kadar bu sporla ilgilendim. Şu an yirmi beş yaşındayım ve bu sporu yapmak isteyen herkese en büyük tavsiyem: Yaşın hiçbir önemi yok, yeter ki siz yapmak isteyin.
Buz pistindeyken neler hissediyorsunuz?
Buz üzerindeyken kuğu gibi hissettiğimi söyleyebilirim. Özellikle dışarıdan beni izleyen insanların ışıltılı gözlerle bana bakması ve büyülendiklerini dile getirmesi benim için oldukça gurur verici anlardan, çünkü bir işi yaparken ruhumu katarak, emek vererek, içten ve samimi bir şekilde yapmayı çok seviyorum. Bu yüzden buz üzerinde kayarken bütün duyguları yaşadığımı söyleyebilirim. Depresif ve üzüntülü hissettiğim anlarda da, mutlu olmak ve huzur bulmak için kendimi hep buz üzerinde bulmuşumdur. Bu yüzden buz, benim için stresle başa çıkmanın en güzel yollarından biri olmuştur.
Son olarak, çok duru bir güzelliğiniz var; güzellik rutinlerinizi öğrenebilir miyiz?
Aslında bunun için herhangi bir çabam olmuyor. Çabasız olanı seviyorum. Düşünceleri pozitif tutmak ve iyi bir enerjide olup bunu etrafa yaymak; asıl güzellik anlayışıdır benim için.