Yeniliklere Açık Çağdaş Yalın GOOA
Temel vizyonunun, karakteri olan yapılar tasarlamak olduğunu belirten GOOA kurucusu Mimar Emre Arslan; felsefesini, verdiği hizmetleri ve tasarım sürecini MAG Okurlarıyla paylaşırken Bodrum’da tamamladıkları projeye dair detayları veriyor.
Kendinizi tanıtarak başlar mısınız?
2000 yılında İTÜ Mimarlık Fakültesini kazandım. Bir yıllık İngilizce eğitiminin ardından mimarlık eğitimime başladım. 2004-2005 yıllarında İtalya’da, Politecnico di Milano Üniversitesinde mimarlık eğitimime devam ettikten sonra 2006 yılında İTÜ’den mezun oldum. İTÜ’deki son yılımda Prof. Dr. Metin Hepgüler’in ofisinde -yarı zamanlı olarak- ilk profesyonel mimarlık hayatıma başladım. Ardından bir yıl kadar Tabanlıoğlu Mimarlık’ta çalıştıktan sonra News. Coorp. Fox TV Türkiye genel merkez ve stüdyo binasının tasarım ve uygulama süreçlerini proje mimarı olarak yürüttüm. Fox TV projesinin tamamlanması ile birlikte şubat 2011’de GOOA mimarlık ofisini kurdum.
GOOA’nın vizyonu ve amaçlarından bahseder misiniz?
GOOA olarak; farklı ölçek ve tipolojilerdeki yapıların gelişen teknoloji ve değişen kullanıcı ihtiyaçlarını doğru analiz edip, estetik ve fonksiyonellik bağlamında harmanlayıp, karakteri olan yapılar tasarlamak temel vizyonumuz diyebilirim. Bu perspektifte amacımız; kullanıcısı ile bütünleşik, kimliği olan mekânlar tasarlamak diyebilirim.
Hangi hizmetleri veriyorsunuz?
GOOA olarak; mimari, iç mimari tasarım, proje yönetimi ve uygulama hizmeti sunmaktayız. Özellikle mimari ve iç mimari proje süreçlerinin bir bütün olduğuna inanırız. Her ne kadar iki farklı uzmanlık alanı olsa da nihayetinde birbirini tamamlayan ve birlikte ele alınması gereken tasarım süreçleri olduğuna inanıyoruz ve tabii ki yapılan tasarımların bir de uygulanabilirliği önemli. Biraz da bu sebepten, 2018 yılından bu yana, alanlarında uzman mimar ve mühendis arkadaşlarımızın kontrolünde uygulama hizmeti de vermekteyiz.
Tasarım felsefeniz nedir? Projelerinizde hangi değerlere odaklanıyorsunuz?
Tasarım felsefemiz, bireyselliği koruyarak çevresi ile bağ kuran modern tasarıma değer vermektir. Projelerimizde işlevsellik, estetik ve sürdürülebilirlik gibi değerlere odaklanıyoruz. Her proje için özel bir yaklaşım geliştirerek, müşterilerimizin ihtiyaçlarını ve beklentilerini en iyi şekilde karşılamayı hedefliyoruz. Bunların yanında, yapı ekonomisi de bir diğer önemli kriter projelerimizde.
Peki, tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Tarzımızı yeniliklere açık, çağdaş ve yalın olarak tanımlayabilirim. Temiz çizgiler, doğal malzemeler ve akıllı teknoloji kullanımıyla öne çıkan bir estetik anlayışa sahibiz, ancak her projede, müşterimizin kişisel zevklerini ve gereksinimlerini yansıtacak özgün bir tarz oluşturmayı amaçlıyoruz. Her projenin ayrı bir hikâyesi olduğuna inanıyoruz. Bu nedenledir ki kendimizi kalıplara hapsetmeyi doğru bulmuyoruz.
Tasarım süreciniz nasıl işliyor? Müşterilerinizle nasıl bir iş birliği içerisindesiniz?
Tasarım sürecimiz, öncelikle kullanıcı odaklı bir yaklaşımla başlar. İlk olarak, müşterilerimizin ihtiyaçlarını, beklentilerini ve hayal ettikleri yaşam alanını detaylı bir şekilde anlamaya çalışıyoruz. Ardından, bu bilgileri temel alarak ve çevre şartlarını, yönetmelikler gibi kriterleri de değerlendirerek özgün tasarım konseptleri geliştiriyoruz. Doğru konsepte ulaştığımızda, mimari projelerde; ruhsat projelerini ve uygulama detay projelerini hazırlayıp tasarım sürecini sonlandırıyoruz.
Son olarak, Bodrum Türkbükü’nde gerçekleştirmiş olduğunuz Gift Hebil projesini anlatır mısınız?
Gift Hebil projemiz, Bodrum’un en gözde tatil merkezlerinden biri olan Türkbükü’nde yer almaktadır. On adet villadan oluşan Gift Hebil projemizde, her villada dört adet ebeveyn yatak odası, bir adet hizmetli odası, altı adet banyo, Türkbükü’nün eşsiz deniz manzarasını kucaklayan Amerikan mutfağı ve salonu vardır. Ege ve Akdeniz’in izlerini taşıyan, iç mimari tasarımlarda sadeliğin gücü doğal malzemeler ile desteklenerek Gift Hebil Evleri, şıklığı, konforu ve modernliği ile Bodrum’da farklı bir pencere açmaktadır.