Bengisu Mimarlık Doğa ile İç İçe Tasarım

Yüksek Mimar Elif Bengisu, kendisinden ve verdiği hizmetlerden de bahsederek doğayı odaların içine taşıyan otel projesi The Grey’in tasarımını,

çıkış noktalarını ve konseptini MAG Okurlarıyla paylaşıyor.

 

Öncelikle kendinizden bahsederek çalışma alanlarınızı anlatır mısınız? Hangi hizmetleri veriyorsunuz?

Aslen Şanlıurfalı bir ailenin kızıyım. Liseyi memleketimde tamamladıktan sonra üniversiteyi kazanınca mimarlık okumak için İstanbul’a geldim. Mezun olduktan sonra çeşitli şirketlerde şantiye mimarı olarak çalıştım. Daha sonra yurt dışı eğitimi için Londra’ya gittim. Yüksek lisansımı iç mimarlık alanında tezli olarak tamamladım, bir taraftan da akademisyen olarak üniversitede ders verdim.

 

Bengisu Mimarlık nasıl oluştu? Hangi hizmetleri veriyorsunuz?

İlk önceliğim, kendimi mesleğime hazır hissetmekti. Zamanını beklemek çok önemli, çünkü kendinize özel bir alan oluşturmak ve ekibi yönetmek sorumluluk istiyor. Kendi ofisimi oluşturduktan sonra mimari ve iç mimari alanlarında çeşitli projeler ürettik. İnşaat, otel, restoran, villa projeleri tasarladık. İlk projem, memleketim olan Şanlıurfa’da cami projesi inşa etmek oldu. Proje seçme şansı benim açımdan pek olmuyor, her gelen proje benim için değerli olmakla birlikte bakış açımın şekillenmesine yön veriyor ve eğitim asla bitmiyor. Ailemde ağabeyim de mimar ve tecrübeleri benim için çok değerlidir. Yurt dışı projelerinde uzun bir süre birlikte çalıştık. ABD, Dubai, Arabistan, İran, özellikle Malta adası bizim evimiz gibiydi. Üç yüzden fazla inşaat projesi gerçekleştirdik.

 

Alaçatı’da gerçekleştirmiş olduğunuz bir otel projesi bulunuyor. Buradaki çıkış noktanız neydi ve nasıl bir konsept yaratmak istediniz?

Alaçatı’daki ilk projem. Bu nedenle tasarlama aşamasında yoğun bir araştırma yaptık. Alaçatı’da yerleşim alanı çok önemli. Doğal bir yaşama sahip bu özellikleri projemize taşımak istedik. Bu nedenle projenin çıkış noktası, dış mekânı iç mekâna taşımaktı. Hem yeşili hem de doğal ışığı maksimumda kullanarak açık ve ferah mekânlar yaratırken aynı zamanda doğayı mekânın içine taşımak istedik. Geniş pencereler kullanılarak otelin her köşesi, çevresi ile bütünleşecek şekilde planlandı. Konuk odalarının bulunduğu yapılar içerisinde bir sirkülasyon mevcut. Bu durum, mekânlar arası geçişi kolaylaştırıyor.

 

Alaçatı Göbene bölgesinde yapılandırdığımız otel projemizin mimari dizaynını, hem doğal çevreyle uyum içinde olan hem de modern mimari unsurları ön plana çıkaran bir konseptle inşa ettik. Otelin her köşesi, çevresindeki muhteşem manzaralarla bütünleşecek şekilde planlanmıştır.

 

Yapıyı oluştururken hangi materyalleri ve renkleri tercih ettiniz?

Neden siyah rengi tercih ettiğime dair sorular çok geliyor. Siyah renk her zaman taze, modern görünür ve hep zamanın ruhuna uygundur. Tabii ki en önemli detay, müşterimizin siyah renk tutkunu olması. Bu nedenle mimaride siyah rengi yoğun kullandık. Bu konuda Alaçatı’da bir öncü olduk diyebilirim, sınırları zorladık. Malzeme olarak ise yerel taşlar ve ahşap kullanılarak modern bir çizgi yaratıldı.