Bir Hanımefendi Gibi Davranmak
Kış gelir davetler, partiler, ev gezmeleri başlar. Bu davetlerde nasıl klasınızı konuşturursunuz? Nasıl partinin göz bebeği ve aranılan ismi olursunuz? Nerede nasıl davranacağınızı bazen kestiremiyorsanız bu yazıyı mutlaka okuyun!
“Bir hanımefendi, ortalıkta görülmek çok da umurunda değilmiş gibi yapar. Elizabeth Taylor da bu taktiği uygularmış.”
Bir takım kuralları uygulayarak davetlerin vazgeçilmezi olmak mümkün. Elisabeth Taylor katıldığı davetlerde bir hanımefendinin nasıl davranması gerektiğini en iyi bilenlerden…. Klas bir kadın olarak anılmak ve davetlerin parlayan ismi olmak için sizlere birkaç öneri sunuyorum…
Bir hanımefendi hiç bir zaman daveti kabul etmeden önce başka kimlerin geldiğini sormaz. Bu davet sahibine yapılmış büyük bir ayıptır. “Ben seni çok takmıyorum ama bakayım başka kimler varmış” demenin gizli yoludur.
Bir davete katıldığınızda yapılacak ilk ve en önemli şey davet sahibinin yanına gidip öncelikle teşekkür etmektir. Eğer ev sahibini tanımıyorsanız sizi oraya kim götürdüyse hemen onu kolundan tutup sizi davet sahibiyle tanıştırmasını istemelisiniz. Eğer yanınızda kimse yoksa, ne işiniz var Allah aşkına orada!
Bir hanımefendinin her zaman kendinden emin sıkı bir tokalaşma şekli olmalı. Yeni tanıştığınız insanlar üstünde iyi bir intiba bırakmak istiyorsanız buna çok dikkat edin. Bazı insanlar vardır elinizi iğrenir gibi sıkarlar, işte ben o insanlardan hiç hoşlanmam, hemen notumu veririm.
Bir hanımefendi hiç kimsenin yüzüne direkt olarak kim olduğunu, ne iş yaptığını, meşhur biri olup olmadığını sormaz. O kadar merak ediyorsanız önce etrafta araştırma yapın, ondan sonra konuşun derim ben. Ama başkasına sorarken de dikkatli olun da o kişiyle fazla ilgilendiğinizi düşünmesinler.
Eğer katıldığınız bu davet bir akşam yemeği ise lütfen yemekler konusunda mutlu olun. Sakın yemeğinizin soğukluğu veya tadıyla ilgili kötü yorumlar yapmayın veya vejetaryenseniz yanınızdaki kuzu kafası yiyor diye söylenmeyin. Herkese ve her şeye saygı gösterin. Unutmayın siz misafirsiniz…
Bir hanımefendi hiçbir zaman davetli olmadığı bir partiye gitmez, gitmemeli. Davetli olan bir arkadaşınıza eşlik ediyorsanız o durum biraz daha kabul edilebilir fakat yalnız gitmek tam bir yüzsüzlük olur, değil mi?
Bir hanımefendi hiç bir davette deliler gibi yemek yemez. Bence bu çok çirkin bir görüntü. Bu durumdan kaçınmanın en kolay yolu gitmeden önce hafif bir şeyler atıştırmaktır. İpek bir elbiseyi polyester bir elbiseye dönüştürmenin en kolay yolu kıtlıktan çıkmış gibi yemek yemektir. Bu hataya sakın düşmeyin derim.
Bir hanımefendi hiçbir zaman cep telefonunu masanın üstüne koymaz. Gözü sürekli telefonda olmaz veya sürekli mesajlaşmaz. Bu gerçekten karşısındaki insanlara çok büyük saygısızlıktır, hatta eğer bir yemek masasında oturuluyorsa çok çok önemli bir şey olmadıkça telefona cevap bile verilmez. Ne bileyim evinizde yangın çıkmadıkça veya doğuma gitmiyorsanız filan…
Bir hanımefendi asla ve asla yemek masasında veya ortada makyaj tazelemez. Siz ağzınız beş karış açık ruj sürerken etrafınızdakiler size bakıp neler düşünüyor acaba?
Bir hanımefendi bir partide etrafta sürekli dolaşmaz, turlamaz. Bir köşede insanlarla muhabbet eder, yanına arkadaşları giderse konuşur. Fakat o, kimsenin yanına gitmez. Ortalıkta görülmek çok da umurunda değilmiş gibi yapar, Elizabeth Taylor da bu taktiği uygularmış.
Bir hanımefendi hiçbir zaman sarhoş olmaz. İşte bu başınıza gelebilecek felaketlerin en büyüğüdür. Yıllarca peşinizi bırakmayacak kabusunuzdur, yer yarılsa da dibine girsem dediğiniz andır ve hep öyle hatırlanırsınız maalesef. “Aaa bu geçen yılki partide sarhoş olup kusan kız değil miydi?” diye kırmızı lekeyi üstünüzden bir türlü atamazsınız. Kusma olayına girmiyorum bile, gerisini siz anlayın artık.
Bir hanımefendi özellikle ev davetine gidiyorsa mutlaka küçük de olsa bir hediye götürmelidir. Eğer götürmediyse davetten sonra bir çiçek veya teşekkür notu yollamalıdır… Yok eğer onu da yapmadıysa bulaşıkları filan yıkasaydı bari…
Bir hanımefendi bir davetten ne zaman ayrılacağını çok iyi bilmelidir. En son giden misafir hep çok antipatik olur ve hatta işin ucu bir daha çağırılmamaya kadar gider. Kapıdan çıktığınız an “Ayyyy hiç gitmeyecek sandım, bu ne yüzsüzlük bu kadar kalınır mi? Biz bunu bir daha çağırmayalım” diye süren konuşmalar olur. Bunu kimse istemez değil mi? Siz en iyisi edepli bir saatte evinizin yolunu tutun.
Evet umarım bu kış aylarında partilerin, davetlerin çokça olduğu bu dönemde ufak tüyolarımla yardımcı olabilmişimdir. Eminim bundan sonra sizsiz bir parti veya davet düşünülemez!
Önümüzdeki ay görüşmek üzere…