© Copyright 2018 Mag Medya
blank
Başa Dön

Adil Yıldrım: Kaçıp Giden Yaz Aşkları

Adil Yıldrım: Kaçıp Giden Yaz Aşkları

Muhteşem bir organizasyonla MAG Ailesi olarak Bodrum’da bir araya geldik. Yaz gecesinde katıldığım bu eşsiz partide sohbet ederken bir dostumuz yaz aşklarına inanmadığını söyledi. “Kısa süreli oluyor ve duygu barındırmıyor,” derken ben buna hemen itiraz ettim, çünkü benim deneyimlerim farklıydı.

İnsan, başına gelmeyen şeylere inanmazmış. Gerçekten de öyledir. Yaşadığımız deneyimlerin dışına çıkamıyoruz ve zihinsel olarak hep o deneyimlerle sınırlı düşünebiliyoruz.

Bundan on sene önce, yine Bodrum’da tatil yaparken arkadaş ortamında ilgimi çeken bir kadınla tanışmıştım. Daha ilk görüşte beni etkileyen bakışları ve zarif beden diliyle adeta bir mıknatıs gibi kendine çekiyordu. Arkadaş ortamında tanışmalar güzeldir, çünkü referans ile tanışmış olursunuz ve size güven veren bir grup içerisinde olmanız nedeniyle bu yeni insanla daha rahat sohbet edebilirsiniz. Sohbete başladık ve aynı cümleyi ondan da duydum. Bana bakarken yaz aşklarına inanmadığını ve kesinlikle hayatında bir ilişki düşünmediğini söyledi. Ben de bunu duyunca şaşırdım, çünkü sadece onu tanımak istiyordum, daha farklı bir amacım yoktu.

Oysa kadınlar daha tanışma aşamasında hayal güçleri ile muhteşem manzaralar açmaya başlarlar. İşte bu sebeple pembe panjurlu ev hayali, kadınların dünyasına aittir. Ben ona neden böyle davrandığını sorduğumda, daha öncesinde kötü deneyimler yaşadığını ve dolayısıyla artık kimseye bir güveni kalmadığını söyledi. Onun güvenini kazanmanın neredeyse imkânsız olduğunu anladım ve sadece onu tanımak için birkaç klasik soru sordum. Ne kadar zaman için Bodrum’da olacağını sorduğumda, bu soruya bir yanıt vermek istemedi. Bir insanın ön yargılarını kırmanın imkânsız olduğunu Einstein çok uzun zaman önce söylemişti zaten.

Ne kadar yazık diye geçirdim içimden. Kim bilir kaç kişi harika bir ilişkiyi böyle ön yargıları nedeniyle kaçırıyor veya sessizce yanından geçip gidiyor ardına bakmadan…

Israrlarım neticesinde tekrar buluştuk. Bu defa onu güzel yerlerde gezdirdim ve aramızda yaşanabilecek muhtemel bir ilişkiden hiç bahsetmeden sadece arkadaşça sohbet ettik. Onu tanımaya çalışıyordum, çünkü bir erkek hoşlandığı zaman öncelikle tanımaya çalışır ve güzel cümleler kurarak kadını manipüle etmek yerine, ona karşı gerçek hislerini anlamak için daha fazla soru sorar. Ben de böyle davranıyordum ve akşam yemeğini birlikte yemek konusunda onu ikna etmişken harika bir manzaraya sahip masamıza oturduk. Gözlerinin içine bakıyordum ve o da sanki tüm ön yargılarını atmış gibiydi. Sonra aniden gülümseyip “Kusura bakma ama eski sevgilimi unutamıyorum, bir sene oldu ayrılalı; yani geçen yaz ayrıldık ve hâlâ aklımı meşgul ediyor. Yazın ortasında terk edip gitti beni ve artık kimseye güvenim kalmadı.” deyiverdi.

Bunları duyunca ben bir bardak soğuk suyu hiç düşünmeden içtim, artık bir yolu olmadığını anladım. Mesele güvensizlik falan değildi, mesele daha büyük ve daha çözümsüz göründü bir anda, çünkü eski sevgili meselesi ülkemizin kanayan yarasıydı.

Keyifli yaz aşklarını kaçırıyorduk, asla değerimizi anlamamış insanların dönmesini beklerken ve hayattan keyif almayı unutuyorduk, saplantılı hayal dünyamızda kıvranırken.

Yazar Hakkında /

2003 yılından bu yana, hedef kitlesi AB ve A+ olarak belirlenmiş bir çok baskı, web, pr, organizasyon işinde başarılı projelere imza atmış olan MAG hayatın her alanında en iyi olmayı hedefleyen, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, özel zevkleri olan ve hobileriyle yaşamını renklendiren, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, belirli kesimden kabul ettiği müşterilerine yıllardır sağlamış olduğu yüksek başarı grafiği ile doğru planlanmış bir büyüme ile sektöründeki hayatına devam etmektedir.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.