Dolce Müzik Akademisi ile Müzik Dolu Günler
Dört yaşından itibaren her yaşta kişiye özel olarak müzik eğitimi veren Dolce Müzik Akademisi’nin sahibi Ulaş Çırakman ile
müzik üzerine hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Hem Dolce Müzik Akademisi’nin sahibi hem de orada eğitmen olarak görev yapan Ulaş Çırakman derslerle ilgili önemli bilgiler verdi…
Dolce Müzik Akademisi ne zamandır faaliyet gösteriyor?
Dolce Müzik Akademisi yaklaşık 4 buçuk senedir faaliyet gösteriyor. 18 Ekim 2007’de açılışımızı gerçekleştirdik. Daha öncesinde benim özel öğrencilerimle birebir olarak çalışmalarım vardı. Onlardan edindiğim bilgiler ve deneyimler neticesinde böyle bir merkez yaratmak istedim.. Şu anda 5. senemizi kutlamak için hazırlıklara başladık.
Dolce Müzik Akademisi’nde ne tür müzik dersleri veriliyor?
Klasik batı müziği enstrümanlarını hedef olarak seçmiş durumdayız. Türek müziği enstrümanlarına girmiyoruz. Piyano, gitar, keman, şan, solfej, nota eğitimi. Popüler şarkıcılık, özellikle şu an en çok ilgi gören alanımız bu. Artık kendi seslerini tanıyıp, seslerini nasıl güzel çıkartabildiğini keşfedip, nefesi öğrenerek ve vokalizasyon çalışması yaparak bunu keşfetmek isteyen birçok öğrencimiz var. Dört yaşından itibaren öğrencililerimiz derslere başlayabiliyor ama temel eğitim piyanoyla veriliyor.
Yaş sınırımız dörtten mi başlıyor?
Evet, en az dört yaşını doldurmuş olması çok önemli.
Peki dersleriniz nasıl işleniyor?
Birebir olarak işleniyor.
Çok küçük yaşlarda müzik eğitimi zor olmuyor mu?
Dört yaşındaki çocuğun tabi ki fizyolojik özelliği bizim için çok önemli. Mutlaka ailenin gelip bizlerle tanışıp ön bir bilgi alması gerekir…
Sizi diğer müzik merkezlerinden ayıran özellik nedir?
Eskişehir Piyano Bölümü ardından Hacettepe Üniversitesi Sahne Sanatları Opera Şan Bölümü’nü bitirdim. Dolayısıyla müziğin içinde çok uzun yıllardır varım. 22 yıldır piyano çalıyorum. Bir konservatuar mezunu olarak müziğin dersini daha nitelikli kişilerin elinden almaları gerektiğini düşünüyorum. Zamanımızda çok fazla merkez var. Özel ders alan kişilerin bile özel ders verdiğini duyuyoruz. Buradaki öğretmenlerimizin tümü konservatuar mezunu… Bu anlamda samimi ve sıcak bir ortamda tamamen uzmanlar eşliğinde ders veriliyor. En önemli ayrıcalığımız bu…
Peki en çok ilgi gösterilen enstrüman hangisi? Tabi bunu kişilere ve ailelere göre ayırabiliriz…
Tabi okul öncesi eğitimde temel enstrümanımız piyanodur… 4 yaşlarında müzik derlerine başladıklarında ailede eğer bir profesyonel yoksa keman ya da diğer enstrümanlara yönlendirmiyoruz. Çünkü evdeki çalışma ve evdeki müzik ortamı bizim için çok önemli. Yaş ilerledikçe isteğe göre piyanonun dışında gitar ve keman tercih ediliyor. Yaşlara göre değişiyor. Şimdi gençler daha çok gitar çalmak istiyorlar. Kendi dinledikleri müzikleri yapmak istiyorlar.
Ses eğitimi almak kaç yaşında başlıyor?
Kişinin ergenlik döneminin geçmesini, sesin oturmasını bekliyoruz. Tahminen 16-18 yaşları arasında ses eğitimine başlayabiliyoruz. Şu ana kadar en küçük öğrencimiz 16 yaşında idi. 14-15 yaşlarından ses konusunda çok büyük risk almış oluruz. Özellikle erkek öğrencilerin yaşlarının 18 olmasını bekliyoruz… Ama bu yaş sınırı dışındaki her yaşta kişiye ses eğitimi dersi verebiliriz.
Hem Dolce Müzik Akademisi sahibesi hem de müzik öğretmenisiniz. Sizce Türkiye’de aileler çocuklarını yeteri kadar müzik eğitimi almak için yönlendirebiliyor mu?
Artık yönlendirebiliyorlar. Birkaç yıl önceki durumdan çok farklı bir durumdayız. Özel okullar dışında devlet okullarında ders işlenmese bile aileler araştırmaya ve çağın gerektirdiğini ulaştırmaya çalışıyorlar tabi bir de kendi istediği ama yapamadığı şeyleri çocuğunda görmek isteyen aileler oluyor. Buraya gelen aile “Ben hep piyano çalmak istedim, keman çalmak istedim çocuğumun da çalması için elimden geleni yapacağım” diyor.
Sizce buradaki öğrencileriniz hobi olarak mı yoksa profesyonel müzisyen olmak için mi buradalar?
Biz aslında hobi olarak kurulmuş bir müzik merkeziyiz. Sonuç olarak bu işi meslek olarak edinmek isteyenler için konservatuvarlar var ya da profesyonel alanda ilerlemek için müzik okulları var. Ama ben bu amatörler için de profesyonelliğin korunması gerektiğini düşünüyorum. Müzik eğitimi başlandığı zaman belirli zaman diliminde keşfedilen bir şey değil, sürekliliği olan bir şey. Kişinin buraya (en azından belirli bir zaman) düzenli olarak gelmesi gerekiyor hem enstrümanı tanıması hem de kendi hedeflerini, sınırlarını bilebilmesi için çok önemli.
Kişinin müzik yeteneğini ortaya çıkartmada siz ne tür yöntemler izliyorsunuz?
Kişinin hangi alanda ders almak istediği bizim için çok önemli. Biz piyano çalmak isteyen birine “hayır sen flüt çal” demiyoruz. “Yatkınlık” diye bir durum var, kişinin hangi enstrümana yatkın olduğu zaman içinde belli olabilecek bir şey. Bunu da bir kaç çalışmada anlamak mümkün değil, süreci yayıyoruz. Kişi hangi enstrümanda, hangi alanda eğitim ya da ses eğitimi almak istiyorsa o süreç izleniyor. Bu süreç içerisinde mutlaka onunla görüşmeler yapılıyor. Ve sonuç olarak da kişi zamanla seçimini yapıyor. Yani bunu aslında kendisinin fark etmesini sağlıyoruz.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Müzik eğitimi veren ya da müzik eğitimi verdiğini iddia eden bir sürü kurumun dışında ben burada kişilerin ileriki hayatlarında çok derin izler bırakacak bir süreç yaşamasını ümit ediyorum. Amatörce başlayıp çok başka yönlere giden öğrencilerimiz oldu. Yurtdışında çeşitli okullarda müzik eğitimi veren okulları kazanan öğrencilerimiz oldu. Bu öğrencilerin çoğu aslında kendi alanlarında eğitim alan kişiler, yani profesyonel hayatları müzikle alakalı değil. Benim en büyük amacım bu.
[nggallery id=1252]
