Çabasız Şıklık Rouz
Koleksiyonlarında hem gece hem gündüz giyilebilecek parçaları bulunduran, bazen sade ve güçlü bazen gösterişli ve cüretkâr tasarımlarıyla Rouz’un kurucusu Sena Köseoğlu, markası hakkında detaylar veriyor…
Öncelikle kendinizi biraz tanıtır mısınız? Rouz ne zaman, hangi motivasyonla kuruldu?
Başkent Üniversitesi Spor Bilimleri bölümünü bitirdikten sonra iki yıl kadar kendi branşımda eğitimlerimi tamamladım. Daha sonra modaya olan tutkum ve ilgimin ağır bastığını hissedince, içimdeki moda tasarım hayali 2018 yılında Rouz markasıyla hayat buldu. Kendimi bildim bileli moda ve giyime olan ilgim, beni bu sektörün içine çekti. Bir kadın girişimci olarak hayatımın her döneminde çalışmayı ve üretmeyi seven biri oldum. Zamanımın çoğunu yoğun bir şekilde markam için çalışarak geçiyorum. Moda tasarım alanında kendimi ve markamı geliştirmek için eğitimler almaya devam ediyorum. Ben aileye dönük bir insanım, ne kadar çalışan bir kadın olsam da, dışarıdan sosyal görünsem de, benim için öncelik ailem ve çocuklarım. Bununla paralel olarak da işim. O yüzden eşimin de desteği ile bu yolda gayet rahat yürüyebiliyorum. Tabii ki vakit buldukça arkadaşlarımla görüşmek, seyahat etmek, kitap okumak ve kendime zaman ayırmak keyif veriyor. Tüm bunları yaparken en büyük destekçim annem, aynı zamanda iş ortağım; varlığıyla ve desteğiyle her zaman bana güç veriyor.
Markanızın tasarım çizgisini nasıl tanımlıyorsunuz?
Stil yolculuğunda bize dört yıldır eşlik eden müşteri portföyümüzün beklentisi ve ihtiyaçları doğrultusunda, üzerinde taşımaktan keyif alıp rahat edeceği kıyafetleri baz alarak kendi zevkimizle harmanlayıp, en üst noktaya taşıyıp üretim yapmayı kendine misyon edinmiş bir markadır Rouz. Bazen sade ve güçlü, bazen gösterişli ve cüretkâr bir çizgimiz olduğunu söyleyebilirim.
Son koleksiyonunuzu oluştururken ilham aldığınız noktalar nelerdi? Hangi kumaşları, renkleri ve çizgileri kullandınız?
Koleksiyonumuzu oluştururken her yerden ve her şeyden ilham almak mümkün bizim için. Önceliğimiz, markamızın vizyonunu en iyi şekilde yansıtan ve uzun seneler modası geçmeden gardıropta bulunacak parçalar tasarlayıp üretmek; “çabasız şıklık” dediğimiz kombinlere yer vermektir. Bu son koleksiyonumuzda yün, saten ve pamuklu kumaşları tercih ettik. Yaz koleksiyonlarımızda canlı renkler ve desenlere yer verirken, kış koleksiyonlarımızda daha pastel tonlar kullanmayı tercih ediyoruz
Koleksiyonlarınızı gece ve gündüz olarak ayırırsak, daha çok hangisi için tasarım oluşturuyorsunuz?
Aslında biz her koleksiyonumuzda gece ve gündüz kıyafetlerine yer veriyoruz. Kendimizi tasarım yaparken günlük veya gece şıklığı olarak kategorize edip sınırlamıyoruz. Koleksiyonlarımızda günlük spor takımlara yer verirken aynı zamanda gece kıyafetlerine de yer vermeyi seviyoruz.
Son koleksiyonunuzda hangi parçalar öne çıkıyor?
Bazı parçalar vardır ki, giydiğiniz an içinde iyi hissedersiniz ve modasının geçmeyeceğini bilirsiniz. İşte bu parçalardan biri de kesinlikle Rouz’un klasikleşen çift yaka mantosu ve çapraz tulumu. Her sezon bu iki parçamız öne çıkmaya devam ediyor. Biz de ufak revizeler yaparak müşterilerimizin isteği doğrultusunda bu parçalara koleksiyonumuzda yer veriyoruz. Bu kendini tekrarlamak değil; markanın stil çizgisini oluşturmaktır diye düşünüyorum.
Gelecekteki planlarınızdan biraz bahseder misiniz? Kısa ve uzun vadede neleri hedefliyorsunuz?
Uzun vadeli hedeflere sahip olmak, bugün yaptıklarımızı daha anlamlı kılıyor. Bu hedeflere ulaşmanın en harika yolu, kısa vadeli hedeflere konsantre olmak bence. Benim kısa vadeli hedefim; öncelikle kendi ülkemde markamızın kalitesini ve çizgisini daha da yukarı taşıyarak en iyi yaptığım işi yapmaya yorulmadan, durmadan devam etmek. Uzun vadeli planlarımız arasında ise Avrupa ve Arap ülkelerinden gelen yoğun talepleri karşılamak için kapasitemizi kalitemizden ödün vermeden arttırarak markamızı dünya markası haline getirmek. Son olarak şunu söyleyebilirim; bugün pek çok insan gibi ben de sadece para kazanmak için çalışmak yerine inandığım ve sevdiğim işi yapmanın daha önemli olduğunu düşünüyorum. Bu işi yaptığım için aslında hayatımın en önemli hedefini gerçekleştirdiğimi düşünüyorum; çok şanslıyım bu yüzden.