Old School Tattoo Barış Polat

Son yılların günden güne artan trendi body art artık sadece gençlerin değil herkesin ilgisini çekmiş durumda… Hayallerde yatan tasarımı başarıyla çizen bir body art sanatçısıyla tanıştırıyoruz sizleri. Old School Tattoo’yu bir marka haline getirmiş ve genç yaşta bu sanatın duayeni olmaya aday olan Barış Polat ile dövme üzerine merak ettiklerinizi bulabileceğiniz bir sohbet gerçekleştirdik…

 

Bu mesleğe nasıl başladınız?

Küçüklüğümden beri dövmeye karşı ilgim vardı, zamanla birçok dövme yaptırdım ve sonra kendi kendime “ben neden bu işi yapmıyorum?” dedim ve böylelikle çok büyük heves ve heyecanla bu mesleğe adım atmış oldum.
Bu işe başladığınızda nasıl zorluklarla karşılaştınız?

Dışarıdan ne kadar basit gözükse de aksine çok zor bir iş… Çünkü bu işte hata yapmak gibi bir şansımız yok. Kağıda değil cilde çalışıyoruz ve maalesef silgimiz yok… Bu işin en büyük zorluğu da bu!

 

İlk dövmenizi ne zaman ve kime yaptınız? Nasıl bir dövmeydi?

İlk dövmemi 19 yaşımdayken benim adımı sembolize eden Kanji sembolünü kendi dizime yapmıştım. Çünkü karşıma oturacak müşterinin acısını en iyi böyle anlayabilirdim.

 

Sizce bu mesleğin avantajları ve dezavantajları neler?
Gerçekten sosyal olmanızı gerektiren bir meslek bu. Biz misafirlerimize ömür boyu taşıyacakları bir eser veriyoruz, hepsiyle arkadaş gibi olmaya çalışıyoruz, sonuçta güvenlerini kazanmamız lazım. Her müşteriyi anlamak ve düşüncelerini kendi kafanızda tasarlamak gerçekten sabır gerektiren bir iş.
Türkiye’de insanların dövmeye bakış açısı nedir? Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de maalesef hala tam olarak benimsenmedi, hala insanlarda kendilerinin bile emin olamadığı tabular var. Yurt dışında ise bırakın gençleri, babalarında ve dedelerinde bile dövme var. Biz aslında giderek bu modern “body art” kültürünü ilerletmeye çalışıyoruz. İnsanların kendilerini ifade edebilecekleri dövmelerle yaşlanması, bir hatıra olarak kalması, insanın kendine alabileceği en güzel hediye bence.

 

Genel olarak ne tarz dövmeler yapılıyor? Tercihler genelde ne oluyor?
Nasıl ki hayal gücünüzün sınırı yoksa dövmenin de sınırı yok, herkes kendine en çok yakıştırdığı modelleri istiyor tabii ki… Genellikle yazı dövmeleri ön planda, bu yaz ise Karahindiba bitkisinin dövmesi revaçta…

Dövme yaptırmak isteyenler dövme yaptırmadan önce ne gibi önlemler almalılar?
Son derece kendilerinden emin olmalılar çünkü bu geri dönüşü olmayan bir yol belki de bir tutku… Bir ayakkabı alıp ertesi gün beğenmeyip geri götürebilirsiniz belki ancak bizim öyle bir şansımız yok! Bu yüzden önce başkalarına danışmak yerine ilk başta ayna karşısına geçip kendilerinde ömür boyu neyi taşımak isteklerinden emin olmalılar…
Dövme yapıldıktan sonra neleri yapmamalılar?
Dövme yapıldıktan ilk üç, dört gün kesinlikle suya girilmemelidir çünkü ülkemizde musluktan akan sular gerçekten kirli bu yüzden dövmenin herhangi bir enfeksiyon kapmaması için suyla teması olmaması, kabuklanma halinde kabukların koparılmaması ve kaşınmaması gerekir.

Dövme yaptıran kişiler ne gibi bir bakım uygulamalılar?
Kullanılması zorunlu olan özel dövme bakım ürünleri var, bu ürünlerin günde iki, üç defa nemlendirecek şekilde az ve yedirerek dövmenin üstüne sürülmesi gerekir. Bu işlem ilk iki hafta için tavsiye ettiğimiz uygulamadır.
Doğum lekeleri, yanık ve yara izlerini de dövme ile tamamen kapatmak mümkün mü?

Tabi ki yapılabilir ancak bu kişiden kişiye değişen bir durum, her yarayı maalesef kapatamıyoruz ancak dikkati başka yere çekmek amaçlı yaptığımız çalışmalar oluyor, misafirlerimiz de bu uygulamadan çok memnun kalıyorlar.

 

[nggallery id=1302].