© Copyright 2018 Mag Medya
blank
Başa Dön

Sevişmeli……

Sevişmeli……

“Aşk kırıntısıyla doymaktansa, tek başıma aç kalırım bu hayatta” diyordu bir zamanlar, bir şarkıda marifetmiş gibi…

Ne sağlıksız bir bastırma ve ne çokbilmişlik durumudur ve ne kompleksli bir mağdur kaprisidir ki sonradan koyup öğretiyor hayat… Doyuracak bir aşk bulmak hayaliyle, kuruyup ölen bir ahkam prensinin pişmanlığını düşünün bir de… Bulamıyorsan doyuracak güzel bir aşk, atıştırman lazım en azından… Yemek bulamadığında, kırıntıyı reddetme lüksü var mı doğanın? Acıkınca deli gibi, ne bulsan yersin paşa paşa… Hem kan şekerin düşer yoksa hipoglisemik atak yaşarsın. Doygun aşk idealiyle mızmızlanıp, öyle aşağılarından sallamakla yazık oluyor zamana… Psikolojiyi kotarmak için önce fiziksel ihtiyaçları ihmal etmemek gerek. Yerleşik hayata geçmeye başladıktan sonra, tanımlara sıkıştırmışız zavallı bedenleri… Sıyrılın tanımlardan, doğanıza dönüp, bol bol aşk atıştırın. Sonra olur da ,“Rumeli Kavağı’nda balık, rakı ve üstüne bir de ev baklavası” kıvamında özel bir aşk çıkarsa karşınıza, kaçırmazsınız muhabbeti. O zaman tutunursunuz, bulduğunuz aşk ziyafetine…
O muhabbetin içinde de çok sorgulamamalı bir taraftan. Farkında olmadan mahvediliyor aşk da nitekim. Sahiplenmeyi abartıp, kimi zaman çok kıskanıp, kimi zaman da emek harcamaya üşerek. Eksik kalınıyor sonra… İyisi mi hiç izin vermeyin eksik gedik kalmaya… “Sürekli abur cubur aşk atıştırın” bedenleriniz için demiyorum ama aç da bırakmayın tensel ihtiyaçları… Tüm marazlar bu bastırmalardan doğuyor sonra…

Evlenene kadar doğru dürüst cinsellik yaşamayanlar bile var şu çağda… Yüksek lisans yapayım, kariyer yapayım, gittikçe çıtayı yükseltip, diyerek kimseleri beğenmemece oynayanlar var nitekim… Hormonların bu durumdan anladığı yok tabii… Bilimsel olarak kadınlarda cinsel yoksunluk göğüs kanseri riskini artırıyor. Erkeklerde de bir başka türlü, mastürbasyon çılgınlığından erken boşalma felaketi. Sonra ne işte ne güçte motivasyon yok. Bir kere ergenliğe girdikten itibaren, doğanız “sevişin” diyor…

Evlendikten, kariyer yaptıktan sonra “sevişebilirim” diyen bir genç kızın, doktora tezini verene kadar “aç kalma” olanağı var mı? Sevişmeleri hiç tutmamalı. Bahar gelince doğa uyanıyor mesela. Dikkat edilirse, insanlarda da uyanmaya başladığı halde, kedilere göre daha entellektüel varlıklar olarak yine bastırmalar var yeditepe… “Kadehin içindeki şarabı da güzel olan bir aşk” bulmayı kim istemez? Ama bulana kadar atıştırmanız lazım… Önce beden isyan ediyor, otuzlarında bir genç kız ergenlik sivilceleriyle geziyor, kocaman yirmi beşlik delikanlımız, rüyalarında çeviriyor dokuz buçuk haftaları. Oysa hiçbir eksiğimiz yok çiçekten, böcekten. Havalarda uçuşuyor, börtü böceğin yatak sırları.

Tabi sürekli atıştırın, “fast food” bir seks yaşantısı olsun demiyorum, altını çizelim. O da kalbi bozuyor çünkü. Ve fakat kalbinize layık bir aşk şarabı bulana kadar, kırıntılara burun çevirmeyin. Ne diyor beslenme uzmanları, sık sık fakat az yemeniz lazım… Sık sık sevişin, rahatlayın, yazık oluyor zamana… Çoğunlukla ataerkil yaşayışın içinde ne erkeğin tedarik edici pozisyonu ne de kadının şefkat sağlayıcılığı pek değişmiş değil. Doğa aynı doğa, hormonlar aynı. Derinliklerinde dürtüler olduğunu itiraf etmeye çekinen herkes bedenlerine eziyette sadece, sevişin coşun. Yazık oluyor doğanıza…
Haz almak, yaşamı kutlamak demek sevişmek… Hem sevişince bir oluyorsunuz, ruhani boyutu da var, anlayana… Tek bir oluyorsunuz, sevişerek… Teolojiler ayıp kılmış, günah kılmış. Günaha girin o vakit. Beden de biyolojik ihtiyacını doyuruyor üstelik “ceylan gibi sekiyorsunuz” ferahlıktan, duş çıkışlarında…
Yazık oluyor geçen zamanlara, cevizli sucuk yiyin, bol bol sevişin… Bahar geldi mi, yaz geldi mi bol bol sevişmeli…

CENK ERDEM

Yazar Hakkında /

Yazarımızın kısa özgeçmişi çok yakında burada, sayfamızda olacaktır.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.