Sen bana müjde misin umut musun sevgili

Kim demiş geçti mevsim ufukta göründü kar

Bu kaçıncı bahar sakın sorma sevgili

Benim yorgun gönlümde aşkının telaşı var

Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum

Yoksa böyle olduğum da mı gelir bahar

Ayrıca bunun seninle ne ilgisi var

Tabii ki ben böyle olduğum için bahar

Çünkü sana değdiğinden beri ellerim

Bütün kış dallarında tomurcuklar var

Sen bana vaat misin lütuf musun sevgili

Kim ne derse desin al beni sinene sar

Yaşanmış baharları unut gitsin sevgili

Benim gönül ülkemde bir tek senin aşkın var

Ayşe Kulin’in mısraları kadar içimdeki bahar sevdasını sizlerle nasıl paylaşırım diye çok düşündüm ve başladım yazmaya…

Bahar nasıl gelir? Lay lay lay lom gelir.

Boğazlı kazakları atar bir rafa, sonbahar kış couture çizmeler vız gelir, gökkuşağını evimizin içine serpmiş, ruhumuzu halatlardan koparmış o sarı sımcıcak alevi, ılık meltemi ile limonata eşliğinde gelir. Bahar bizim evde “sence bu havada bunu giysem mi?” dediğim anda gelir…

Tiril tiril elbiselerde gözüm kalır, arkadaşlarla buluşmalar, sevgiliyle öpüşmeler daha renkli, daha cilveli olur. İnsan yazı düşünür, mutluluktan kendinden bir kare ya da bir küp daha çıkarır anında. Üretici olur, sarmaş dolaş olur, aşık olur.

Polenler peşimi bırakmaz, gözlerimde yaş, burnumda bir kaşıntı, hapşırıklar en yakın ses, elimde allerji ilacı olur ama hepsine değer diyip, yola devam, geziler olur. Güneşe göz kırpıp, sevdiğimle yollara atarız kendimizi. Ne de olsa insanın baharları da sayılı. Her şey idare edilir, çare bulunur, yeter ki o güneş içimize sımsıcak doğsun.

Kış uzun geçer, geceler bitmek bilmez. Gelmeyeceksiniz sanırız sizi Bahar Hanım bir an. Yine soğuk yine soğuk der, evimizde geleceğiniz günleri sayarız. Hele uzun kış gecelerini geçirmiş yeni bir anne iseniz; Bahar Hanımın içinize şıpır şıpır damlayan sabahın ilk ışıkları nefesinizi keser mutluluktan.

Dallarda pembeli, beyazlı çiçekleriniz olur,  koparıp bu sene taçlar yapacağım kendime onlardan. Soframı, masamı, odamı donatacağım neşenizle, albenili renk- leriniz ve ılık esintinizle…

Ayağınızın tozu ile gelmenizle içimde hayaller, kafamda bir sürü proje canlanır. Beni daha dinamik daha verimli yaparsınız laf aramızda. Sokaklar, “Tuğçe pabucu yarım çık dışarıya oynayalım diye” daha bir şen çağırır beni. Yürüyüşüm değişir, gülüşüm havalanır, kahkahalarım daha bol daha yüksek çıkar bedenimden. Abartmam sadece daha sevimli olurum sizin ziyaretinizle. “Amaaan kim ne derse desinlerim” “umrumda değillerim” çoğallaşır tam gaz beni yaza hazırlar sizin cilveli gözkırpışlarınız.

Bu sene sizi karşılamaya daha da hazırım. İnanın çok bekledim sizi. Hem yalnız beklemedim, kızımın ilk tanışması bu sene sizinle, ona uzun gecelerde, kısa günlerde sizi o kadar çok anlattım ki, o da sizi gözlerini açmış meraklı bir şekilde kapıda karşılayacak söz…

Güneşinizle beraber pencerede, balkonda sizinle sohbet edeceğiz, çayımızı yudumlayacağız, dostlarımızla akşamüstleri kadehlerimi-zi kaldıracağız şerefinize ılık nefesinizde. Şiirler, yazılar yazacağız, şarkılarımız daha bir anlamlı, gözlerimiz daha bir derin bakacak, ruhumuz yerçekimine karşı zıp zıp zıplayacak…

Her aklımıza geleni yapacağız sizin enerjinizle. Yapamasak bile her aklımıza eseni denemeye daha çok cesaretimiz olacak… Elimiz, kolumuz daha hareketli, beynimiz daha uyanık olacak.

Her şeyin eskisi gidecek yenisi gelecek. En güzeli de bu Bahar Hanım. Sizin sayenizde yenileniyorum. Her daim yenileniyorum.