Uzun ve meşakatli bir yolculuk… Bir başarı hikayesi … ’’Mobilboard Türkiye’’

Mobilboard Türkiye reklam ve aktivite araçları, geleneksel reklam anlayışının dışına çıkarak markaları, Türkiye’nin bir ucundan diğer ucuna; şehrin en işlek caddelerinden ilçelere ve hatta köylere kadar taşıyor.
İki genç kurucunun öncülüğünde Türkiye’nin hemen her noktasında büyüyen bayii ağı ve genişleyen güçlü ekibi ile Mobilboard Türkiye 8. yaşını doldurdu.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz Nusret Bey ve Serdar Bey?

Ortaklıktan öncesine biraz değinmemiz gerekirse; tanışmamız 21 yıl öncesine, üniversite yıllarına dayanıyor. 1994 yılında başlayan dostluğumuz 2003 yılında ortaklığa dönüştü. BNS Group altında ilk markamız olan X-cite production’ı kurduk. Aslında üniversite eğitimi dışında en büyük eğitimi bir duayenden yani Ahmet San’dan aldık. Organizasyon sektöründe kısa sürede arka arkaya konserler, festivaller, şenlikler ve açılışlar (Brand opening) yaparak yola çıktık… Ankara’daki üniversitelerin uzun süreli bahar şenliklerini de üstlendik. Ayrıca AVM açılışlarını ve de festivallerini organize ederek enler arasındaki yerimizi aldık. Sonrası malum, yepyeni bir serüven bizi bekliyordu, Mobilboard Türkiye…

Mobilboard nasıl ortaya çıktı?

Mobilboard 2007 yılında planlamaya başladığımız bir projeydi. Organizasyonlarını gerçekleştirdiğimiz markaların yenilikçi anlayışı ile doğru orantılı ilerlemeye çalıştık. Reklam demek aslında iletişime geçmek demek. Buradan yola çıktık… Açık havada daha önceden denenmemiş yeni markaları müşterisiyle buluşturacak ve onunla iletişime geçecek bir mecra olmalıydı. Önce çizimlerle başladık, anketler yaptık üretim aşamasına gelindiğinde de izinler alınmaya başlandı. Böyle bir çırpıda anlatıyoruz ama aslında çok zorlu ve engebeli bir yolculuktu bizimkisi. Merkez Ankara olarak tek araçla başladık. İlk işimizi kağıt üzerinde sattık. Adını buradan duyurmayalım reklam olmasın:) Ama Ankara’nın en önemli alışveriş merkezlerinden bir tanesi bizim ilk müşterimiz oldu. Arkasından Türkiye’nin dört bir yanından bayilik teklifleri geldi. Bayiilerimiz bizler için çok çok önemli, onlarla birlikte kısa sürede ailemiz daha da genişledi ve el ele vererek gün geçtikçe daha da büyüdük. Mobilboard’un patenti, yurt içi ve yurt dışı kullanım hakları da dahil sadece firmamıza ait olarak tescillendi. Mobilboard şu an outdoor reklamcılığında Türkiye’nin en geniş ağına sahip.

Ortaklık her zaman risk oluştururken siz bu dengeyi fazlasıyla kurmuşsunuz.. Bunun sırrı nedir?

Ortaklığın evlilik gibi ciddi riskleri vardır güven olmadan kurulamaz. Bu noktada saygı her şeyden önce gelir. Alanlarımız ve kararlarımız birbirimiz için çok değerlidir. Kararlarımız ortak olsa da alanlarımız farklı diyebiliriz. Ters düştüğümüz noktalar elbette var ama saygı ve sevgi çerçevesinde uzlaşılamayacak hiçbir şey yok. Kaldı ki; farklılıklar da bizi renkli kılıyor. Biz bu dengeyi yıllar öncesinde kurduğumuza ve koruduğumuza inanıyoruz. Çok enteresan benzerliklerimiz de var, uç farklılıklarımız da… Mesela ikimizin de doğum günü ve doğum saati aynı olmasına rağmen Serdar Bey daha sakin ve sabırlı bir yapıya sahip bense tam aksine daha heyecanlı ve sabırsızım. Tabii başarı sadece iyi ortaklıkla bitmiyor, aynı zamanda iyi bir ekip kurmakla da alakalı. Başarıya giden yolda birlikte yürüdüğümüz sürece taşın altına elini koyan herkes bu başarıdan nasibini alır. Yani sözün özü iyi bir ortaklık, iyi bir ekip ve doğru kararlar bizim başarmamızın sırrı…

Peki açık hava reklamcılığında (Outdoor) sizi diğer mecralardan ayıran en önemli özellikleriniz nelerdir?

Tüm mecralar doğru kullanıldığı takdirde sağlıklı geri dönüşler elbette alınacaktır. Ancak günümüzde şehirlerin kalabalıklaşması ve reklam kirliliği oldukça fazla. Kirlilik demişken, reklamların fazlalığından bahsetmiyorum; uygun ve operasyonel yöneltilmemesinden, yani estetikten yoksun her noktanın tüketilmesinden bahsediyorum. Reklam tabii ki yapılmalı ama doğru ve saptanmış noktalarda, doğru hedef kitle doğrultusunda kullanılmak şartıyla. Biz hareketli bir mecra olarak insanların hızına adapte olduk. Sarı şeritli siyah mini araçlarımızla caddelerde, sokaklarda kısaca ulaşımın olduğu her yerdeyiz. Yani sözün özü bu yola bir slogan ile çıktık ve onun gerektirdiği hizmeti en iyi şekilde vermeye çalışıyoruz. ‘’Mobilboard Türkiye kalabalığın reklamınızı görmesini beklemez, markanızı kalabalığa götürür.’’.

Neden bayilik sistemi? Avantajları neler?

Türkiye genelinde 7 bölge 71 il ve 700 ün üzerinde ulusal ve uluslararası markaya tam zamanlı hizmet veriyoruz. Yine Türkiye çapında 30 bayii ofisi olarak hizmet vermekteyiz ve bu hizmet kalitesiyle de ciddi bir istihdam yaratmış oluyoruz. Her bayii kendi sorumluluğundaki illerde yerel operasyonlar gerçekleştirir, ulusal ve uluslararası operasyonlar merkez kontrolünde bayiye yönlendirilir. Bayilik sistemi hareket kabiliyetimizi hızlandıran bir yapı. Merkez bayiyi, bayi de merkezi güçlendiriyor. Bu yapıyla markalar aynı anda Edirne’den Van’a, Antalya’dan Trabzon’a, Türkiye’nin dört bir yanında yayına girebiliyor. En önemlisi de yayın planlamalarını en geç iki gün içerisinde faaliyete geçirebiliyor olmamız.

Yurt dışı planlarınız var mı?

Herkes gibi hayalini kurduğumuz ve yaratmış olduğumuz bu mecranın ileride yurt dışı vitrinlerinde de yer bulmasını ümit ediyoruz. Ama her şeyden önce alt yapı şart. Türkiye’de biz bu sistemi zaman içerisinde oturttuk. İstanbul ve Ankara merkezli 71 ildeki operasyonlarımız da devam ediyor.
Global anlamda ciddi teklifler alıyoruz, özellikle Türki Cumhuriyetler’den… Şu an görüşmelerimizi sürdürdüğümüz ülkeler arasında Makedonya, Almanya ve Rusya var. Önümüzdeki birkaç yıl içinde de hedeflerimizi gerçekleştirmiş olmayı umut ediyoruz.

Distribütör başvuruları sürekli geliyor peki sizden onay almadan hiçbir işlem yapamazlar mı?

Yurt dışında bizim yaptığımız işi bir başka firmanın yapması mümkün değil. Yasal bir takım prosedürler söz konusu. Çünkü marka ve ürün kullanım hakkı tamamen bize ait. Her sene elimizdeki patentleri yeniliyoruz, ar-ge çalışmalarıyla sürekli kendimizi geliştiriyoruz. Bu tarz bir girişimde bulunmak isteyen firmanın bize başvurup lisans hakkını alması gerekiyor. Sonrası elbette güven meselesi. “Henry Ford’un şu sözleriyle noktayı koyalım. “Reklam bütçesini durdurarak, paradan tasarruf etmek isteyen bir adam, saati durdurarak zamandan tasarruf etmek isteyen adam gibidir.”