Sevda Cenap And

Sevda And Tunalı Hilmi’nin kızı, Cenap And ise Kavaklıdere Şarapları’nın kurucusu.

Yarım Asırlık Çınar Sevda Cenap And Müzik Vakfı

KURULDUĞU YILDAN BU YANA MÜZİĞE GÖNÜL VERMİŞ OLAN BİR ÇOK GENÇ SANATÇIYI DESTEKLEYEN VE GELİŞMESİNİ SAĞLAYAN AYRICA SOSYAL YAŞAMDA DA ÖNEMLİ PROJELER SUNAN SEVDA CENAP AND MÜZİK VAKFI’NIN MÜDÜRÜ …… DERGİMİZ MAG’A KONUK OLDU.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

1980 yılında Türkiye Eğitim Derneği (TED) Ankara Koleji’nden mezun oldum. Daha sonra Dil-Tarih Fakültesi İtalyan Filolojisi bölümünü bitirdim. 1992 yılının başından beride Sevda Cenap And Müzik Vakfında çalışmaktayım.

Sevda Cenap And Müzik Vakfı ne zaman, nasıl kuruldu?

Sevda Cenap And Müzik Vakfının geçmişi 1940 yıllarda Ankara’da müzik severlerin bir arada tuttuğu ses ve tel birliğine kadar dayanıyor. Ses ve tel birliğinin dağılmasından sonra önce bir müzik tesisi daha sonrada 1973 yılında Sevda Cenap And Müzik Vakfı kuruluyor. Vakfa ismini veren iki kişi var Sevda And, Cenap And. Sevda And Tunalı Hilmi’nin kızı, Cenap And ise Kavaklıdere Şarapları’nın kurucusu ve bu çift çok sesli müziğe gönül vermişlerdir. Vakıf ismini bu çiftten alıyor ama kurucuları Cenap And ve Cezla And.  Şarap sektöründe kazandıklarını bir anlamda değer verdikleri ve çok sesli müzik çalışmalarına yatırmışlar.

Vakfın etkinliklerinden bahsedebilir misiniz? Çalışmalarınız nelerdir?

Vakıf zaman içinde etkinliklerinin çapını çok artırmış. Çok farklı aktivitelerde bulunmaya başlamış. Her şeyden önce kuruluş amacı çok sesli müziği yaymak ve Türk Müzisyenlerinin ve bestecilerinin dünyada tanınmasını sağlamak. Bu amaçla öncelikle müzik eğitimi gören öğrencilere karşılıksız burslar verilirken daha sonra bir takım müzik etkinlikleri organize edilmeye başlandı. Uluslararası Ankara Müzik Festivali’nin kuruluşu da böyle oldu. Geçtiğimiz Nisan ayında da Ankara Müzik Festivali yirmi altıncı kez gerçekleşti. Ancak Vakıf etkinlikleri bunlarla sınırlı kalmamış. Zaman içerisinde toplumsal projeler oluşturuldu ve toplumsal projeler adı altında maddi imkanları kısıtlı olan çocuklarla müzik çalışmak, amatörlerle müzik yapmak, ıslah evindeki çocuklarla müzik yapmak, engellilerin ve engelsizlerin oluşturduğu Derinimler Yaşama Sevinci Dans Topluluğu’na destek vermek, huzur evi ve hastanelerde moral konserleri düzenlemek, otistik çocuklara müzik eğitimi vermek, tamamen amatör ruhla bir araya gelen kadınlar korosunun kurulması-sürdürülmesi-tanıtılması, sokak çocukları ile projeler üretmek, Sosyal Hizmetler çocuk esirgeme kurumu ile projeler üretmek bunlar hep toplumsal anlamda yapılan projeler. Yine Vakfımızın çok önemli toplumsal çalışmalarından bir tanesi de Ankaralılara festival salonu olarak tanıdıkları Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu’nu iyileştirme projesidir. Bakanlık bünyesinde çok eskimiş olan bu salon Türkiye’de bir ilkle sivil toplum devler ve vakıf iş birliği ile toplanan çok küçük bağışların bir araya getirilmesi ve koordine edilmesi ile tamamıyla yenilenmiş ve hizmete sunulmuştur. Vakfın toplumsal çalışmaları gibi çok önem verdiği çalışmalarından bir tanesi gençlerle yaptığı çalışmalar. Çünkü gençlerimizin yarınımız olduğu gerçeğinden hareketle hem Dünya Gençlik Müzik Örgütü’yle bir takım bağlantılar kuruldu ve bunun sonucunda Dünya Müzik Günü adı altında yapılan konserler, düzenlene kurslar, çeşitli Workshoplar, korolar şenliği, üniversite konserleri ile geniş kitlelere yönelmek ve Dünya’da belirli bir dinleyici kitlesi olsa bile yeni müzik örneklerinin seslendirmesini sağlamak amacıyla kurulmuş olan orkestra En Modern’in çalışmalarını planlamak, onlara yol göstermek. Ayrıca Uluslararası Ankara Müzik Festivali’nin dışında Ankara Kalesi Şenliği’nin kurulmasına ve başlatılmasına öncülük ettik. Bu proje il çok başarılı olduk. Ankara Kalesi Başkentin önemli turistik mekanlarından birisi ancak bu kale şenliği başlayana kadar bir çok kişinin gitmekten bile çekindiği bir yerdi. Biz uluslararası bağlantılarımız ile düzenlenen şenlikte yurtdışından sanatçılarında katılmasını sağladık. Aynı zamanda kale halkının katılıyla oradaki çocuklarla müzik ve dans çalışmaları yapıp onlarında performans vermesini sağladık. Böylece orada bütünlük ve güzel bir aktivite ortaya çıktı.

Vakıf olarak yılda iki veya üç kitap çıkarıyorsunuz bunlardan bahsedebilir miyiz?

Vakıf yayınları diğer yayın evleri tarafından çok ilgi görmeyen sadece müzik alanına yönelmiş yayınlar. Genellikle çok sesli müziğe hizmet etmiş Türk bestecilerinin hayatlarını ve çalışmalarını özetleyen kitaplardır. Vakıf olarak düzenlediğimiz sempozyumların kitapları var. Yine eğitsel olarak çıkardığımız kitaplar var.

Çok sesli müziği açıklayabilir miyiz?

Çok seslilik; birden fazla ses partisinin yer aldığı ses çalgı müziğidir.

Vakfın uluslararası boyutta etkinliklere katılıyor bunlardan bahsedebilir miyiz?

Vakıf 1993 yılından beri Avrupa Festivaller Birliği üyesi. Avrupa Festivaller Birliği’nin özelliği üyeliğiniz hemen onaylanmıyor. Oraya çalışmalarınızı bir dosya olarak sunuyor ve sizi bir kaç yıl izledikten sonra Avrupa Festivalleri normlarına uygunsanız onaylanıyorsunuz. Bizde 1993 yılından beri bu onayı aldık ve her yıl Avrupa Festivaller Birliği ile olan ilişkimizi sürdürmekteyiz. Bu nasıl bir ilişki oluyor? Bir anlamda bir alış-veriş oluyor. Hem program değiş tokuşu olabiliyor hem yeni sanatçıların duyurulması, aynı zamanda herkesin yaptığı çalışmaların bir bilgisayar ağı ile birbirine ulaşması oluyor. 2000’li yıllarda kurduğumuz bir diğer önemli bağlantıda bizim o gençlere yönelik çalışmalarımız ile ilgili.  Dünya Gençlik Müzik Örgütü’nün de üyesi olduk. Avrupa Festivaller Birliğinin çok çok daha üstünde ve bu müzik örgütünün bakış açısı da bizim bakış açımız ile aynı. Onlarda gençliği yarının potansiyeli olarak görüyor müzikle ilgili eğitim çalışmalarında yüzde yüz gençliğe yapıyorlar. Bizim o örgütte olmamız farklı projeler içerisinde yer almamızı veya yeni yöntemler öğrenmemizi sağlıyor onun için çok avantajlı bir örgüt.