Sanal Dünya’nın Tanıtıcısı Ahmet Atalay
Dünya’da izlenme rekorları kıran Transformers, Halloween, Iron Man, Cloverfield, Pirates Of The Carribean gibi birçok filmin ve Call Of Duty
Modern Warfare, Black Ops, Rage, Socom 4, Assassins Creed serisi, Wolverine, Infamous gibi oyunların fragmanlarını yapan Hollywood un aranan ismi Ahmet Atalay ile çok keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
İlk olarak bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1979 Bursa doğumluyum. 2001 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi sinema ve televizyon bölümünden mezun oldum. 2002 yılında Manhattan merkezli Miramax Stüdyoları’nda staj yapma imkanı bulup New York’a taşındım. Birkaç sene staj yaptıktan ve masterımı tamamladıktan sonra, 2005’te Los Angeles’a yerleşmeye karar verdim ve halen çalışmakta olduğum The Antfarm adlı şirkete editör olarak işe başladım. Şu anda hem vizyona girecek sinema filmlerine hem de Playstation gibi platformlar için tasarlanmış oyunlara fragmanlar yapıyorum. 2005’ten beri büyük ölçekli projelerde editör olarak çalışma imkanı buldum. Filmlerin bazılarından bahsetmek gerekirse Transformers 1-2-3, Halloween 1-2, Iron man 1-2, Cloverfield, Pirates of the carribean’i sayabilirim. Oyunlara bakarsak Call Of Duty Modern Warfare 1-2-3, Black Ops, Rage, Socom 4, Assassins Creed serisi, Wolverine, Infamous. Daha birçok proje var fakat aklıma su anda gelenler bunlar.
Bu işe başlama hikayeniz nedir?
Sinemaya ilgim kendimi bildim bileli vardı. Ortaokul sıralarında iki video oynatıcıyı birleştirerek montaj yapmaya başladığımı hatırlıyorum. Lise mezuniyet yıllığımı okusanız benim hakkımda yorum yapmış olan hemen hemen herkesin “bir gün sinema sektörünün içinde yer alacak” veya “Hollywood’a gidecek” gibi cümleler kurduklarını görürsünüz. Üniversiteden mezun olduğum zaman kişisel çalışmalarım devam ediyordu. Projelerim yeterli ilgiyi görmüş olacak ki Miramax’da staj yapma imkanı buldum.
Bu proje benim dönüm noktam dediğiniz bir projeniz oldu mu?
Profesyonel olarak The Antfarm’da çalışmaya başladığım günden itibaren içinde yer aldığım her proje kariyerim için çok önemliydi, öncelikle bunu belirtmek istiyorum. Özellikle kariyerimi şekillendirdiğini söyleyebileceğim ilk projem “Transformers” üçlemesi. Bu konudaki yeteneğimi ön plana çıkardığım ilk projelerden biri ve ismimi ön safhalara çıkaran ilk film. Diğer çok çok önemli proje ise 2009 yılında piyasaya çıkan Call Of Duty, Modern Warfare 2. Bu oyun için yaptığım 3 adet fragman ile beraber kariyerimin yeniden şekillendiğini söyleyebilirim. Bahsettiğim fragmanlar beni sadece sinema projelerinde çalışmaktan çıkarıp oyun projelerinin de önde gelen isimlerinden biri yapmayı başardı. İlk fragmanım vizyona girdiğinin ertesi günü Modern Warfare 2 internet üzerinden 150.000 adet kopya sattı. Piyasaya çıktığı ilk gün içinde dünya çapında 400 milyon doların üzerinde hasılatla Guiness rekorlar kitabına en kısa zamanda, en çok satan eğlence ürünü olarak geçti. En çok satan eğlence ürünü derken konser, sinema, kitap, albüm gibi aklınıza gelebilecek gelmiş geçmiş her şey geçerli. Modern Warfare 2’nin daha ilk günden 400 milyon hasılatını Batman, Dark Knight filminin sinemada ilk gün 67 milyon hasılatıyla karşılaştırırsanız zaten nasıl bir başarıya imza attığını daha iyi anlayabilirsiniz.
Oyunu piyasaya çıkmadan aylar önce siz gördünüz. Fragmanı hazırlarken bu başarıyı yakalayacağını tahmin etmiş miydiniz?
Oyunu müthiş bulmuştum ama böyle dev bir başarıya imza atacağı aklıma bile gelmemişti. Call of Duty serisi artık bir oyun olmaktan çıktı nerdeyse yaşam stili haline dönüştü. Facebook, internet aleminde ne ise video game alemi içinde Call Of Duty o olmuş oldu. Evinde bir oyun konsolu bulunup da Call of Duty oynamamış genç veya yaşlı parmakla sayılabilecek kadar azdır.
Oyun fragmanlarının aranılan ismi olacağınız bu işe başladığınızda aklınıza geliyor muydu?
Kesinlikle hayır. Üniversitenin son yıllarına doğru Hollywood’a geleceğime ve sinema sektöründe çalışacağıma bende inanmaya başlamıştım ama oyun fragmanı yapacağımı, hatta böyle bir meslek dalı olacağını dahi düşünmüyordum. O sırada Playstation 3 henüz piyasaya çıkmamıştı oyun grafikleri gayet vasattı ve bu günkü gibi yüksek prodüksiyon kalitesi yoktu. Fakat Modern Warfare 2 satış rekorları kırdığı an benim kariyerimde oyunların nasıl bir yere sahip olacağı belli oldu. Asıl oyun fragmanlarının aranan ismi olmamı kesinleştiren proje ertesi yıl piyasaya çıkan Black Ops adlı oyundu. Çünkü Black Ops, Modern Warfare 2 den bile daha başarılı bir açılış yapıp rekoru eline aldı. Bu durumda benim fragmanını yaptığım iki proje üst üste iki sene rekorlar kitabına girmiş oldu.
Size bir film veya oyun fragmanı yapma fırsatı verilse fakat vaktiniz ancak birini yapmaya yetiyor olsa hangisini tercih edersiniz?
Aslında bu başıma çok gelen bir durum. Ben mümkün olduğunca elime geçen her projede yer almak istiyorum ama birçok kez ister istemez yoğunluktan dolayı kaçırdığım proje olabiliyor. Birkaç yıl önce bu soruya kesinlikle film projesini, oyuna tercih ederim gibi cevap verebilirdim. Bugün ise oyun projesi içinde yer almak kariyer açısından neredeyse filmden bile önemli duruma geldi diyebilirim. Sonuç olarak Assassins Creed veya Splinter Cell gibi projelerde çalışmak benim için çok önemli ama diğer yandan da sinemanın benim gönlümde yerinin ayrı olduğunu düşünüyorum. Sonuçta çocukluğumdan beri en büyük planım sinemacı olmaktı. Oyun projelerinde bu denli içli dişli olmak tatlı bir sürpriz oldu.
İleride ben bu mesleği yapmak istiyorum dediğiniz bir meslek dalı var mı?
Zaten hayalini kurduğum mesleği yapıyorum. Sinema, marketing gibi sektör dışında kesinlikle yok. Fakat sinema sektöründe çalışan hemen hemen herkes gibi benimde eninde sonunda uzun metrajlı film yönetmek gibi hedeflerim var.
İçerisinde yer almak istediğiniz bir proje var mı?
Çok yakında hatta bu röportaj daha yayınlanmadan Mission Impossible 4 filmi üzerinde çalışmaya başlıyorum ve sabırsızlıkla bekliyorum. Aynı zamanda Assassins Creed Revelations oyununun fragmanına çoktan başlamış bulunuyorum. Uzun zamandır içinde yer almak istediğim proje olduğunu söyleyebilirim. Senaryo Osmanlı devrinde geçiyor ve içinde İstanbul, Galata Kulesi gibi mekanlar da çekilen sahneler olduğunu bilmeyenlere hatırlatmak isterim. Oyun 15 Kasımda Amerika’da piyasaya çıkıyor. Türkiye’de de yakın tarihlerde çıkacağını tahmin ediyorum. Fragmanlarda mümkün olduğunca İstanbul manzaralarını kullanmaya çalışıyorum. Eminim izleyince siz de çok beğeneceksiniz. Onun dışında çok yakında özellikle içinde bulunmazsam olmaz diyeceğim bir proje yok. Elimde bulunan projelere bütün enerjimle yoğunlaşmayı tercih ediyorum.
Meslek dalınızla ilgili herhangi bir ödülünüz var mı? Size Trailer yaptırmak isteyenlerin sizden beklentileri nasıl oluyor?
2up, MI6 Awards ve Telly Awards’dan birinciliklerim, Key Arts ve Golden Trailer Awards ödüllerinde adaylıklarım ve derecelerim var. Müşteri daha önceki başarılarınızın farkında olduğu için sizi tercih ediyor. Bu durumda güzel fragman yaparsanız çok bir şey ifade etmiyor ama beklenenin altında performans sergilerseniz işte o zaman bütün gözler bir anda sizin üzerinize çevrilebiliyor. Duruma bu şekilde bakınca editör olarak üzerimde tabii ki çok büyük bir baskı hissettiğimi söyleyebilirim. Her yaptığım fragman bir öncekinin önüne geçmeli ve her daim taze iş çıkarmak zorundayım. Bu işte eğer kendinizi sürekli tekrar ederseniz çok kısa zamanda yeni fikirlere sahip başka bir editörün altında kalıp ikinci plana düşme ihtimaliniz kaçınılamaz. İşin daha da karmaşık kısmı hem kendinizi yenilemeli hem de önceki işlerinize benzerlik göstermeli. Yani sonuç olarak hem yenilikçi olmalı hem de sahip olduğunuz belli başlı değerlerin, stilin birçoğunu korumalısınız.
Sizi en çok zorlayan proje hangisi ve neden zorlandınız?
Hiç düşünmeden Modern Warfare 3 Multiplayer trailerının beni cehenneme gönderip geri getiren bir proje olduğunu söyleyebilirim. Normal şartlar altında 2 dakikalık bir trailer yapmak için en az 1 ay vaktimiz olur. Bazen bu vakit 1 seneye kadar uzayabiliyor. Fakat bahsettiğim proje 4 dakika ve sadece bir buçuk hafta vaktimiz vardı. Son dakikada istenilen bir projeydi ve Call of Duty fuarında 5000’den fazla kişi önünde gösterilmesi planlanıyordu. Trailerı bir şekilde yetiştirmeyi başardık fakat 1 hafta boyunca eve sadece birkaç saat uyumak için gidip sabah gün ağırmadan şirkete geri gidiyorduk. Sonuç olarak bu zorlanmalara fazlasıyla değdiğini düşünüyorum. Binlerce Call of Duty hayranının içinde IMAX büyüklüğünde bir ekrandan kendi fragmanınızı izlemenin hazzını size anlatamam. Zaten ortaya çıkardığım çalışmalarla gurur duyduğum için bu işte başarılı olduğumu düşünüyorum. Bizimki kesinlikle para kazanma arzusu ön plana alınarak yapılabilecek bir iş değil. Bu işte başarılı olmanın tek yolu yaptığınız işi gerçekten sevmek. Kendinizi projeye adayınca zaten maddi açıdan başarı kendi kendine geliyor.
Türkiye’de bu iş ile ilgilenenler için önerileriniz var mı? Hollywood da başarılı olmanın sırrı sizce nedir?
Benim düşüncem, bu işi yapmak isteyen birisinin bunu neden yapmak istediğini kendisine sorması. Birçok kişinin bu işe sırf para kazanmak maksadıyla yaklaşmaya çalıştığını görüyorum ama bu şekilde yaklaşan kişilerinde hiçbir yere gelemediklerini söyleyebilirim. Bu işi yapabilmek için sanatçı ruhu taşımanız, her proje için ayrı bir heyecan duymanız gerçekten seviyor olmanız, bir hobi gibi görmeniz gerekiyor. İyi editörlerin birçoğunun günlük hayatlarında dahi dinledikleri müzikten gördükleri gazete kupürlerine, sokaktaki postere kadar her şeyi analiz ettiklerini ve işlerine yansıttıklarını görüyorum. Ayrıca eğer bu işi gerçekten yapmak istiyorsanız üniversite yıllarından itibaren kendinize ciddi bir portfolyo hazırlamanızı tavsiye ediyorum. Eğer böyle bir iş yapmayı gerçekten istiyorsanız kesinlikle işin ucunu bırakmayın ve bulduğunuz her türlü staj, asistanlık fırsatını kaçırmayın. Özellikle üniversiteden yeni mezun olanların en büyük hatası kendilerini bir prodüksiyonun en üst noktasına layık görmeleri asistanlık, staj gibi durumları küçümsemeleri. Fakat hatırlamaları gereken nokta istedikleri konuma gelmek için nerdeyse sıfırdan başlayıp yeteneklerini kanıtlamaları gerektiği.
Türkiye ile ilgili ileriye dönük bir projeniz var mı? Mesleğinize Türkiye’de devam etmek ister miydiniz?
Türkiye ile ilgili projelerim her zaman mevcut. Aklımdaki projelerde yönetmen veya prodüktör olmak var. Türkiye’ye Trailer Editöru olmak için dönüş yapmak gibi bir planım şu anda yok. Yılda ortalama 1 veya 2 Türk filmi projesinde zaten çalışıyorum ve işleri Los Angeles’ta yapıyorum. Fakat işlerimin %90 kısmını Hollywood ve oyun piyasası meşgul ediyor. Eğer Türkiye’de bu piyasa biraz daha hareketlenirse o zaman durumu tekrar gözden geçirebilirim.
Son olarak MAG okuyucuları için söylemek istedikleriniz neler?
Oyun meraklılarına Assassins Creed Revelations’ın içindeki nefes kesici İstanbul sahnelerine bir göz atmalarını tavsiye ediyorum. Ayrıca Modern Warfare 3 ve Rage oyunlarında hayal kırıklığına uğramayacaklarına garanti verebilirim. Sinema düşkünlerine Mission Impossible 4 filmini yakından takip etmelerini öneriyorum. Ve MAG ekibine çok teşekkür ediyorum.
Röportaj: Gül Deli