© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Prof. Dr. Hüseyin Borman Minimal Girişimsel İşlemlerle Yüz Estetiği

Prof. Dr. Hüseyin Borman Minimal Girişimsel İşlemlerle Yüz Estetiği

Plastik ve Estetik Cerrahi Prof. Dr. Hüseyin Borman, ameliyatsız estetik uygulamalarını açıklayarak bunların hangi bölgelerde ve durumlarda kullanıldıklarını MAG Okurlarına anlatıyor. Minimal estetik işlemlerin uygulandığı kişiler genellikle, ameliyatı tercih etmeyen veya ameliyat olacak kadar deformasyonu olmayan kişiler olmaktadır. Bazı durumlarda bu işlemlerle ameliyat kadar veya daha ileri düzeyde ve doğal sonuçlar almak da mümkündür.

Dolgu Uygulamaları

Cilt yapısı kişiden kişiye değişkenlik göstermektedir. Bazı kişiler daha erken yaşlanma belirtileri gösterirken diğer kişiler daha genç görünebilmektedirler. Her ne kadar artan yaşla birlikte yüzdeki kırışıklıklar belirgin olarak görünse de, bunun yanında birçok başka deformasyonlar da görülmektedir. Yer çekimi, dış etkenler ve genetik yaşlanmanın meydana getirdiği, dokulardaki sarkmadan kaynaklanan şekil bozuklukları ve kemik deformasyonlar, bu girişimsel işlemlerle düzeltilebilmektedir. Özellikle yüz hareketleri ile meydana gelen alın, göz çevresi ve yanaklardaki kırışıklıklar bu işlemlerin hedef alanlarındandır. Kırışıklıkların bulunduğu yere ve türüne bağlı olarak farklı yöntem ve ürünler uygulanır. Kırışıklıklar ve sarkmalar yüze yorgun bir görüntü verir. Kaşlar arasındaki veya göz kenarlarındaki kırışıklıklar olumsuz bir yüz ifadesi sebebi olabilir.

Uygulanan dolgular, sıklıkla hyalüronik asit ve kalsiyum hidroksiapatit içeriklidir. Hyalüronik asit içerikli dolguların diğer dolgulara göre en önemli avantajı, arzu edilmediği taktirde eritilebilmesidir. Kırışıklıklar kısa bir işlemden sonra azaltılabiliyor veya yok edilebiliyor. Çalışmalara göre, üç ila yedi gün içinde kırışıklıkları etkilemeye başlıyor ve etki oturunca bir ila bir buçuk yıl kadar sürüyor.

Yüzünüz çeşitli nedenlerden dolayı şekilsel anlamda bozulabilir ve bu durum, yüz güzelliğini doğrudan etkileyebilir. Aynaya her baktığınızda yüzünüzdeki mutlu bir gülümseme paha biçilemez olacaktır. Yaşlanmayla birlikte yüz aşağıya doğru sarkmakta ve gevşemektedir. Kemik yapılar incelip deforme olmakta ve yumuşak dokularda da elastikiyet kaybı yaşanmaktadır. Kaşlar, göz kapaklarının üzerine yığılmakta ve üst kapak kırışmaktadır. Göz altı bölgesi yer yer şiş ve çukur alanlar şeklinde görülmektedir. Elmacık kemiği bölgesi de aşağıya doğru kısmen sarkmakta ve düzensiz vadi ve tepe oluşumları ortaya çıkmaktadır. Nazolabial oluk derinleşmekte ve ağız köşeleri aşağıya doğru dönmektedir. Bütün bunlar yüze mutsuz ve yorgun bir ifade vermektedir.

 

  • Işık dolgusu: Göz çevresine enjeksiyonla verilen, bu bölgeye özel dolgularla düzgün bir göz altı bölgesi ve kaşla üst göz kapağı arasında anatomik bir geçiş oluşturabiliyoruz. Göz altı torbaları gizlenebilecek şekilde dolgu uygulamaları da yapılmaktadır. Bu uygulamalarla göz altı oluğu doldurularak gölgelenmesi azaltılmakta ve daha parlak bir görüntü ortaya çıkarılmaktadır.
  • Alın ve kaş arası dolgusu: Alında ve kaş arasında oluşan derin çizgilerin giderilmesi için kullanılmaktadırlar. Ayrıca kaş altına yapılan dolgularla daha dolgun ve çekici kaşlar oluşturulabilmektedir.
  • Yanak dolgusu: Zamanla doku hacmi azalan yanakların üst ve alt bölgeleri sarkmakta ve komşuluklarında derin oluklar oluşmaktadır. Şakak, elmacık bölgesi ve çene civarında hacim restorasyonu yapıldığı zaman yüzdeki deformasyonlar azalacaktır. Üst bölgelerde yapılan bu dolgular, dolgunluk yapmanın yanı sıra yüz dokularını yukarıya doğru kaldırmaktadır.
  • Oluk dolgusu: Ağız kenarındaki asimetrik görüntüyü düzeltmek veya ağız çevresindeki kırışıklıkları gidermek amacıyla yapılır. Boşluklar doldurularak üstte sarkan dokulara bariyer oluşturulmaktadır.
  • Dudak dolgusu: Dudakların şeklini netleştirmek, ince dudakları kalınlaştırmak ve dudak çevresindeki kırışıklıkları gidermek için yapılır.
  • Jawline dolgusu: Çene hattı dolgusu olarak da söyleyebiliriz. Yaşla birlikte en sık görülen deformasyon bölgesi çene hattı bölgesidir. Sarkan dokular içerisinde kemik hattı seçilememektedir. Dolgularla bu önemli anatomik özellik oluşturulabilmektedir.
  • Çene ucu: Çenenin konturunu netleştirmek ve çenenin yüze oranını ayarlamak için yapılır. Çenesi geride ve yukarıda olan kişilerde çeneyi ileriye alma ve uzatma gibi sonuçlar elde edilmektedir.
  • Burun dolgusu: Özellikle burun ucu düşük ve yetersiz desteği olan seçilmiş burunlarda, kemerli burunlarda; kalkık ve düz profilli burun şekli elde etmek mümkündür.

Hyalüronik asit içerikli dolgular, nemlendirici özellikleri nedeniyle de cilde fayda sağlarlar. Burada dikkat edilecek en önemli nokta, dolgu kullanımında aşırıya kaçmamaktır. Dolgu uygulaması belli bir yere kadar artırılarak iyi sonuçlar elde edilirken, aşırı miktarda yapılan dolgular doğal olmayan, abartılı sonuçlara neden olmaktadır. Bu nedenle her zaman temkinli olmalı ve aşırıya kaçılmamalıdır. Her bölgenin özel bir önemi var ve bunu iyi ayarlamak gerekir. Aksi taktirde gençleşmek ve güzelleşmekten ziyade şiş ve yapay görünümler ortaya çıkar.

Botox

Aslında Botox bir ticari marka adıdır ama aynı zamanda yaygın olarak botulinum toksin uygulamalarına verilen addır. C. botulinum adlı bakteriden elde edilmektedir. Halk arasında bazılarının dediği gibi yılan zehri değildir ama bir bakteri zehridir. Sinirler üzerine etki ederek kasların çalışmasını zayıflatır veya durdurur.

Alın, göz çevresi, kaş arası, burun üzeri, ağız çevresi ve boyuna uygulanarak gerdirme, kırışıklıkların azaltılması ve antagonist kasların etkilerinin artırılması sağlanmaktadır. Bizim özellikle yapmak istediklerimiz, kaşların kalkması alın ve göz kenarı kırışıklıklarının azaltılmasıdır. Burun ucunun kalkması, dudak çevresi kırışıklıklarının azaltılması, ağız kenarlarının yükseltilmesi, boyun düzensizliklerinin giderilmesi işlevi için de kullanılır.

Bu tür nörotoksin uygulamalarında da hastanın yüz ifadesini arzu edilen yönde ayarlamak mümkündür. İsteğimiz, tamamıyla çizgi ve hareketlerin yok olduğu, mimiksiz ve ifadesiz bir yüz görünümü değil; dinlenmiş, gençleşmiş ve hoş bir ifadededir. Bazen birkaç çizgiyi daha yok etmek yerine hafif hareketli, daha güzel bir görünüm elde edilebilmektedir.

Mezoterapi 

Yüz mezoterapisi, bir cilt yenileme prosedürüdür. Ciltte bulunan doğal içerikleri artırmak ve tamamlamak için mikro enjeksiyonların yapıldığı cerrahi dışı bir cilt bakımı olarak da açıklanabilir. Yüz mezoterapisinin birçok faydası vardır. Bunlar arasında en dikkat çekeni; doğal sarkma ve cildin yaşlanmasına karşı mücadeleye yardımcı olmasıdır. Aynı zamanda kırışıklıkların görünümünü iyileştirir ve cildi gençleştirerek renk bozukluklarını düzenler. Cilt mezoterapisinde hyalüronik asit, amino asitler, vitaminler ve mineraller gibi aktif maddeler hastanın derisi içine doğrudan enjekte edilir.

Mezoterapide kullanılan iğneler çok kısa ve incedir, bu nedenle ilaçlar doğru derinlikte verilebilir. Değişik endikasyonlar için farklı mezoterapi maddeleri kullanılır. Buna ek olarak, mezoterapi tedavilerinin uzun vadeli sonuçları, mezoterapi çözeltisinde hangi aktif maddelerin mevcut olduğu ile alakalıdır. Güvenliği ve etkinliği nedeniyle, yüz mezoterapisi tedavisi tüm cilt tipleri için uygundur ancak, farklılıklar göstermektedir. En sık uygulama yapılan alanlar şunlardır:

  • Göz kenarları
  • Yanak bölgesi
  • Çene
  • Boyun
  • Dekolte bölgesi
  • Saçlı deri

Mezoterapi donuk, yorgun görünen cildi ve yüzeysel kırışıklıkları anında iyileştirebildiği gibi kan dolaşımını da düzenler ve vücudun toksinleri atmasına yardımcı olur. Aynı zamanda bu süreçte kolajen ve elastin üretimi uyarılır. Ayrıca hiperpigmentasyonu gidermek, sivilceleri tedavi etmek, cildinizin parlaklığını geri kazandırmak, kalitesini ve dokusunu iyileştirmek ve çok daha fazlası için kullanılabilir. Mezoterapinin avantajları, cerrahi olmayan yaklaşımı, minimal ağrı, düşük komplikasyon ve kısa iyileşme süresidir.

Yüz mezoterapisinde etkili sonuçlar elde etmek için hastaların genellikle seanslar halinde tedavi görmeleri gerekir. Bu seansların sayısı ürün profiline göre değişir. Elbette seans sayısı hastadan hastaya göre de farklılık göstermektedir.

Diğer herhangi bir kozmetik prosedürde olduğu gibi, yüz mezoterapisinde de çok nadir görülen yan etkiler arasında morarma, ürüne karşı cilt reaksiyonu, iltihaplanma ve şişme sayılabilir. Çoğu durumda, hastalar tedaviden hemen sonra işlerine dönebilirler. Ciltteki kızarıklık ise on iki ila kırk sekiz saat içinde tamamen normale döner.

 

Yazar Hakkında /

2003 yılından bu yana, hedef kitlesi AB ve A+ olarak belirlenmiş bir çok baskı, web, pr, organizasyon işinde başarılı projelere imza atmış olan MAG hayatın her alanında en iyi olmayı hedefleyen, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, özel zevkleri olan ve hobileriyle yaşamını renklendiren, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, belirli kesimden kabul ettiği müşterilerine yıllardır sağlamış olduğu yüksek başarı grafiği ile doğru planlanmış bir büyüme ile sektöründeki hayatına devam etmektedir.

Yorum Bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.