© Copyright 2018 Mag Medya
blank
Başa Dön

Nefesiniz Şifanız Olsun

Nefesiniz Şifanız Olsun

Nefes ve Yaşam Akademisi’nin Kurucusu Ecz.Burcu Hatipoğlu herkesi, kendi gerçeklikleriyle ve kendi özleriyle tanışmaları için kendi nefeslerine sahip çıkmaya ve kendi nefesleriyle buluşmaya davet ediyor…

Bilimsel bilgi ile uğraşan kişiler alternatif tıp yöntemlerine pek inanmayabilir. Durum bu şekildeyken sizin eczacılığın yanında nefes terapisti olma süreciniz nasıl gelişti?

2002 yılında eczanemi açtığımda aslında ben de birçok meslektaşım gibi bu tür yöntemlere mesafeli olan, bütün hastalıkların cerrahi mühalalelerle ya da ilaçlarla tedavi edilebileceğini sanan bir eczacıydım. Daha çok sol beyni aktif biriydim, daha bilimsel verilerle çalışabiliyordum fakat eczanemi açtıktan sonra birkaç sene içerisinde hem Türkiye’de hem dünyada en çok kullanılan ilaçların antidepresanlar olduğunu fark ettim ve gelen hastalarımın birçok kronik hastalığının yanı sıra depresyon, uykusuzluk ve panik atak gibi daha duygusal ve zihinsel seviyede durumları olduğunu ve bunun da var olan diğer fiziksel hastalıklarını negatif anlamda etkilediğini fark ettim. Böyle bir dönemde bu kadar çok yan etkili ilaçların kullanılmasının faydalı olmadığını daha az yan etkili ürünlerin olması gerektiğine inanarak fitoterapi yüksek lisansına başladım. Fitoterapide de uykusuzluk ve depresyonla ilgili bir bitki ile çalıştım. Çok güzel sonuçlar aldığımız bir bitki çayı hazırladım. Lakin kişiler bundan faydalansalar bile kullanmayı bıraktıklarında semptomların geri geldiğini fark ettiğimde daha kalıcı etkili bir şey olmalı diyerek arayışıma devam ettim. O arada kendi yaşadığım bazı duygusal iniş çıkışlar esnasında hayatımda her şeyin yolunda gibi gözüküyor olmasına rağmen hayattan keyif alamama, mutsuzluk, karamsarlık gibi duyguların çok aktif olması sebebiyle aslında kendi içimde bu arayışım devam etti. O zaman bazı enerji teknikleri ile çalıştım. Reiki bunlardan ilkiydi, sonra pranic healing, tetaşifası, hipnoz, hipnoterapi gibi insanların çok da ilgilenmediği bilinçaltı seviyesinde bazı enerji teknikleri ile çalışmaya başladım. Çok güzel sonuçlar aldım ve gerçekten bu çalışmalar sol beynimin ikna olmasını çok destekledi. Bunların ardından bir arkadaşımın tavsiyesi ile nefes terapisiyle tanıştım. Nefesin bu konuda çok etkili olacağına ilk başta çok inanmadım fakat 5 günlük eğitime katılmaya karar verdim. Bu 5 günlük eğitime karamsar, mutsuz, hayatla ve her şeyle kavga eden bir kadın olarak girdikten sonra oradan gerçekten hayatın bütün renklerini görebilen, mutsuz anlarında bile bu süreçten hızlı bir şekilde çıkabilen hayatla daha barışık, kendini daha çok seven bir kadın olarak çıktım. Bu iki kadının tek ortak noktası adıydı. Dolayısıyla inanmadan girdim fakat inanarak çıktım, yaşayarak öğrendim. O zaman anladım ki dünyada ilaç ve cerrahi müdahalelerden çok daha güçlü bir yöntem var. İnsanın içinden gelen bir iyileşme gücü ve bunun için de en güçlü aracın nefes olduğunu gördüm. Nefes aslında birçok kadim bilgide, “yaşam gücü”, “yaşam enerisi”, “yaşam kuvveti”, “ruh”, “can” gibi kelime anlamlarına geliyor. Dolayısıyla bedenimize nefesi tam olarak alamadığımızda bunların da eksik olduğunu hayatla tam olarak uyum içinde olamadığımızı beden – ruh ilişkimizin zayıf olduğunu ve hayatımıza yaşam enerjisi girmediğinde yaşamdan aldığımız keyfin de az olduğunu fark ettim. İnanma sürecim bu şekilde gelişti. Daha sonra nefes terapisti olmaya karar verdim ve ardından yurt dışında Amerikalı bir vakıfta nefes eğitmenliğimi tamamladım. Türkiye’ye geldim, çalışmalarım o vakıf adına devam ettikten sonra Türkiye’nin ilk nefes derneği olan Nefes Araştırma Derneği’ni ve Ankara merkezli Nefes ve Yaşam Akademisi’ni kurdum. Şu anda hem bireysel hem kurumsal şekilde çalışmalarımız devam ediyor. Aynı zamanda birçok şehir ve ülkede nefes uzmanlarımız var. İnsanların kendi şifalarını arama yolculuğunda onlara destek oluyoruz.

 

Nefesin bir şifa kaynağı olduğuna ve nefes mucizesine nelerden sonra inandınız?

Öncelikle tabii ki kendi değişimimden sonra inandım, daha sonra vesile olduğum, danışmanlık hizmeti verdiğim kişilerin gerçekten birçok kronik konularının çözümünde çok ekspres bir yöntem olduğunu deneyimledikçe süreç içerisinde bunu öğrendim. Uzmanlık eğitimleri vermeye başladığımda bunun mekanizmasını çözmek için araştırmalar yaptım ve gördüm ki binlerce yıldır dünyanın birçok yerinde olduğu gibi nefesle iyileşme, şifa zaten varmış. Bizler de bunun başka bir versiyonunu insanlara uyguluyoruz.

 

Tıbbi ilaçların yanında nefes nasıl bir destek aracı oluyor?

Tıbbi ilaçların yanında nefes asla bir alternatif değil. Kişilerin hastalıklarından tamamen kurtulmalarını veya ilaçlarını bırakmalarını hedeflemiyoruz. Biliyoruz ki; kişilerin bir hastalık sürecindeyken en çok ihtiyaç duydukları şey moral ve motivasyon. Bunu sağlayan şey de nefes seansları olduğu için tedavilerine çok destek olduğunu düşünüyouz. Bu yüzden de alternatif değil ama tamamlayıcı bir tıp yöntemi olarak dünyada ve Türkiye’de uygulanıyor.

 

Doğru nefes alıp almadığımızı biliyor muyuz? Doğru nefes alıp almadığımızı nereden anlarız?

Doğru nefes almayı ilk doğduğumuz anda biliyoruz. İlk doğduğumuzda hepimiz diyafram nefesleri alıyorduk. Bir bebeği uyurken izlerseniz çok güçlü diyafram nefesleri alırken aynı zamanda bağlantılı, birbirini takip eden nefesler aldığını ve çok mükemmel bir şekilde karın nefeslerinin takip ettiğini görürüz. Lakin yaşam yolculuğunda yaşadığımız bazı negatif deneyimler nefes alışkanlıklarımıza engel olmaya başladı Yaşamdaki negatif deneyimlerimiz arttıkça nefes alma alışkanlıklarımızın da bozulduğuna inanıyoruz. İstatikler %90 insanın nefes kapasitelerinin sadece %30’unu kullanabildiğini gösteriyor. İyi haber ise %30 olan bu oranı 50, 70, 90 gibi oranlara çıkarabiliyoruz.

 

Eğer doğru şekilde nefes alamıyorsak bunu nasıl doğru yola koyarız?

Bunun için bir nefes uzmanıyla çalışmak en doğru karar olacaktır. Çünkü nefes uzmanı özellikle yetişkin bir bireyde 5 ile 7 seans arasında kişinin hem yanlış nefes alışkanlıklarını tespit etmek hem onları düzeltmek ve ana nefes blokajlarını açmak için çalışmalar yapacaktır. Ardından kişi kendi kendine de günlük 5 dakikalık nefes çalışmaları ile devam ederek nefesin açılmasına destek olabilecektir, fakat bunca yıldır yanlış nefes alışkanlıkları olan kişinin kendi kendine tamamen bir düzeltme sağlaması bizim istediğimiz şekilde ve oranda çok mümkün olmuyor. Bunun için “www.nefesveyasamakademisi.com”da bir ses kaydımız var. Eğer kişilerin bir nefes uzmanına ulaşması mümkün değilse orada kendi kendine yapabilecekleri 4-5 dakikalık bir nefes çalışması da herkese hediyemiz.

 

Gerçekten nefes almaya başladığımız zaman neler hissederiz?

Duygusal ve zihinsel olarak çok daha dingin, çok daha kendinden emin, kendini seven, kendi ile barışık, hayatta karşısına çıkan zorluklar karşısında daha dirençli ve zorluğun içindeki iyiliği gören veya şerrin içindeki hayrı gören, daha mutlu ve daha dengede insanlar oluruz. Yaşam enerjimiz arttığı ve bedenimize giren çi miktarına bağlı olarak daha fazla enerji, daha fazla neşe, daha fazla sevgi deneyimlemeye başlarız. Nefes deneyimleri için gerçekten anlatılmaz yaşanır diyebiliriz.

 

Diyaframdan nefes almayı bir alışkanlık haline nasıl getirebiliriz?

Öncelikle çok ciddi bir farkındalık ve belli bir süre bunun üzerine çalışarak yapabiliriz. Öncelikle bedenimize nefes alıp almadığımızı anlamak için bir elimizi karnımıza, bir elimizi üst göğsümüze koyarak birkaç dakika nefes alarak bedenimizin hem karnımızda hem üst göğsümüzde nefes olup olmadığını, nefesler arası duraksamaların olup olmadığını tespit etmemiz gerekir. Çünkü doğru nefes karınla başlayan, üst göğüs ile devam eden, sonra önce üst göğsün nefesinin tamamlanması ardından da alt karın nefesinin inmesiyle devam eden ve birbirini mutlaka takip eden bağlantılı nefeslerdir. Bir zorlama yoktur, almakta ya da vermekte. Dolayısıyla bu, çalışmaları yaptıkça gelişen bir yöntemdir.

 

Vücudumuzun bazı bölgeleri neden kendini nefese kapatıyor? Buna neler sebep oluyor?

Yaşadığımız her türlü korku, üzüntü, kızgınlık, öfke, yas, ağladığımız her an nefesimizi tutma eylemi gösteririz. Yaşadığımız o anki bütün negatif duyguyla birlikte tuttuğumuz nefesin bedenimizde bir negatif enerji blokajına sahip olduğu ve buna bağlı olarak da o bölgede nefesin kısıtlandığını düşünüyoruz.

 

Seanslarınız nasıl geçiyor? İlk seanstan itibaren süreç nasıl işliyor?

Seanslarımız 1,5-2 saat sürüyor. İlk olarak yarım saat bir danışan bilgi formu doldurarak kişilerin geçmiş yaşamları, varsa kullandığı ilaçlar, geçirdiği ameliyatlar, kronik hastalıkları hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Daha sonra onların duygusal durumları hakkında konuşuyoruz ve nelere ihtiyaçları olduğuna dair niyet belirleme çalışması yapıyoruz. Ardından 1 saatlik nefes çalışmasına geçiyoruz. Bu 1 saatlik nefes çalışmasında özel nefes yataklarına yatırıp kişileri belli bir ritimde nefes almasını sağlıyoruz. Bu süreçte kişilerin bedeninde nefes blokajlarının olduğu noktaları tespit ediyoruz, parmak uçlarımızla bu noktalara hafif basılar uygulayarak her noktanın farklı olumlamasını kullanarak kişilerin o bölgelerde nefesinin açılmasını destekliyoruz. Yaklaşık 45 dakika sürüyor ve sonra özel seanslar sırasında birebir çalışıyoruz. 15 dakikalık bir meditasyon zamanı tanıyoruz kişilere ve özel bir müzik eşliğinde kişileri dinlenmeye, kendi öz varlıklarına yakınlaşmaya davet ediyoruz. Ardından da nefes seansı tamamlandıklatan sonra yaklaşık 10-15 dakika geri bildirim verip seansı tamamlıyoruz.

 

İlk nefesten sonra süreç nasıl işliyor?

Ortalama bir yetişkinin ihtiyacı olan ve ana blokajlarının açılması için gereken nefes seansı süresi 5 ile 7 nefes seansıdır. 7 nefes seansı alabildikleri 2 günlük seminerler, her hafta katılabilecekleri grup seansları ve bizim yılda bir kez yaptığımız gerçekten yaşam dönüştürücü etkiye sahip olan yeniden doğuş nefes kamplarımız var. Yaptığımız seanslarda ya da seminerlerde kişilerin anne karnında başlayan ve doğumla devam eden birçok travmasını destekleyen seanslar yapıyoruz. Mesela Yeniden Doğuş Nefes Kampı’nda en büyük travmamız kabul edilen doğum travmamızı temizlediğimiz çok güçlü bir seans yapıyoruz. Anne karnı sıcaklığına getirilmiş özel termal havuzlarda şnorkellerle önemli seanslar gerçekleştiriyoruz. Herkesi, kendi gerçeklikleriyle ve kendi özleriyle tanışmaları için kendi nefeslerine sahip çıkmaya ve kendi nefesleriyle buluşmaya davet ediyorum.

 

 

 

Yazar Hakkında /

2003 yılından bu yana, hedef kitlesi AB ve A+ olarak belirlenmiş bir çok baskı, web, pr, organizasyon işinde başarılı projelere imza atmış olan MAG hayatın her alanında en iyi olmayı hedefleyen, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, özel zevkleri olan ve hobileriyle yaşamını renklendiren, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, belirli kesimden kabul ettiği müşterilerine yıllardır sağlamış olduğu yüksek başarı grafiği ile doğru planlanmış bir büyüme ile sektöründeki hayatına devam etmektedir.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.