Nadide Güzellikler Luccicanti Jewellery
Kendi kliniğinde hastalarını kabul eden Diş Hekimi Mahir Südemen, kişiye özgü uygulamalar içeren gülüş tasarımı tedavisinin işleyişini MAG Okurları için anlatıyor…
ncelikle kendinizden ve kariyerinizden bahseder misiniz?
Küçük yaşlardan beri küçük detayların fark yarattığını gördüm ve sanatla iç içe büyütüldüm. Hep konusu “insan” olan bir alanda çalışmak istedim ve estetik diş hekimliğinin, detaylarla fark yaratılabilen, sanatsal öğelerle insan hayatına dokunan bir tarafının olduğunu görünce bende bir “tutku” haline geldi. Evet, işimi tutkuyla yapıyorum. 2009 yılında fakülteden mezun oldum, 2016 yılında İtalya’da Marconi Üniversitesinde İmplantoloji yüksek lisans programını tamamladım. Aynı sene Digital Smile Design Team Member unvanını aldım. Yıllardır çeşitli kurumlarda, ağırlıklı olarak estetik diş hekimliği üzerine çalıştım ve iki yıldır kendi kliniğimdeyim.
Kliniğinizde hangi hizmetleri veriyorsunuz?
Ben ve ekip arkadaşlarım, yetişkin diş hekimliğine dair tüm disiplinlerde hizmet veriyoruz. Tabii ki sıklıkla estetik problemlerin çözümü kişisel ilgi alanıma girdiği için daha çok bu alana yoğunlaşıyorum. Diş hekimliğinde alanlar arasında keskin sınırlar yok, bütüncül yaklaşılan her tedavi, bünyesinde farklı birçok tedaviyi barındırıyor aslında.
Gülüş tasarımı nedir? Neden tercih ediliyor? Kimler yaptırıyor?
Bugün dünyada bilinen bir gerçeklik; ilk izlenim için sadece “yedi” saniyeniz var ve bu esnada öz güvenli, güzel gülümsemeye sahip kişiler her zaman biraz daha önde. Bu yüzden herkes için bir şeyler içeren bir tedavi. Bazen sadece var olanın daha göz alıcı hale getirilmesi gibi küçük dokunuşlardan tutun da, yüz estetiğinin bütününe dişlerin uydurulması için birçok disiplinin bir araya gelmesi gibi geniş yelpazede çözümler var. Bu yüzden hep diyoruz ki gülüş tasarımı işlemi kişiye özgü ve sonucu öngörülebilir olmalıdır.
Sonucu öngörülebilir olmalı derken neyi kastediyorsunuz?
Gülüş tasarımı denilen kavram hep dişler, dudak ve yüz bütünü diye tanımlansa da aslında günümüz diş hekimliği biliminde dijitalleştirilmiş bir konsepte dönüştü. Eğer hastanıza henüz hiç başlamadan dişlerin finaldeki halini gösteremiyorsanız ne yazık ki bu, gülüş tasarımı değil, “kaplama yaptırmaktan” öteye geçemiyor. Dijital gülüş tasarımı konseptlerinde hastamıza önce dijital, olası final görüntülerini gösteriyor, mock-up dediğimiz bir prova ile de başlamadan kendi ağzında bir “test sürüşü” yapabilmesini sağlıyoruz. Bu aynı zamanda hekimin de kendisine en az işlemle en iyi görüntüyü sağlaması açısından bir kontrol oluyor.
Peki, gülüş tasarımının içeriğinde hangi tedaviler var?
Aslında dediğimiz gibi kişiye özgü. Dişlerinin şeklinden rahatsız olan hastalarımız için bondingler, kusursuz estetik için lamineler, renginden rahatsız olanlar için beyazlatma işlemleri, konum şikayetleri için basit aligner tedavileri, diş etleri fazla görünenleri için pembe estetik işlemleri; kısacası kişiye özel sorunun, fotoğraflar aracılığıyla tespiti sağlanıp bunun çözümünde neler varsa…
Günümüzde lamineler oldukça popüler. Biraz bahsetmeniz mümkün mü?
Lamineler dişlerde hiç aşındırılmadan veya sadece keskin köşeleri yuvarlatılarak yapılan porselen kabuklar. Yapıştırma işlemi anlamında takma tırnaklara benzetebilirsiniz ama kalınlık açısından kontakt lensler gibi 0,5 mm kalınlığını geçmeyen malzemeler. Bu malzemeler, istediğimiz renk ve şekilde çalışılabiliyor. Gelişen teknoloji sayesinde bu cam porselenler aşırı güçlendirildi, kırılmıyor ve özel yapıştırıcıları sayesinde çıkmıyor. Klasik kaplamalarda dişin yüzde ellisi aşındırılırken, laminelerde bu rakam yüzde on ila yirmiyi geçmiyor. Hatta bazen aşındırılmadan bile üretmek mümkün oluyor. n