Modanın Efendisi ve Dina Türkcan
Yıldırım Mayruk Moda Laboratuvarı 2012 Yaz Dikiş Koleksiyonu, çağdaş, global ve alımlı Türk kadınının hikayesini 21. bölümünde 21. yüzyıla merhaba diyerek sürdürüyor…25 Nisan’da İstanbul Swissôtel’de 3 seans halinde gerçekleşecek olan moda sunumunda, yurdumuzda moda, tekstil ve tasarım eğitimi gören 800 öğrencinin yansıra sanat, siyaset ve iş dünyasından ünlüler de ağırlanacaklar.Pastel renklerin doğal elyaflar ile buluştuğu koleksiyonda, dantel, jarse, güpür, uçuşan emprimeler, keten ve yüksek nakış teknikleri hakim… Türkiye’nin en ünlü modellerinin de görev alacağı sunumun galasında Seda Sayan da podyumda olacak.Drape işleme ve tayyörlerin göz kamaştıracağı seriden sizler için bazılarını MAG için fotoğrafladık…Güzelliğiyle herkesin beğenisini toplayan, genç yaşta birçok başarıya imza atmış Dina Türkcan ile gerçekleştirdiğimiz çekimden çok özel kareler sayfalarımızda sizlerle…
Mankenlik kariyerine nasıl ve nerede başladınız?
17 yaşımdayken Sırbistan Elite Model Look’ta mankenliğe başladım. Çok geziyordum, genelde yurtdışında çalıştığım için İtalya, Almanya, Yunanistan, Dubai birkaç kere Maldivler’de çekim yaptım.
Aynı zamanda bir güzellik yarışmasında birinci seçilmiştiniz. Biraz da bundan bahseder misiniz?
O zaman 18 yaşındaydım, ajanstan teklif geldi, kabul ettim. Bir ay hazırlanma programına girdim ve yarışma sonucunda birinci seçildim.
Hem genç ve başarılı bir mankensiniz hem de iyi bir annesiniz. Bu durumu nasıl devam ettiriyorsunuz?
Çocuklarıma çok zaman ayırıyorum, onlara aşırı derecede düşkünüm, onlar için her şeyi yaparım. Ama herkesin olduğu gibi benim de birçok işim var. Ben moda dünyasını ve işimi gerçekten çok seviyorum. Bazı anneler sabah işe gitmek ve gece eve dönmek zorundalar, benim öyle bir zorunluluğum yok onun için aslında çok şanslıyım çünkü çocuklarımla daha fazla zaman geçirebiliyorum…
Formunuzu nasıl koruyorsunuz?
Gün içinde bol bol yeşil çay içiyorum, tatlı hiç bir şey yemiyorum ve gazlı içecekler içmiyorum.
Bir gününüz nasıl geçiyor?
Sabah 8’de kalkıyorum, çocuklarımla kahvaltı ediyorum, onları okula gönderiyorum sonra bir buçuk saat spora vakit ayırıyorum. Spor bitince küçük kızımı alıyorum ve onunla gezmeye ya da alışverişe gidiyoruz. Ondan sonra kahve için arkadaşlarımla buluşuyorum. Okul çıkış vakti gelince çocuklarımı okuldan alıyorum, hep beraber yemek yiyoruz, sonra ödevlerini yapıyoruz ve oyun oynuyoruz. Uyku vakitleri gelince onları uyumaları için odalarına gönderiyorum. Bazen arkadaşlarım evime ziyarete geliyorlar, bazen tek başıma kitap okuyorum. Evimde keyifli vakit geçirmeyi çok seviyorum.
Spor yapıyor musunuz?
Evet, spor yapıyorum. Pilates, kardio, yüzme sürekli yaptığım sporlar arasında. Sporun yanısıra hamama gitmeyi çok severim ve cildime çok özen gösteririm.
En çok sevdiğiniz tatil yerleri nereler?
En çok Dubrovnik’i seviyorum, oraya küçükken tatil için çok giderdik, herkese de gitmelerini tavsiye ediyorum.
Yaz yaklaşıyor sizce Türkiye ve yurtdışında gidilebilecek tatil yerleri nereler?
Türkiye’de çok güzel yerler var Çeşme, Bodrum ve Fethiye’yi çok beğeniyorum. Bence tatil için gidilebilecek çok güzel yerler.
Hayatta asla vazgeçmem dediğiniz şeyler nelerdir?
Ben sevgi dolu bir insanım, hayatı, yaşamayı çok seviyorum. En sevmediğim şey ise yalan… Bazı insanlar bazen beyaz yalan söylemenin gerekli olabileceğini söylüyorlar, ben bu duruma asla katılmıyorum. Bu konuyla ilgili çocuklarımla da çok konuşuyorum, onları iyi, dürüst ve doğru bireyler olarak yetiştirmeye çalışıyorum.
Kişisel gelişiminize vakit ayırabiliyor musunuz?
Moda-tasarım okuyorum ve bu konuda kendimi geliştirmek istiyorum, bilgi sahibi olmak istiyorum. Boş zamanlarımda kitap okumayı çok seviyorum, tam bir Paulo Coelho hayranıyım. Bazen arkadaşlarıma stilist olarak yardım ediyorum ve bu durum çok hoşuma gidiyor. Türkçemi geliştirmek için çok şey yapıyorum, çok çabalıyorum, bu benim için gerçekten çok önemli.
Bu hayata neden geldiğinizi düşünüyorsunuz? Sizce sizin hayat amacınız nedir?
Bence hepimiz bu dünyaya bir sebeple geldik ve hepimizin bir görevi, dünyaya gelme sebebi var. Bazen insanlar hayatı boyunca bir görev bulmaya çalışıyorlar, bazı şanslı insanlar da görevlerinin ne olduğunu hemen anlıyorlar… Bence benim görevim iyi bir anne olup bu hayata iyi ve dürüst, aklı başında evlatlar yetiştirmek… İş hayatımdaki ve evimdeki başarılarımla birilerini mutlu etmek benim en önemli görevlerim arasında.
Sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor musunuz?
Evet tabii ki… Geçen yıl Sırbistan’da otistik çocuklar için bir sosyal sorumluluk projesinde yer almam için teklif geldi, ben de memnuniyete kabul ettim. Bu durum beni çok duygulandırdı. İnsanların biraz gözlerini açıp yakınlarına, etraflarına bakmaları gerekiyor. Herkes bu konularda bir şeyler yapmalı ve duyarlı olmalı. Ben bu konuda çok hassasım, insanın kendi iç huzuru için de çok önemli bir şey bu. Yardıma ihtiyacı olanlara el uzatmak bir insanın yapabileceği en büyük iyiliktir diye düşünüyorum…
Röportaj: Burcu Coşkun
Kıyafetler: YILDIRIM MAYRUK
Fotoğraflar: ERSİN AL
Moda Editörü: BUKET POYRAZ
Makyaj: Oya Tolga Make-Up Studio
Saç: Muammer Yaprakgül
[nggallery id=1184]