Modacıların Gözünden Moda
2013 yılının ilk ayında en çok merak edilen sorulardan biri de bu yılın modasının ne olacağı sorusuydu. Modaya yön veren Türkiye’nin en önemli moda tasarımcıları Ece Salıcı, Jale Hürdoğan, Tuba Benian, Nihan Peker, Çiğdem Akın, Gamze Saraçoğlu, Niyazi Erdoğan ve Şafak Tokur MAG dergisi okurları için yeni yılın modasını anlattı…
Ece Salıcı
Genç moda tasarımcısı Ece Salıcı son günlerde bir çok ünlünün tercih ettiği farklı ve modern çizgilerden oluşan koleksiyonlar ortaya çıkarıyor. Günlük yaşamında da kendi tasarımlarını giyen Ece Salıcı 2013 yılı modasından bizlere bahsetti…
2013’te moda sektörünü neler bekliyor?
2013 sezonunun en göze çarpan trendi; saydam kumaşlar, opak ve saydam dokuların bir arada kullanılması. Yani bu sezon organze ve ipek şifonu bol bol göreceğiz. Bu, benim de koleksiyonlarımda her zaman kullandığım bir stil.
Yeni sezonda koleksiyonlarınızda ağırlıkla yer vermeyi planladığınız parçalar ve renkler nelerdir?
Yeni sezonda bolca göreceğimiz trendler; siyah ve beyazın bir arada kullanımı, yani siyah beyaz kontrastı. Bunun dışında farklı kumaşların bir arada kullanmasıyla oluşan, patchwork elbiseler ve ceketler de moda, ki bu tarza da yine Ece Salıcı tasarımlarında bolca rastlayabilirsiniz. İnce kumaşlı parçaların kat kat, üst üste kullanımı, takım elbise ve hatta smokin giymek de sezonun trendlerinden. Bir diğer önemli sezon detayı da volan etkisi. Bu sezon tasarımcılar volanları her yerde kullanmışlar, boyunda, kollarda, etek uçlarında hatta yırtmaçlarda. Son olarak yine bu sezonda bir Uzak Doğu etkisi hakim, Japon çiçek desenleri, saten kumaşlar ve kimonoları da sık sık göreceğiz.
Jale Hürdoğan
Sıradışı tasarımlarıya son günlerde kendinde söz ettiren başarılı moda tasarımcısı Jale Hürdoğan sezonun moda renklerini ve trendlerini sizin için yanıtladı.
2013’te moda sektörünü neler bekliyor?
2013 kışında koyu oranj ve bordo tonları çok görülecek, ama bunun yanında haki asker yeşili ve morlar da oldukça moda. Bu kış barok modası, askeri havalar, altın detaylar, rus el işi görüntüleri ve tek renk takımlar sezon trendleri olarak öne çıkıyor.
Yeni sezonda koleksiyonlarınızda ağırlıkla yer vermeyi planladığınız parçalar ve renkler nelerdir?
Jale Hürdoğan “Serenity” 2013 Kış koleksiyonu daha dingin, şık ve dişi modellerden oluşuyor. özellikle tek renk takımları değişik alternatiflerde kombinlenebilecek. Dar kalem etekler, krep pantolonlar ve renk bloklarının görüldüğü etekler yine krep biye detaylı ceketlerle beraber kullanılacak. Bunun yanında askeri havaların yansıtıldığı trençkot ve gabardin ceketler var. Her zaman kadını şık ve zarif gösterecek sezonun trendi dantellerin biye detayları ile kullanıldığı elbiseler ilgi çekiyor. Kırma detayların, kontrast renklerle çeşitlendiği ipek gömlekler ve dantel etekler de yine koleksiyonun öne çıkan parçaları.
Nihan Peker
İtalya’da Frankie Morello, Colmar ve Furla için tasarımlar yaptıktan sonra kendi markasını yaratmak için İstanbul’a gelen Nihan Peker; 2009 yılından beri kendi markası ile adından başarıyla söz ettiriyor.
2013’te moda sektörünü neler bekliyor?
Giyimin yanı sıra aksesuarların zenginliği, detayların ve yan malzemelerin daha çok kullanılır olması koleksiyonları daha zengin gösterecek. Bir o kadar abartılı formların ve renklerin yanında buna zıt olarak ultra minimal bir trend de sektörde birçok markaya ilham kaynağı olacak. Desenlerin daha çok arttığı, kumaşların yanı sıra derinin de çok kullanıldığı bir sezon olacak.
Yeni sezonda koleksiyonlarınızda ağırlıkla yer vermeyi planladığınız parçalar ve renkler nelerdir?
Yeni sezonda koleksiyonum daha çok soft renk tonlarından oluşuyor. İçinde mutlaka beyaz olan renk tonlarını kullanıyorum bu koleksiyonda. Pudra ve bej tonları ağırlıklı olmakla beraber bunları yine beyaz ile kombinliyorum. Gömlek ve gömlek elbiselerin, yaka detaylarının ağırlığını hissettirdiği bir koleksiyon. Dış giyimde dikiş detaylarının öne çıktığı sade ve yalın oversize formlar var. Koleksiyonun genel olarak giyilebilirliği ve yalınlığı ön planda.
Yeni yılda da trendy kalabilmek için gardırobumuzda nelere yer açmalıyız?
Baştan aşağı tek renk giyim son trendlerden diyebiliriz. Siyah ince kaşe bir paltoyu elbise olarak kullanabilir ve kalın platformlu ayakkabılar ile kombileyebilirsiniz. Trendy olmak için özel bir çaba harcamamak gerektiğine inanıyorum. Sezondan vücudunuza yakıştırdığınız en doğru parçaları, klasik renklerle giyerseniz zaten doğru bir tercih yapmış olursunuz.
Türkiye’deki moda algısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Moda ve tasarım algısının ne olduğunun henüz çok kavrandığını düşünmüyorum. Bizde moda sadece giyim endüstrisinin sezon trendleriyle yorumlanmış hali gibi algılanıyor. Tasarım ve tasarımcı bilinci, yapılan moda haftaları ve sunulan işlerle daha çok algılanır ve kabul edilir oldu ülkemizde. Her abiye elbisenin bir couture olmadığı ne kadar gerçekse, her sunulan koleksiyonun da tasarım koleksiyon olmadığı bir gerçek. Yeni bir söz söyleyen, yeni bir fark yaratan, doğru alternatifleri sunan koleksiyonların artması, bu algıyı da arttıracaktır.
Tuba Benian
Türkiye’nin en iyi moda tasarımcılarından Tuba Benian kendi atölyesinde bir çok başarılı tasarıma imza atıyor. Şık tasarımlarını birçok dizi karakterinin üzerinde görmeye alışık olduğumuz Tuba Benian kendi tasarım atölyesinde kendi ürünlerine yer veriyor.
2013’te moda sektörünü neler bekliyor?
Moda ve tekstil sektöründe geçmiş yıllarda Avrupa ve Amerika’da yaşanan ekonomik krizlerden etkilenerek yaşanan sektörel daralmanın 2013 yılında normal seyrine oturacağını tahmin ediyorum. Bununla birlikte Türkiye için önemli olan moda hareketlerinden biri olan İstanbul Fashion Week 2013 sezonunda dünya çapında bir moda haftası olmak için yeni atılımlarda bulunuyor. Biz tasarımcılar ve moda severler adına en önemli gelişmelerden biri de bu olacak . Modadaki evrenselleşme dalgası 2013 yılında da hızla artacak, birçok Türk tasarımcı ürünlerini yurt dışında sergilerken dünyanın birçok yerinden gelen yabancı tasarımcılar da Türkiye pazarında şansını denemeye devam edecek. Sosyokültürel açıdan bu etkileşimler biz tasarımcıların en çok beslendiği tasarım unsurları arasında. Bu sebeple her geçen yıl tasarımda farklı ve deneysel arayışlar açısından moda daha verimli oluyor. Gelişen teknoloji, yeni bakış açıları, zamanın ruhu, dünyada yaşanan olaylar, modanın ve tasarımın ilham kaynakları olmaya devam ediyor.
Yeni sezonda koleksiyonlarınızda ağırlıkla yer vermeyi planladığınız parçalar ve renkler nelerdir?
2012-2013 Kış sezonunda; soylu biniciler ve saraylı temalı “İçimizdeki Soylu” isimli koleksiyonumda, asaletin simgesi dantel ve ipek kumaşları, derinin hoş bir geçişle tamamladığı kombinleri sık göreceksiniz. Balık formlu couture elbiseler, pelerinler masalsı anlatımlarla yer alıyor. Renklerde ise siyah, beyaz, mat gümüş, bordo ve gece mavisi tonlarını tercih ettim.
2013 Yaz koleksiyonumun ismi ise “Bir Günlük Yaşam” ve onu da yaklaşık iki ay önce İstanbul Fashion Week’te sergiledim. “Bir Günlük Yaşam” koleksiyonunda kelebeğin görsel zenginliğinden ve dokusundan etkilenerek ödemiş ipeği, şantuk, şifon, saten gibi ipek türevi kumaşlar kullanıldı. Formlarda ise 3’üncü boyut arayışı elbiselerde kendini gösterdi. Yuvarlak hatlar dairesel formlar ve akışkan geçişler kullanıldı. Hacimli yapılar koleksiyonda kullanılan takı, şapka ve ayakkabılara da yansıdı. Kelebeğin renk ahengi bu koleksiyonun her parçasına dokundu adeta; sarılar, yeşiller, mavi tonları, morlar ve yaz sezonunun vazgeçilmezi beyaz gelecek sezon da favorilerimden.
Türkiye’deki moda algısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türk insanı için giyinmek ve süslenmek kavramı çok önemli. Düğünler, bayramlar ve ziyaretler Türk kadının özel olarak hazırlandığı ve değer verdiği önemli günler arasında. Moda kavramı da bu coğrafya için önemli giyim unsurları arasında yer almaya başladı. Bunun etkisi olarak Türk moda tasarımı sektörü gün geçtikçe daha çok büyüyor ve birçok yabancı marka ülkemizde mağazalarını açıyor. İmkanlar açısından bakıldığında özellikle İstanbul Avrupa’daki bir metropolden farklı değil. Bu gelişmeler sebebiyle moda severler artık çok şanslı. Türk kadınının en güzel özelliği temiz, bakımlı ve şık olması. Ama birçok moda unsurunu bir arada kullanarak göz yorucu yoğunlukta giyinen bir kitlede yok değil. Ben ise daha sade, spor-şık tarzda, detayların çok göz yormadığı kombinleri daha çok seviyorum. Yani elbisenin sadece bir yerinde dekolte olması, benzer detayların sık kullanılmaması ve kombin yaparken takım yapma kaygısı yaratmayan stilleri daha çok seviyorum. Tabi en önemli detay ise giysilerimizin ruhumuzu yansıtması. Ancak bu şekilde bir tarz sahibi olunabileceğine inanıyorum.
Çiğdem Akın
1970, İstanbul doğumlu Çiğdem Akın modaya olan ilgisini ortaokul yıllarında fark etti. 24 yıldır profesyonel moda dünyasında tasarımcılık yapan Akın, 16 yıl Vakko tasarım ekibinde yer aldıktan sonra, 2004 yılında kendi adını taşıyan markasını kurdu.
Türkiye’deki moda algısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de belirli bir kitle moda ile iç içe yaşıyor lakin ülkenin geneline baktığımızda insanlarımız modayı halen kendinin dışında bir olgu olarak görüyor. Tekstilde dünyada her ne kadar kendimizi kanıtlamış olsak da moda sektörü ülkemizde henüz rüştünü ispatlamış değil. Son dönemlerde gerçekleştirilen IFW, Galata Moda gibi organizasyonlar modayı kitlelere ulaşılabilir kılması açısından önemli. Modanın yaşantımızın bir parçası haline gelmesi ve sektör çalışanlarının bu anlamda güçlenmesi, kitlelerin modayı sahiplenmesini ve giderek dünyada söz sahibi olmamızı sağlayacaktır diye düşünüyorum.
2013’te moda sektörünü neler bekliyor?
2013 bir dönüşüm yılı. Dünyayı algılayışımız değişiyor. Bu algı ister istemez sektörümüzü de etkileyecek. Doğayla ilişkimizin artması, doğaya özgü materyal ve renkleri hayatımıza sokacak. Kişiye özel, özgün tasarımlar giyinme alışkanlıklarımız da belirleyici olacak.
Yeni sezonda koleksiyonlarınızda ağırlıkla yer vermeyi planladığınız parçalar ve renkler nelerdir?
2013 yaz sezonunda doğadan ilham aldım. Taş, toprak ve su renklerini, dokularını ve materyallerini kullandım. Tasarladığım emprimeler ile doğayı koleksiyonuma taşıdım. Benim tasarımlarımın temel özelliği olan asimetrik kesimler, pek çok farklı biçimde kullanılabilen işlevsel parçalar yine koleksiyonumda olacak. Lazer kesim deri tasarımlar, ipekler, ince trikolar yeni sezonda da Çiğdem Akın markasının temelini oluşturacak.
Yeni yılda da trendy kalabilmek için gardırobumuzda nelere yer açmalıyız?
Kış sezonunda trendy kalabilmek için maksi boy tek parça kaşmir veya örme elbiseleri tavsiye ediyorum. Bu elbiseleri sık bir stiletto ve mini bir ceketle gece kullanabileceğiniz gibi çizme, bolca aksesuar ve büyük bir çanta ile gündüz de rahatlıkla kullanabilirsiniz. Gardırobunuza siyaha alternatif olarak koyu mor ve bordoyu sokmanızı da tavsiye ediyorum.
Gamze Saraçoğlu
1980 doğumlu olan ve Parson’s School of Design’da tasarım eğitimi alan Gamze Saraçoğlu, kısa bir süre sonra Türkiye’ye dönerek 2004 yılında kendi stüdyosunu açana dek Beymen ve İpek Kıramer için çalıştı. Şu an Mimar Sinan Üniversitesi’nde Giysi Tasarımı dersi veriyor ve tasarım yapmaya devam ediyor.
Türkiye’deki moda algısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de moda algısını yaratıcı ve kişilikli buluyorum. Önyargılardan kurtulunulursa Türkiye’deki moda anlayışının zamanla trend belirleyici olacağına inanıyorum.
2013’te moda sektörünü neler bekliyor?
Türkiye’de IFW sayesinde moda adına doğru adımlar atıldığı dünya platformunda gösterilmiş oldu. Her geçen sezon, pozitif gelişmelerle daha profesyonel ve tasarımcılar açısından daha yaratıcı bir hale geliyor. Koleksiyonların dünyaya açılmasında IFW çok büyük bir önem taşıyor.
Yeni sezonda koleksiyonlarınızda ağırlıkla yer vermeyi planladığınız parçalar ve renkler nelerdir?
İstanbul Fashion Week kapsamında son olarak 2013 İlkbahar – Yaz koleksiyonumuzun defilesini yaptık. Bu koleksiyonda diz altı elbiselere, uzun gömlek formunda olan elbiselere ve mini eteklere sıkça yer verdik. Metalik mavi, metalik gri, ekru, haki renkler koleksiyonun ana renklerini oluşturdu.
Yeni yılda da trendy kalabilmek için gardırobumuzda nelere yer açmalıyız?
Modern kuplu siyah minik bir elbise, over size bir palto ve şık bir bottie ile son derece sitil sahibi görünmeniz mümkün.
Niyazi Erdoğan
Erkek modası denilince akla gelen ilk isimlerden biri Niyazi Erdoğan… Mimarlık bölümü mezunu olan Niyazi Erdoğan başarılı tasarımlara imza atmaya devam ediyor.
Türkiye’deki moda algısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de hala oluşma sürecini tamamlamayan bir moda endüstrisi bulunmakta. Daha öncesine nazaran epey bir yol kat edildiğini düşünüyorum. Türk tasarımcılarından giyinmek ve yaptıklarını takip etmek daha yaygın hale gelmeye başladı. Bazı terimlerin algısında hala eksikler var. Bunun da işini iyi yapan ve markasına sahip çıkan tasarımcılar sayesinde daha iyiye gideceğini düşünüyorum.
2013’te moda sektörünü neler bekliyor?
Türkiye’de yapılan en önemli organizasyonlardan birisi olan İstanbul Moda Haftası artık daha profesyonel bir ekibe IMG’ye devredildi. Bu sektör için önemli değişikliklerden ve yeniliklerden birisi. Bunun yanı sıra Moda Tasarımcıları Derneği olarak birçok yeni eğitim projelerine imza atıyoruz. Bunların yanı sıra ilerideki dönemler için hala sınırları netleşmeyen yeni projeler mevcut. Bu projeler arasında Türk tasarımcıları uluslararası platforma taşıyacak yenilikler de mevcut.
Niyazi Erdoğan markası yeni yılın ilk günlerinden itibaren yurt dışındaki çok önemli iki fuara katılıyor olacak. İstanbul Moda Haftası’nın hazırlıkları ise tam hızıyla başladı ve devam ediyor.
Yeni yılda da trendy kalabilmek için gardırobumuzda nelere yer açmalıyız?
Yeni yılın soğuk günlerinde en popüler parçalar bence parkalar olacak. Erkekler için yakası ya da kapüşon kenarı kürklü parkalar top ten arasında. Bunun yanında bomber ceketler ve deri biker montlar sokakta sıkça gözümüze çarpacak parçalar olacak. Yazdan alıştığımız renk hakimiyeti kışın da devam ediyor olacak. Bordo, derin kahveler ve militer yeşiller gözde renkler.
Şafak Tokur
Şafak Tokur, 1975 Sinop doğumlu. 1994 İstanbul Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi resim bölümünden mezun olduktan sonra 2001 Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Tekstil Bölümü’nü bitirdi.
Türkiye’deki moda algısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gelişmekte olan bir ülkeyiz ilk başta bu yüzden bu konuda da eğitilmeye öğrenmeye ve şekil değiştirmeye istekli bir harekete odaklanmamız çok önemli. Çıkılan yolculuklar nereye olursa olsun kim olduğumuzun öncelikle hassas bir şekilde belirlenmesi ve gelişim süreçlerinde de buna odaklı bir yolculuk planı oluşturulmalı sanırım. Ülkemizde İstanbul Moda Haftası’yla başlayan ve daha da güçlenerek devam edeceğini düşündüğüm bu tür oluşumlar moda algımıza yeni keyifli anlatımlar ve öğretilerde bulunuyordur ki her geçen dönemde de bu gelişimi ben rahatlıkla görebiliyorum.
Yeni sezonda koleksiyonlarınızda ağırlıkla yer vermeyi planladığınız parçalar ve renkler nelerdir?
2012 -13 sonbahar kış koleksiyonumu İstanbul Moda Haftası’nda sergilemiştim Mevlevi kültüründen esinlenerek tasarladığım “Selam 2” koleksiyonu Allah’a duyulan sonsuz aşka göndermeler yapan avant-garde giysi koleksiyonu. Bütünde siyah beyaz kontrast renk algısındaki koleksiyon da fütüristik bir anlatım hakim ve deneysel bir tavra sahip.
Yeni yılda da trendy kalabilmek için gardırobumuzda nelere yer açmalıyız?
Kişinin kimlik algısına uygun bütünlere odaklanması en öncelikli olanı sanırım. Bu anlamda doğrular herkeste ayrı anlamlar kazanır. Kişinin kendini tümüyle tanıyıp hareket özgürlüğünü kendi öğretileriyle oluşturması benim için en mantıklı olanı… Şu ya da bu diye isimlendirip ona sahip olmalısın düşüncesi bana çok doğru gelmiyor hiçbir zaman. Fakat sezonda en çok karşılaşacağımız ne olur diye sorulursa askeri detaylarla bolca karşılaşacağımızı, kadife ve derinin çok ön planda olacağını düşünüyorum, erkek veya kadın fark etmeksizin desenli takımların da çok moda olacağı bir sezon.