© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Memorial Ankara Hastanesi Beyne Göz Kenarından Yolculuk

Memorial Ankara Hastanesi Beyne Göz Kenarından Yolculuk

Beyin cerrahisinde ezber bozan bir teknik, Türkiye’den dünyaya açılan bir başarı hikâyesine dönüştü. Memorial Ankara Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Doç. Dr. Emrah Çeltikçi ve Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Doç. Dr. M. Melih Şahin, göz kenarından açılan bir kapıyla tıpta yeni bir çağ başlatan transorbital nöroendoskopi yöntemindeki başarılarını MAG Okurlarıyla paylaştı. Bir cerrahın, gözün hemen kenarından girip beynin derinliklerine ulaşabileceğini duysanız inanır mıydınız? Bundan birkaç yıl önce biz de inanmazdık; ama bugün, transorbital nöroendoskopi sayesinde bu mümkün. Beyin cerrahisinin tarihine baktığınızda, uzun yıllar boyunca büyük kesiler, uzun iyileşme süreçleri ve yüksek riskler görürsünüz. Oysa şimdi, gözün kenarından açılan küçücük bir kapı, beynin en zorlu bölgelerine uzanan güvenli bir yol hâline geldi. Beyin tümörü tanısı ile ameliyata aldığımız ilk hastamızı bu yöntemle ameliyat edip ameliyatın ertesi günü hiçbir dikiş izi olmadan taburcu ettiğimizde, birbirimize bakıp “Oldu galiba!” dedik diye hatırlıyoruz o anı. İşte o küçük kapıdan girilen ilk adım, aslında bizim için bambaşka bir yolculuğun başlangıcıydı.

Transorbital Nöroendoskopi Nedir?

  • Tanım: Transorbital nöroendoskopi, üst göz kapağından yapılan estetik bir kesi ile göz çukuruna girilerek endoskop yardımıyla beyne ulaşmayı sağlayan modern minimal invaziv bir cerrahi yöntemdir.
  • Avantajı: Klasik beyin cerrahisinde kafatasının genişçe açılması gerekirken, bu yöntemle minimal kesi yapılarak beyin tabanındaki tümörlere veya lezyonlara ulaşılır. Hastalar ertesi gün taburcu olabilirler. İyileşme tamamlandığında hiçbir kesi izi olmaz.
  • Hasta için faydası: Daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi ve daha hızlı iyileşme.

 

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Emrah Çeltikçi ve Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Melih Şahin olarak kafa tabanı alanında yurt dışında eğitimlerimizi tamamlamamızın ardından ülkemize dönüp, yurt dışında gördüğümüz ama ülkemizde henüz ekipleri oluşmamış “4-el endoskopik kafa tabanı cerrahisi” tekniğini başlatmaya karar verdik. İki beyin, dört el ve tek bir hedefle… Cerrahide “4-el tekniği” diye bilinen yöntem aslında bizim çalışma tarzımızın da özeti. Birbirimize güvendik, birlikte risk aldık ve birlikte ürettik. Endoskopik kafa tabanı alanında Türkiye’de yapılamayan vaka kalmaması temel hedefimiz oldu. Bugün geriye dönüp baktığımızda, transorbital nöroendoskopi ile dünyadaki en geniş hasta serisini yayımlamış olmak sadece akademik bir başarı değil, aynı zamanda Türkiye’den çıkan bir yeniliğin dünyaya sesini duyurması anlamına geliyor. “Bir zamanlar imkânsız denen bir şeyi, defalarca güvenle uyguladığımızı görmek, bize de yeniden cesaret verdi.” diyoruz. Bu cesaret, bizi daha ileriye taşımaya devam ediyor.

Türkiye’den Dünyaya

Çalışmalarımız kısa sürede uluslararası yankı buldu. Davetler, konuşmalar, yayınlar derken kendimizi küresel bir tartışmanın ortasında bulduk. Hatta zaman zaman, ilk defa gördükleri bu yeni tekniğimizi eleştirenler bile oldu; fakat ekibimiz için en unutulmaz anlardan biri, bu yolculuğumuzun ürünü olan vaka serimizin dünyanın en prestijli beyin cerrahisi dergilerinden biri olan Neurosurgical Focus dergisinin kapağına taşınması oldu, üstelik dünyadaki en geniş vaka serisi olarak… Türkiye’den çıkan bir fikrin dünya sahnesinde ilgi görmesi, bizim için ayrı bir mutluluk. Bu sadece bizim değil, bütün ülkenin ortak gururu, çünkü tıp tarihi, küçük adımların büyük kapılar açtığı bir yolculuktur.

Geleceğe Açılan Kapı

Biliyoruz ki transorbital nöroendoskopi bu hikâyenin sadece başlangıcı. Yakın gelecekte robotik sistemler, yapay zekâ destekli görüntüleme ve daha da gelişmiş teknolojilerle bu yöntem çok daha ileri bir noktaya ulaşacak. Belki bugün hayal gibi gelen cerrahiler, on yıl içinde günlük pratiğin sıradan bir parçası olacak. Bizim en büyük motivasyonumuz, bu dönüşümün içinde olmak ve hastalarımıza daha güvenli, daha umutlu bir gelecek sunabilmek. “Bir gün, bu teknikleri öğrencilerimizin gündelik pratiğinde izlediğimizde, işte o zaman gerçekten başardığımızı hissedeceğiz.” diye düşünüyoruz.

Kapanış

Bizim için her şey, göz kenarından açılan küçücük bir kapıyla başladı; ama aslında o kapı, geleceğe açılan kocaman bir pencereydi.

Yazar Hakkında /

2003 yılından bu yana, hedef kitlesi AB ve A+ olarak belirlenmiş bir çok baskı, web, pr, organizasyon işinde başarılı projelere imza atmış olan MAG hayatın her alanında en iyi olmayı hedefleyen, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, özel zevkleri olan ve hobileriyle yaşamını renklendiren, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, belirli kesimden kabul ettiği müşterilerine yıllardır sağlamış olduğu yüksek başarı grafiği ile doğru planlanmış bir büyüme ile sektöründeki hayatına devam etmektedir.

Yorum Bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.