Lüks Çocuk Giyimi Mon Icone
Çocuk modasındaki eksiklikleri fark etmesinin ardından, hayal ettiği ürünleri kağıda dökmeye başlayan Nil Ülkü, Mon Icone adıyla kurduğu markasında çocukların şıklığını ve tarzını, rahat hareket edebilmeleriyle buluşturan tasarımlar ortaya çıkarıyor. Kendi hikâyesine de değinen tasarımcı, ürün yelpazesini MAG Okurları için anlatıyor.
Öncelikle kendinizden biraz bahsedebilir misiniz?
1989 yılında Marmaris’te doğup, çocukluğumu bir deniz kasabasında geçirdim diyebilirim. 2007 yılında Yaşar Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik bölümünü kazanınca İzmir’e yerleştim ve beş yıl süren lisans programımı tamamladım. Matematik bölümünü okurken yapmak istediğim meslek ile ilgili karasızlıklarım vardı; o dönemde istediğim mesleğe karar vermek için bankalarda stajyer, okullarda eğitmen olarak görev aldım. 2013 yılında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinde formasyon eğitimine hak kazandım ve matematik öğretmenliği yapmaya karar verdim. Beş yıl boyunca öğretmenliğime devam ettim. Bu süre içerisinde değerli eşim ile hayatlarımızı birleştirdik ve kızımız Dicle dünyaya geldi. 2020 yılı, pandemi sürecini en yoğun yaşadığımız dönemdi. Bu sebeple öğretmenliğe ara vermeye karar verdim ve moda tasarım dersleri almaya başladım. İçimde kalan; hep ilgim olan modanın ve tekstilin bir köşesinde yer almaktı. Pandemi süreci ile, sevdiğim işe yönelmem gerektiğinin farkına vardım. Her zaman kumaşlardan anlayan, dikime, dikişe ve farklı tasarımlara ilgisi olan biriydim. Hayal ettim, çalıştım, istedim ve artık ben de modanın küçük kalpleri için buradayım.
Çocuk modasına yönelişiniz nasıl oldu?
Güzel kızım Dicle’m hayata geldikten sonra çocuk giyim üzerine de ilgi duymaya başladım. Ülkemizde, çocuk tekstili denilince aynı döngü etrafında ilerlemek zorunda kalıyorsunuz. Farklı bir şeyler aradığınızda dünya markalarını keşfetmeniz gerekiyor. Hem rahat hem kaliteli hem de farklı tasarım ürünlerini bir arada bulmak zor. Kızım için aradıklarımı bulamayınca bu sektörde eksikler olduğunu düşünmeye başladım. Ben de ihtiyaçlarımdan doğurduğum istekle, çizimlerimi ve çalışmalarımı çocuk kıyafetleri üzerine yapmaya başladım.
Mon Icone’nin kuruluşunu anlatır mısınız?
2020 yaz aylarında dikiş ve kumaş dersleri alırken, çocuk giyim sektöründeki eksiklikler ve aradığımı bulamamak bana kızım için farklı giysiler hayal ettirmeye başladı. Hayal ettiğim ürünleri kağıda dökmeye başladım. İşte o zaman karar verdim; tasarımlarımı minik bedenler için yapmalıydım. Kağıda dökmeye başladıkça, kumaşları eşleştirdikçe ortaya çıkan sonuçlar markama çıkan her basamağı tamamlıyordu. Temmuz ayıydı ve ben dış giyimden oluşan bir kış koleksiyonu hazırlamaya karar verdim. Ardından bahar, ardından parti koleksiyonu derken, markam çeşitlenmeye ve oluşmaya başladı. Modeller, kalıplar, kumaşlar, dikim, katalog çekimleri derken markanın adına karar vermem gerekiyordu. Kızıma her yeni kombini için hep “ikonum” diyordum. Çıktığım her basamak bir gün Paris’ten geçerse diye ismini Fransızca koymaya karar verdim ve ortaya “benim ikonum” anlamındaki “Mon Icone” çıktı.
“Mon Icone Luxury Kids Wear” markanızı nasıl tanımlarsınız?
2023 bahar aylarında sizlerle buluşan Mon Icone kısa sürede tanınmaya başladı. Farklı tasarımları ile dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Mon Icone; 0-8 yaş aralığındaki kız ve erkek çocukları için lüks giyim markasıdır. Birçok platformda satışa çıkmaya başladı. Aynı zamanda kısa sürede yurt içi ve yurt dışında sesini duyurmaya başladı. Şu an Türkiye ve Azerbaycan’da satışı yapılıyor. Markamı en doğru tanıtan cümleyi sorarsanız da kesinlikle şu olur: “Çocukların şıklığını ve tarzını, rahat hareket edebilmeleriyle buluşturan lüks giyim markası”.
Ürün yelpazenizde neler bulunuyor?
Her zaman güncel modayı takip edip çocukların hareketlerini kısıtlamayan modelleri tercih ediyorum. Ürün yelpazemiz de bu doğrultuda gün geçtikçe genişliyor. Dış giyimden, alt üst takımlara, parti elbiselerinden, günlük rahat giyime birçok modele markamda yer veriyorum. Kız çocukları için ışıltının ön plana çıktığı parti koleksiyonları çok ilgi görüyor. Dış giyimde ise kullandığımız ithal ekstra yumuşak pelüşler alışılmışın dışında kalıyor. Kabanların ve pelüşlerin kış aylarında miniklerin vazgeçilmezi olacağına da eminim. Desen boyutunu ve dokusunu özel olarak tasarladığım Dalmaçyalı kumaş ise birçok modelde yerini alıyor. Esnek, havalı pantolonların yarattığı şıklık da yelpazenin bir parçası. Benim kendi kızımda da yaz kış kullandığım gömlek elbiseler en sevdiğim tasarımlarımdan. Lastikli etekler, simli takımlar derken her ay yeni çıkan ürünlerle yelpaze genişlemeye devam edecek.
Tasarımlarınız nasıl ortaya çıkıyor? Renk ve desen kullanımını nasıl seçiyorsunuz?
Tasarımlarımın ortaya çıkışı tamamıyla hayal etmem ile başlıyor. Biraz farklı bir ilham kaynağım var diyebilirim. Kumaş üreten ve satan yerlerde zaman geçirerek, dokunarak, dokuyu hissederek, gözümde bir şeyler canlanıyor ve o kumaşlardan topladığım numuneler ile çalışmaya başlıyorum. Önce çizip sonra hayata geçirenlerden değilim. Önce dokuları keşfediyorum. Tasarımlarımı da böyle şekillendiriyorum. Konu çocuk olunca, anne olmanın verdiği titizlik ve itinayla, her şeye büyüteçle bakıyorsunuz. Onların cildine ve tenine olan hassasiyet ile kumaş seçimleri yapıyorum. Güncel modanın renklerine ve tarzına göre de o kumaşları modellere uyarlıyorum. Desen seçimlerimde daha alışılmış kalıplardan uzak, yetişkin modası gölgesinde ilerliyorum. Sezonun trend renklerini kullanmaya özen gösteriyorum. Renk ve desenlerde “büyümüş de küçülmüş” kalıbı ile hareket ederek, ürünlerimdeki farklılıkları yansıtmaya çalışıyorum.