Jessica May
Yeni nesilin yetenekli isimlerinden Brezilyalı oyuncu ve model Jessica May, bağlı olduğu prensiplerden, yaşadığı deneyimlerden ve Kadınlar Günü’nün dünya genelinde yarattığı farkındalıktan bahsetti.
Vazgeçemediğiniz prensipleriniz nelerdir?
Nietzsche’nin çok sevdiğim bir sözü var; ‘’Kendi omzuna tırman. Başka nasıl yükselebilirsin ki?’’ Ben de kendi hayatımda bunu uygulamaya çalışıyorum.
İş hayatına yeni atılan kadınlar için tavsiyeleriniz nelerdir?
İş hayatına yeni başlayanlar aynı zamanda yeni bir hayat akışına dahil oluyorlar ve genelde kendilerine “Bu yaşamdan ne bekliyorum?”, “Bu yaşam bana ne verebilir?” gibi soruların cevaplarını arıyorlar. İş hayatına yeni başlayan kadınlardan ‘’Bu yaşamın benim için anlamı nedir?’’ sorusunu kendilerine sormalarını tavsiye edebilirim. Herkes hayata karşı tutkularını, düşlerini, amaçlarını ve hedeflerini güzel belirlemeli. Bu da herkesin sorduğu sorulara cevap arayarak değil doğru sorulara cevap arayarak mümkün olabiliyor.
Kadınların iş hayatındaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Alışkın olmayanlara “gerçek dünyaya hoşgeldiniz” demek lazım. Biz aslında birlikte çok daha güzeliz. Kadınlar, gelişmiş ülkelerde toplumun vazgeçilmez bir parçasıdır. Adana’da otobüs süren bir kadın da gördüm, İstanbul metrosunda vatman olarak görevli bir kadın da.. Aslında herkes hayatın akışında işini yapıyor. Bu örneklerin daha çok çoğalmasını bekliyorum.
Kadınlar iş hayatında ne gibi zorluklar ile karşılaşıyor? Kendi sektörünüzde yaşadığınız deneyimlerden ve gözlemlerden bahsedebilir misiniz?
Ben de birçok kadın gibi çok ön yargı ile karşılaşıyorum. Mesela beni daha tanımadan, sette dayanıklılık gerektirecek sahneleri zayıflığımdan beceremeyeceğimi düşünenler çıkabiliyor. Ama bilmiyorlar ki Brezilya’daki çiftliğimde traktör bile kullanıyorum. Yabancı olduğumdan dolayı sahneleri ezberleyemeceğimi düşünenler çıkıyor. Günün sonunda çoğunlukla sahnelerimi ezber problemi yaşamadan bitiriyoruz. Ama sonra beni tanıdıklarında da böyle düşündükleri için pişman olduklarını görüyorum. Çünkü düşündükleri ile gördükleri birbiriyle örtüşmüyor. İşin kötü yanı ne biliyor musunuz? Bunu yine kadınlar yapıyor, beni asıl üzen nokta burası. Eğitimli de olsa, eğitimsiz de olsa ön yargı gerçekten tedavi edilmesi gereken bir sorun.
Çalışmanın ve üretmenin size neler kazandırdığını düşünüyorsunuz?
Ben henüz on sekiz yaşımı doldurmadan çalışmaya başladım. Çünkü annemden de büyükannelerimden de böyle gördüm. Ağaç yaşken eğilir derler. Kendinizi bulunduğunuz kuşakta geliştirip hatalarınızı düzeltmezseniz, gelecekte yapmak istedikleriniz ya da düzeltmek istedikleriniz zorlaşabiliyor. Ben hep kendimi keşfetmeye, yeni şeyler denemeye çalışıyorum.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dünya genelinde ne gibi bir farkındalık yaratıyor?
Kadınların iş hayatındaki başarıları ve yoğunluklarına rağmen evindeki işleri de aksatmamaları başlı başına bir başarı örneği bence. Bu da uzun zamandır farkındalığı hak ediyordu ama sadece fırsat vermek yerine engeller konulmuştu. Fırsat verilince kadınların neler başarabileceğini bence artık herkes çok iyi biliyor.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü için vermek istediğiniz özel bir mesajınız var mı?
Aklınıza gelip yapmadığınız her şey geleceğinizi etkiler. Her zaman ne yapıyorsanız en iyisini yapın ve hep mutlu yaşamaya çalışın. Çünkü özellikle çalışkan kadınlar mutlu yaşamayı fazlasıyla hak ediyor.