Başarılı ve Güzel Sunucu Öykü Serter
Zaman zaman ekranlarda sıkça gördüğümüz fakat bazen de ansızın kaybolan tatlı sert sunucu Öykü Serter ile gerçekleştirdiğimiz moda çekiminde keyifli anlar yaşadık… Sunduğu programların formatı gereği sert bir duruş sergileyen ama özünde sıcacık bir sohbeti olan Öykü ile iş hayatındaki serüvenini ve özel hayatını konuştuk…
Kimdir Öykü Serter, biraz kendinden bahsedebilir misin?
Soru böyle gelince kendinden üçüncü tekil şahıs bahsine kilitleniyor insan ki, maazallah; kim beni nasıl biliyorsa öyle biriyim iste… İş güç marifetiyle ekran rüzgarının izin verdiği dönemlerde
bir görünüp bir kaybolan bir ekran yüzüyüm diyeyim. Kendimi anlatmaktan hoşlanmıyorum, payeler başkaları tarafından verilir; kendini anlatarak, “bu bana çok yakıştı” diyerek elbise gibi giyemezsin. O yüzden çok da şey yapmamak lazım aslında :))
Ekranla maceran nasıl başladı anlatabilir misin?
Radyocuyum ben… Mikrofonla ilk olarak Ankara’da Capital Radio’da (99.5) tanıştım. Ardından üniversite biter bitmez İstanbul’a taşındım; Radyo5’te program yaparken, radyoyu daha geniş kitlelere duyurmak maksadıyla televizyonda bir program yapılmasına karar verilmis; kısa
çöp bana çıktı böylelikle ben de 5video klipten mürekkep 5T5 isimli bu mütevazi müzik programıyla ekrana ilk adımı atmış oldum. İtiraf edeyim ki; kariyerimde hala o günlere, en başa, 5T5’e dönmeye çalışıyorum. Show TV’de gecenin kör karanlığında kırmızı noktalı filmlerden sonra yayınlanmışsa da aklıma geleni zırvalayabildiğim özgürlükten yana ferah feza bir programdı; çok özlüyorum. Bugün bile hala 5T5 Öykü geri dön dedikleri zaman çok mutlu oluyorum; nasıl bir iz bıraktıysa artık… Vazgeçmedim; bir gün mutlaka içeriği video klip değilse bile benzer lezzette bir program yapacağım… Buradan bir videoya bağlayalım istersen; MFÖ’den gelsin “Benim Hala Umudum Var”:)))
Ekranlar Öykü’yü “sert karakter” olarak tanıyor… Sen film karakterlerinden biriyle gerçek hayatta arkadaş olabilecek olsan kimi isterdin, neden?
“Sert karakter” bazı formatların gerektirdiği duruştu aslında… Çoğunlukla fikrimi söylememem gereken, tarafsız olmam beklenen, karakterime dair izleyicinin fikir sahibi olmasına müsait
programlar değillerdi. Uzun yıllar benzer işler ya da aynı formatların devamlılığında yer aldığım için de bir Madam Rottenmeier imajim olduğu doğrudur:))) Mutlu muyum bu durumdan? Tabii ki hayir… Ama şimdi biraz daha özgür ve rahatım bu anlamda… Film karakteri? Hmmm… Bir Lara Croft rica edeyim oradan; daha ne olsun biteviye macera:))
Her zaman fit kalmayı nelere borçlusun?
On üç yıl yüzdüm ama öyle böyle değil, sabah akşam yüzdüm. Hala o zamanlarda attığım sağlam temellerin avantajını kullanıyorum ve tüm o yıllara şükrediyorum. Düzenli olmamakla birlikte yüzüyorum ve yürüyüş yapıyorum. Beslenme konusunda çok meraklıyım; deneme yanılma
yöntemleriyle bedenimle iyi anlaşmanın ona iyi bakmanın yollarını keşfettim; sanırım fit kalmanın sırrı bu…
Hayatında hiç yapmasaydım dediğin pişmanlıkların oldu mu?
Yaşadığım her şeyi iyi ya da kötü sahiplenirim; öyle de olmalı… Yanlış insanlar imtihan, doğrular ise armağan… Hepsine teşekkür edebilmek gerekir. Pişmanlıklar hazmedilince tecrübeye evrilir;
bugünkü ben dediğim varlığa ulaşabilmem için yaşadığım ne varsa her birine, her anına ihtiyacım vardı; bu yüzden pişmanlık değil tecrübe biriktiririm.
Ekranların en başarılı isimlerindensin, çok televizyon izler misin? Beğendiğin programlar diziler var mı?
Çok teşekkür ederim… IBS’de (işte benim stilim) uzun saatler boyunca çalışıyoruz. Program çekmekten kendimizi izlemeye bile fırsat bulamıyoruz. Dolayısıyla televizyon izleyemiyorum. Daha öncesinden örnek vermek gerekirse; Leyla ile Mecnun, İşler Güçler, sevdiğim dizilerdi. Beğendiğim oyuncuların dizilerini takip ederim fakat itiraf ediyorum, bu anlamda o kadar da ısrarlı bir takipçi değilim. Bilgi yarışmalarını seviyorum; keşke bir tecrübem olabilse bu türde diye
içimden geçirdiğim çok olmuştur.
Acun Ilıcalı ile çalışma fırsatı yakaladınız, medyanın içinden gelmiş bir patron ile çalışmak diğer kanallar arasında bir fark yaratıyor mu?
Acun Ilıcalı ile daha önce ekranda birlikte program bile sunduk aslında. Televizyonun her aşamasında bizzat çalışıp emek vermiş, üstelik kendi emeğinin karşılığında bir kanalın sahibi olabilme başarısını gösterebilmiş bir patronu elbette ki, mevcut medya düzenindeki idari merciilerle kıyaslamak mümkün değil… Gıpta edilecek bir başarı hikayesi… Yıllar önce Show TV’de ben 5T5’i yaparken aynı montaj masalarinda yer kapmak için didistiğimizi hatırlıyorum; tabii hep benim gariban program beklemek zorunda kalırdı :)) Bugün Acun Medya’nın yaptığı bütün işlerde Acun Ilıcalı’nın yılların tecrübesine dayanan kurgu ve müzik-görüntü senkronundaki ustalığı önemli bir fark yaratıyor. TV8 ise işleyişi farklı bir kanal; üniversite kampüsünde takılmaya gelir gibi taze, genç ve dinamik bir hava var… Dünyada televizyonda ne yapıldığını bilmekle kalmayıp bu iş bizde tutmaz diyenlere inat yeni ve farklı işleri denemekten korkmayan cesur hamlelerini de seviyorum; en nihayetinde haber bülteni olmayan bir
kanaldan bahsediyoruz. Sevdiği ve bildiği işi yapmanın sonucu başka türlü olamazdı.
Bir günün nasıl geçiyor?
Çalışırken çalışarak :)) Başka bir şeye vaktim olmuyor çünkü… Mesaisi belirsiz bir iş yapıyoruz. Haftalık uykumu bile bir güne saklıyorum; hafta sonu diye bir kavram zaten yok… Evet o
derece:)) Çalışmıyorsam son derece dingin, müzik, kitap, fotoğraf gibi meşgalelerimle yalnız başıma evde vakit geçirmeye bayılıyorum; başka türlü sarj olamıyorum çünkü. Zaman zaman dostlarımla bir araya gelip yemek yerim, sohbet ederim, nadiren de olsa gece dışarı çıkarım. Az eşya, az insan… Sade yaşamayı seviyorum; insanı özgürleştiriyor.
Hangi tarz senin? 🙂
Bu Tarz Benim:))) Maskülen tarzı tercih ediyorum; vücudunu tanımakla ilgili olmalı tarza dair tercihler…Sporcu bedeni rahatı seviyor. Ben de kendime sade, spor-shik, jean t-shirt ceket gibi rahat kıyafetleri yakıştırıyorum. İşte Benim Stilim budur
Evlilik, aile kurma gibi düşüncelerin var mı? :))
Düşünmekle mi oluyor bu işler? Nasip kısmet kader:)) Evlilik bir müessese… Nice mutsuz insan tanıdım bir imzanın esiri olan… Benim fıtratım müsait değil belki de… Peşinde olduğum bir ideal değil açıkçası… Birini hayatıma öyle kolay kolay alamıyorum. Çocuk sahibi olmak ise büyük sorumluluk… Korkuyorum sanırım… Hayat şimdilik bana kadar ve bu durumdan da çok memnunum… Ne yazıldıysa o… Her nasip vaktine esirdir; kim bilir belki zamanı gelmemiştir…
Ekranlarda seni göreceğimiz yeni projeler var mı?
Sezon finali yaptık; Eylül’de TV8’de kıran kırana bir mücadeleye şahit olacağımız destansı bir All-Star bekliyor bizi… Bu yaz bir proje daha var ancak ekranda tanıtım dönmeden telaffuz etmek istemem… İşte bunlar hep tecrübe:))