Aydınlatmada Sanat ve Zanaatın Birleşimi Waxy Design Studio
Özel üretim ve tasarım projeler yapan, uluslararası ödüllü Waxy Design Studio’nun kurucusu ve Bahar Aydınlatma’nın genel müdürü Kürşad Ayanlar, marka kimliğini ve estetik anlayışını MAG Okurlarıyla paylaşıyor.
Markanızdan ve kendinizden kısaca bahseder misiniz? Hangi hizmetleri veriyorsunuz?
Ankara’da büyüdüm, İstanbul’da yaşıyorum. İnşaat Mühendisliği alanında lisans ve yüksek lisans eğitimimi Orta Doğu Teknik Üniversitesinde tamamladım. Aydınlatma sektöründe yirmi üç yıllık bir deneyimim var. Bu süre zarfında hem üretici hem de tasarımcı olarak pek çok projede yer aldım. Proje yönetimi, teknik çözümler geliştirme ve yenilikçi tasarımlar oluşturma konusunda derin bir bilgi birikimi kazandım. Tasarım ve teknolojiyi bir araya getirme tutkum, beni Waxy Design Studio’yu kurmaya yöneltti.
Waxy; dekoratif aydınlatma alanında imza tasarım koleksiyonları bulunduran, özel üretim ve tasarım projeler yapan yaratıcı stüdyodur. Tasarım ekibi tarafından oluşturulan koleksiyonların ana karakteri; genişletilebilir, çağdaş ve kişiselleştirilebilir olmasıdır. Bu sayede Waxy koleksiyonları projelere uygulanabilir esnekliktedir.
Ayrıca aydınlatma tasarımında uzmanlaşmış bir stüdyoyuz. Müşterilerimizden gelen konseptlere dayanarak genellikle lobi, balo salonu, fuaye gibi genel mekânlarda yer alacak büyük ölçekli projeler üzerinde çalışıyoruz. Bu işler, teknolojik çözümler ile zanaatkârlığı bir araya getirerek benzersiz ve etkileyici sonuçlar ortaya koymamızı sağlıyor.
Waxy Design Studio’nun marka kimliğini biraz açıklar mısınız? Müşteri profiliniz nedir?
Waxy, sanat ve zanaatı harmanlayan bir tasarım felsefesi ile öne çıkıyor. Tasarımlarımızda dengeyi esas alıyor, zıtlıkları bir araya getirme gücüne inanıyoruz. Sıcak ve soğuğun, geçmiş ve günümüzün, katı ve şeffaf unsurların uyum içinde var olabileceği bir estetik dil oluşturuyoruz. Bu yaklaşım, sadece koleksiyonlarımıza değil, markamızın tüm kimliğine de yansıyor. Işık ve karanlığın arasındaki hassas denge, ilham kaynağımız.
Müşteri profilimiz, zarafet ve mükemmelliği arayan seçkin bir kitleden oluşuyor. Waxy Design Studio; lüks oteller, prestijli restoranlar, yüksek standartlara sahip konut projeleri ve önde gelen ticari alanlar gibi yüksek profilli projelere yönelik aydınlatma tasarımı ve üretimi sunmaktadır. Sanatsal vizyonumuz ve aydınlatmadaki uzmanlığımız, sofistike beklentilere sahip müşterilerimiz için benzersiz ve çarpıcı çözümler üretmemizi sağlıyor. Tasarım diliyle konuşmak, üretim süreçlerinde mükemmellik arayışı ve esnek üretim, bizi tercih edilir kılan temel unsurlardır.
Waxy Design Studio’nun koleksiyonları, markanın estetik anlayışını nasıl yansıtıyor?
Koleksiyonlar stil olarak birbirlerinden farklı görünse de her birinin yansıttığı bakış açısı çok benzer. Bu bakış açısı, bahsettiğimiz gibi zıtlıkları barındırmasıdır. Örnekle açıklamam gerekirse “Modular” koleksiyonda metal ve camla katı ve şeffaf bir örüntü oluşturmak; “Torch” ile geçmişin dinamiklerini modern dokunuşlarla harmanlamak, “Kangar”da organik bir formu inorganik bir materyal ile üretmek gibi. Bu da tasarımlarımızın denge unsurunu vurguluyor.
“Modular Light” koleksiyonunuz ile ödüle layık görüldünüz. Düşünceleriniz ve duygularınız neler?
Modular koleksiyonumuz ile uluslararası bir yarışmada bu ödüle layık görülmek, bizim için hem büyük bir gurur hem de önemli bir sorumluluk taşıyor. Türkiye’de dekoratif aydınlatma alanında özelleşmiş tasarım stüdyolarının eksikliği göz önüne alındığında, dünya çapında rekabet eden bir marka olmanın hedefindeyiz. Dünyada bu alanda lider markalar ve benzer örnekler bulunsa da, biz vizyonumuzu sürekli geliştirerek küresel rekabette yerimizi sağlamlaştırmayı hedefliyoruz. Bu tür ödüller, bize hem motivasyon sağlıyor hem de kendimizi uluslararası alanda tanıtma fırsatı sunuyor.
Müşterilerinizin ihtiyaçlarına yönelik öneriler yaparken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz? Bu süreçte en çok karşılaştığınız talepler neler?
Her projenin kendine özgü dinamikleri ve estetik kaygıları vardır. Üretim desteği sağladığımız projelerde, öncelikle ürüne odaklanıyoruz; ürünün yer alacağı mekân, kullanım amacı ve senaryosu üzerinde titizlikle çalışıyoruz.
Materyalin ışığı nasıl yansıttığından montaj sürecindeki potansiyel zorluklara kadar her aşamayı öngörüp planlıyoruz. Örneğin; otel odalarındaki ürün hassasiyetleri ile genel alanlardaki kullanım senaryoları aynı olmuyor; bu farklılıkları dikkate alarak genel bir değerlendirme yapıyoruz. İncelikli detay çalışmaları yaparak tasarımcının hayaline en yakın ürünü üretmeye odaklanıyoruz.
Projeye özgü bir enstalasyon tasarımı söz konusu olduğunda, hikâyeye odaklanıyoruz. Bu tür projelerde, enstalasyonun mekâna kattığı değer ve algı ön planda tutuluyor.