Adam Lambert İle Çok Özel

Efsane haline gelen televizyon şovu American Idol’ın müzik dünyasına kazandırdığı süperstarlardan biri olan genç yıldız Adam Lambert, Pink’in yazdığı “Whataya Want From Me” şarkısıyla tüm dünyada meşhur olduğu 2009 yılı albümü “For Your Entertainment”ın başarısının ardından, Bruno Mars, Pharrel Williams, Nikka Costa, Sam Sparro ve Dr. Luke gibi müzik endüstrisinin en iddialı isimleriyle hazırladığı yepyeni albümü “Trespassing” ile geri dönüyor.

 

Albümün çıkış şarkısı “Better Than I Know Myself” ile ne kadar güçlü bir sesi olduğunu bir kez daha kanıtlayan Lambert, MTV’de Queen grubuyla gerçekleştirdiği unutulmaz sahne performansıyla da hala övülmeye devam ediyor.

 

Sanatçının “Çok daha kişisel ve eğlenceli bir albüm” olarak tarif ettiği, ikinci albümü  “Trespassing”, Sony Music etiketiyle çıkıyor. Ünlü yıldızla Sony Music aracılığıyla telefonda konuştuk. Üstelik telefonda, erkek arkadaşının kız kardeşinin kocasının da Türkiye’den olduğunu öğrenince, çok daha samimi bir röportaj gerçekleştirmiş olduk ve yeni albümünü, kariyerini ve şarkılarını konuştuk.

 

“Better Than I Know Myself” adlı yepyeni şarkınızı ilk kez Jay Leno’nun programında canlı olarak söylediniz, peki neden yeni albümünüzün ilk şarkısı olarak vokal açısından bu kadar zor bir şarkı seçtiniz ?

Evet, “Better Than I Know Myself”, belki vokal açısından çok zor bir şarkı ama daha önemlisi şarkının mesajı çok güzel. Hem vokal açıdan zorlayıcı bir şarkı söylemek benim işim ve benim hayatta en iyi yaptığım iş bu diye düşünüyorum.

 

Yeni albümünüzle sürpriz bir şekilde punk yerine çok daha sade bir imajla karşımıza çıkıyorsunuz. Sizin için neler değişti?

Herkes değişir. Ben de zamanla değişiyorum ama açıkçası bunun arkasında herhangi özel bir neden yok. Yeni şarkılarımla kendimi hissettiğim gibi ifade ediyorum.

 

Efsanevi televizyon şovu “American Idol” çıkışlı, uluslararası süperstarlardan biri de siz oldunuz. Bu yarışmaya katılmak için sizi ilk cesaretlendiren kim olmuştu?

Benim her zaman hayalim eğlence işinin içinde yer almaktı. Yarışmadan önce zaten Los Angeles’ta bir müzikalde sahne alıyordum. İlk olarak Los Angeles’taki müzikalin prodüktörleri beni yarışmaya katılmak için cesaretlendirdiler.

 

Yepyeni albümünüz “Trespassing” için Bruno Mars, Pharrel Williams ve Dr. Luke gibi müzik endüstrisinin son yıllardaki en ünlü isimleriyle çalıştınız. 

Yeni albümünüzü bize nasıl tarif edersiniz? 

Yeni albümüm çok daha funky.  Yeni albümde elektro ve disko da var. Aslında albümde hem dans ettiren şarkılar, hem de karanlık şarkılar bulunuyor. İlk albüme göre çok daha dansa yakın, eğlenceli ve biraz da seksi. Ama albümün ikinci yarısı çok daha karanlık.

 

Yeni şarkılarınızın hayatınızdaki iniş çıkışları yansıttığını söylüyorsunuz.Şu anki halinizi en iyi yansıtan şarkınız sizce hangisi?

Hepsi beni temsil ediyor diyebilirim. Albümde her bir şarkı farklı bir parçamı temsil ediyor. İkinci albümüm, ilk albüme göre çok farklı hissettirecek bir albüm çünkü ben de kendimi daha farklı hissediyorum. Çok daha kişisel bir albüm olduğunu da söyleyebilirim çünkü albümdeki tüm şarkılar öyle.

 

2009 Amerikan Müzik Akademisi Ödülleri’ndeki performansınız oldukça taşkın bulunmuş ve çok fazla eleştirilmişti, bu eleştiriler sizce biraz haksızlık değil miydi?

Açıkçası çok kızmıştım ama üzerinden neredeyse dört yıl geçti benim için de artık geride kaldı. Tepkiler bana göre oldukça ilginçti ama artık aklıma bile gelmiyor ve umurumda da değil.

 

Efsanevi Queen grubuyla MTV Avrupa Müzik Ödülleri’nde beraber sahne aldınız ve grubun davulcusu Roger Taylor “harika bir sesiniz” olduğunu söyleyerek sizi her yerde fazlasıyla övdükten sonra artık grubun yeni şarkıcısı olacağınız haberleri yayıldı, haberler doğru mu?

Ortada konfirme ettiğim herhangi bir sözleşme ya da anlaşma yok, şu an tamamen söylenti ama benim için Queen ile sahnede olmak tamamen bir rüya gibiydi, harikaydı. Ayrıca Brian May ve Roger Taylor çok arkadaş canlısıydı ve benim için kesinlikle çok eğlenceli oldu. En çok “Show must go on” şarkısını söylerken keyif aldım.

 

“Whataya Want From Me” adlı Pink şarkısına yorumunuz, kariyerinizdeki en büyük liste başarısını getirerek, popülerliğiniz için büyük bir çıkış olmuştu, peki genel olarak Pink şarkılarını sever misiniz?

Pink harika bir şarkıcı ve şarkılarına da bayılıyorum ama en çok sevdiğim şarkısı “Waiting For Love”. Single olarak yayınlanmadı ama olağanüstü bir şarkı ve benim favorim.

 

Hiç saklamadan açıkça eşcinsel kimliğiyle kariyerine başlayan ilk pop şarkıcısı sizsiniz. İşin başında müzik endüstrisinde sırf eşcinsel kimliğinizden ötürü herhangi bir hayal kırıklığı yaşadınız mı?

Neredeyse her gün, çünkü bu kimliği açıkça ifade ediyor olmak, hala bir anlamda meydan okumak demek. Sonuç olarak ben neysem oyum ve eğer kimliğimi saklıyor olsaydım hayranlarımı kandırıyor olurdum ve asla dürüst olamazdım. Her zaman açık ve dürüst olmayı tercih ederim.

 

“American Idol” yarışmasının ilk seçmeleri sırasında, bol bol Madonna, Michael Jackson gibi en çok etkilendiğiniz isimlerden bahsediyordunuz.  Bugünün listelerine baktığınızda en çok kimleri beğeniyorsunuz?

Özellikle Adele’in sesine bayılıyorum ama listelerden bahsedecek olursak, Bruno Mars, Lady Gaga, Katy Perry, Beyonce, Pink, Rihanna en sevdiğim isimler diyebilirim. Ama bu aralar, en çok Adele dinliyorum, ayrıca Rihanna’nın son albümünün enerjisi de çok yüksek ve dinlemek iyi geliyor.

 

 

Röportaj: Cenk Erdem

 

[nggallery id=1010]