Televizyon Dünyasının Perisi: Nil ERKOÇLAR
Pozitif enerjisi, güler yüzü ve yeteneğiyle son dönemin parlayan yıldızlarından biri Nil ERKOÇLAR. Oynadığı reklamlar ve dizilerle dikkat çeken ERKOÇLAR’ la hayatı ve projeleri hakkında konuştuk.
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1986 yılında İstanbul’da doğdum. Ailemin ortanca çoçuğuyum. Çok şanslıyım ki, iyi bir aileye sahibim, her şey silinse bile, sadece sevginin temelleri üzerine kurulu bir gerçeğin parçasıyım. Herkesin dışarıda aradığı şeye ben, doğduğum andan itibaren sahibim herhalde. Evet, şimdi tekrar bu gerçeklikteki Nil’e dönelim; lisedeyken tiyatro topluluğunda yer aldım. Aslında işimle ilgili ilk duygularım, herkesin benzer duyguları yaşamış olabileceği ilkokul ve ortaokuldaki yılsonu gösterilerinde, piyeslerde vb. etkinliklerde ilham aldığım anlarda ortaya çıkmıştır. Eğitimime liseyi bitirdikten sonra TürkVak Sinema Oyunculuğu’nda devam ettim. Onun dışında oyunculuğuma katkısı olabileceğini düşündüğüm için dans dersleri aldım ve şu anda da şan derslerine devam etmekteyim.
Bildiğim kadarıyla, 14 yıldır reklam ve dizi oyunculuğu yapıyorsunuz. Size göre, bu kadar uzun zamandır kamera önünde olmanın iyi ve kötü yanları nelerdir?
İyi ve kötü yanları demeyelim de, her alanda olduğu gibi sizi özgürleştiren yanları da oluyor, zor yanları da. Okulla devam ettirmek zor oluyordu, ikiye bölünmek zorunda kalıyordum. Gece geç saatlere kadar uykusuz kaldığımda, ertesi gün okula gitmek yorucu olabiliyordu ama okul döneminde annemler ellerinden geldiğince etkilenmemem için uğraştılar ve o dönemlerde rol ağırlığıyla da beni çok fazla etkileyecek yapımlarda yer almadım. Ama eğitim sürecim bittikten sonra çalışma şartları daha ağır işlerde rol aldım. Çoğu zaman hayatımızdan bir parça bulduğumuz, “Benim de başıma gelmişti.” diyebileceğimiz, yeri geldiğinde bize o hüznü, yeri geldiğinde sevinci yaşatan her duygu karesi, inanın çok fazla emek istiyor. Hem kamera arkası hem oyuncu ekibi ve yapım grubu, kısaca birçok görünmez kahramanın da olduğu bu çatı altında en zor mesleklerden birini devam ettirmeye çalışıyoruz.
Bu sektöre çok küçük yaşta adım attınız. Bize bu süreçten biraz bahseder misiniz?
Oyunculuk, her iş gibi, emek ve sabır isteyen bir iş. Önemli olan, bu süreçte ne kadar istikrarlı olduğunuz. Umutsuzluğa kapıldığım anlar da oldu ama hiç bir zaman yılmadım. İçimdeki heyecanı hep hissettim ve gelen her yeni işte onu daha da canlandırıp korumayı başardım. Bence zaten heyecanınızı kaybettiğinizde, işin sürdürülebilirliği de yitirilir.
Bu güne kadar sizi en çok zorlayan ve mutlu eden rol hangisiydi, neden?
Bir ayrım yapamam. Ama fiziksel açıdan düşünürsek, en zorlayıcı olan, Türk Telekom reklamındaki peri karakteriydi. Bilgisayar efektlerinin dışında çok uzun saatler havada asılı kalarak çekimleri gerçekleştirdim. Bunların yanında, o proje, en keyif aldığım işlerden bir tanesiydi ki, bu da ekrana yansımış.
Oyuncu olmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Bu mesleği seçseler de, seçmeseler de, “Neden zevk alıyorum ve ben hangi işi yapmak istiyorum?” diye kendilerine sormalarını, seçtikleri durumu gerçekten koşulsuzca veya tatmin duygusundan hiçbir karşılığı olmadan mı seçtiklerine bakmalarını isterim. Hayatın her alanında algılarını açık tutarak çok fazla gözlem yapmalarını tavsiye ederim.
Kendinizi izlerken nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kendime her zaman yolun başındayım derim, duyguyu daha iyi ve yoğun hissedebileceğim sahnelerde kimi zaman yorumsuz bıraktığım, kimi zaman da biraz daha iyi olabilirdi dediğim yerler tabi ki oluyor. Hep yaptıklarımızdan daha iyisini isteyen bir yapımız olduğu için kendini de tam anlamıyla beğenip kusursuz bulamıyor insan ve hep, üzerine daha da eklemeliyim diyor.
Günlük hayatta nasıl birisiniz, neler yapar, nerelere gidersiniz?
Biraz evcimen bir insanım. Kitap okumaya ağırlık veren bir yapım var. Daha çok kişisel gelişim üstüne kitaplar ediniyorum. İnsanın sorununun derinine inebilmesi için, önce kendi içine bakması gerektiğine inananlardanım.
Kariyerinizde bundan sonraki planlarınız nelerdir?
Kendimle ilgili iyi şeyler düşünüyorum. Aklımda birçok plan var, inşallah gerçekleştirmek için yeterli zamanı da kendime tanırım. Gerçek, basarının ardında…