Turan-Funda Beşikçioğlu çiftinin ikiz çocukları Eda ve Emre Beşikçioğlu gerçekleştirdikleri etkinlikleri ile ilgili sorularımızı yanıtladılar.
Sizleri tanıyabilir miyiz?
Biz dünya ve toplum için duyarlı ve yararlı olmak isteyen iki kardeşiz. İkiziz. Enternasyonel ve İngilizce ağırlıklı eğitim vermekte olan BLIS isimli okulumuzda lise ikinci sınıftayız. Başarılı öğrenciler olduğumuz için bu ve başka organizasyonlara aday gösterilerek, hem ögrenmek hem de örnek olabilmek için katılıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda ikimiz de Rotary’nin bir parçası olan İnterakt’ta başkanlık yaptık.
Konferansınız neyi amaçlamaktadır? Nasıl bir organizasyondur?
Bu konferans Birleşmiş Milletler’den olur alınarak ortaokul öğrencilerine Jmunesco ve lise öğrencilerine de Munesco adı altında sunulmakta olunan bir faaliyettir. Birleşmis Milletler’in, çocukların katılımı ile evrenselliği ve dünya sorunlarına duyarlılığın geliştirilmesini amaçladığı bir model çalışmadır. Başka türlü ifade etmek istersek, Birleşmiş Milletler’in bir modelidir. Amaç, çocukları farklı delegasyon gruplarına ayırarak ülke kimlikleri verdikten sonra dünyada yaşanan problemlerde derinleşmelerine ve farklı bakış açılarına gelebilmelerine fırsat tanımaktır. Çok sık rastlanmamakla birlikte, buradan çıkan neticeler, Unesco yani Birleşmiş Milletler’de Voice of the Youth, tam Türkçesi Gençliğin Sesi beyanı ile gündeme değişik bir çözüm şekli olarak alınabilmektedir. Konularımız; açlık, kültür, çevre, eğitim, sağlık, insan hakları, ulusal güvenlik ve dünya miraslarıdır. Ülkeler birbirlerinin sorunlarına da destek verebilmektedirler. Bu yıl biz Jmunesco’da ortaokul öğrencilerine, bu konuları paylaştırdık ve derinleşen özel dünya sorunlarına çözüm üretmelerini sağladık.
Bu yılki tema çok dikkat çekici. Bize ondan biraz bahseder misiniz?
Evet bizi de hem etkiledi hem de daha bilinçlendirdi diyebiliriz. Temamız tam bir ortak akıl ürünüdür. Organizasyon kurul üyelerimiz ile alternatif isimler seçtik. Sonra da değerlendirmeye değenleri, tekrar tekrar filitrelerimizden geçirdik. Açık ara farkla “One Heart, One Mind” (Tek Yürek, Tek Akıl) kazandı. Tüm süreç boyunca tek yürek ve tek akıl olarak çalışmaya özen gösterdik. Esas olan tabii ki dünyada tüm insanlığın tek bir bedenin yüreği ve aklı gibi hareket edebilmesinin arzulandığını ortaya bir kere daha koyabilmekti. Bize göre bu Dünya’da yaşamakta olan tüm milletlerin, insanlık adına, bariş ve kardeşliği amaçlayan bir yol haritası ve planı üzerinde çalışması gerekiyor. Biz gereksiz gururlarla insanlık tarihinde açılmış yaraları görüyoruz. Oysa ki insan olabilmek için, savaşlarımızdan öğrenerek, bir daha nasıl yapmamayı temin edebiliriz sorusu üzerine çalışmalıyız. İşte biz geleceğin genç liderleri olarak barış adına, arzu ettiğimiz oluşumları adeta bu sloganımızla da duyurduğumuzu düşünüyoruz. Bu yıl bize göre, tüm bu toplantıya katılan kardeşlerimizin akıllarında ve gönüllerinde unutamayacakları ve belki de hayatlarını etkileyebilecek dosyalar açıldı. İçlerine bilginin yanı sıra insanlık bilinci de konuldu. Artık onların herbiri kendini sorumluluk taşıyan bir dünya lideri olarak görmektedir veya kendinin de büyük bir çözümün parçası olabileceğini hissetmektedir.
Bu yılki Jmunesco nasıl geçti? Eda, bu soruya genel direktör olarak izninle senden bir yanıt alabilir miyiz?
Tabii ki. Başta kardeşimden ve organizasyon komitesinin üyelerinden aldığım destek ile yola koyulduk. Herkese görevler paylaştırdık. Her sene bir önceki yıla göre geliştirmek adına adımlar atılıyor. Bu sene de geçen seneye göre ilerlemeler kat ettiğimizi düşünüyorum. Bunu da bize verilen geri bildirimlerden algıladım ve anladım. Bu seneki konferansın çok başarılı ve profesyonelce geçtiğini söyleyebilirim. Sponsorlarımızın da sayesinde tüm eksiklerimizi gidererek yürüyebildik. Kendi adıma söyleyebileceğim tek şey; ancak işimize, ekibimize ve kendimize gösterebildiğimiz sevgi ve saygı ile başarıya ulaşabileceğimizdir. Bize de bunu gerçekleştirmek kısmet oldu.
Sizler bundan neler edindiniz?
Doğaldır ki planlanan ile gerçekleşen arasında farklılıklar oluşur. Bizde de böyle oldu. Hep beraber krizleri aşıp hatta onlardan faydalanarak daha iyiye bile ulaştık diyebilirim. Hep beraber ne kadar sorumluluk bilinci taşıyabildiğimizi görme fırsatımız oldu. Zaman baskısı altında plan yapmayı öğrendik. Algılama ve çözüm odaklı olabilme becerilerimizi geliştirdik. Yerine göre hatta öğretmenlerimiz bizim çözümlerimizi izlediler. Konferansta birçok problemlerle karşılaştık. Bu problemleri önce anlayıp sonra önem sırası ile çözmeye özen gösterdik. Organizasyon kurulu ekibimiz ile aslında ne kadar güzel bir arkadaşlık bağımız olduğunu gördük. Kimseye hissettirmeden bu çözümleri üretebildik.
Türkiye genelinde 18 okuldan 300 kadar, aralarında yabancıların da olduğu öğrenciler geldiler. Hepsinin sürtünmesiz bir süreç yaşamalarını temin etmeye gayret ettik. Havaalanından transferlerinden, yemek, içmek, konaklama, güvenlik gibi her tür olguda ihtiyaç hissetmeden rahat etmelerini temin ettik. Bizim için bu yaşımızda çok büyük bir deneyim oldu. Liderliğin resmin tümünü görebilirken, detaylarda da özenli olabilmek demek olduğunu öğrendik.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Yurtta sulh, cihanda sulh.