Eğlence Sektörünün Yavru Guru’su Mert Vidinli ve Sanal Kahramanı Mert Jacobs!!!
Aslen Ankaralı olan ama şimdi İstanbul’un gece hayatından sorumlu sayılan, İstanbul’da olan her şeyi yakından takip eden ve herkes tarafından merakla takip edilen en çok tıklanan internet yazarlarından Mert Vidinli ile MAG okurları için hoş bir sohbet gerçekleştirdik.
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Kendiniz için istedikleriniz ve amaçlarınız nelerdir?
Yaratıcı olmayı projelerimle hayata geçirmekten daha çok hayat anlayışım olarak benimsedim… Kendi vizyonunu bulmak için yıllarca savaşan bir fikir avcısıyım… Premium markalara danışmanlık veren, uluslar arası yayınlarda yayınlanan yazıları takip eden bir trend gözlemcisiyim. Trend avcılığında dünya çapında bir “guru” olmak istiyorum… Pazarlama trend’leri anlamında bir guru olabilmekten kastım, yaşamın ve eğlencenin geleceği ile ilgili söz sahibi olabilmek. “Six degrees of separation” meselesi diye dünyadaki herhangi iki insanin arasında sadece 6 kişi olduğuna dair bir teori var. Yani doğru bağlantıları (ortak tanıdıklar) takip ettiğinizde 6 adım sonra dünyadaki herhangi bir kişi ile aranızdaki bağı görebilirsiniz… Bende bu teoriye inananlardan oldum en iyi fikri olan insanları biriktirdim…
Şu anda neler yapıyorsunuz?
Eğlenerek yeni fikirler üretip hayata geçirmeye çalışıyorum işte bu yüzden İzzet Çapa ile beraberim. Üç yıldır Çapamarka Üniversitesin de okuyorum ve okulun iyi öğretmenlerinden ders alıp bir de üstüne para kazanıyorum ne kadar tezat değil mi siz hiç size para ödeyen bir okula gittiniz mi ??
Tam olarak bize işinizden bahseder misiniz? Farklı olabilmek için neler yapmak gerekiyor?
Google’a ismini yaz, neler oluyor bir bak ve doğru bağlantılar ile imkansız denilen insanlara ulaş!! Bence “yeni CV yöntemi bu. Birey kendi gücünün farkında olmalı. Meraklı olmak ve yeni fikirler benim “tutkum”. Herkes kendi tutkusunu bulmalı ve bununla ilgili bir kişisel gazete yaratmalı… Ben Kenan Erçetingöz’ün Türkiye’nin en iyi magazin portalında kendi blog’umu tutuyorum sanal kimliğim ile bir kahraman yarattım… Google’layınca sanal kimliğin başarısını, yazılarını okuyor olmak en çok tıklanan yazarlardan olmak beni heyecanlandırıyor… Mert Jacobs’ı takip eden insanlara eğlence canavarları diyorum… Bugün bu enerjiyi takip eden birçok ünlü de var… Twitter listemin büyük bir çoğunluğunu ünlü isimler oluşturuyor… Ben eğlence sektörünü hayata geçirdiğim projeleri izlemekten keyif alıyorum hayata geçen proje de bara geçip şampanyamı yudumlamak ve insanların gözünde ki mutluluğu, keyfi incelemek bana büyük bir haz veriyor..İzzet Çapa için trendleri gözlemleyip sahibi olduğu Al Jamal Supermarket by Longtable, Nahide Palas, Limonata için ne yapılabilir, bunları sunuyorum. Trend gözleme, trend analistliği de bu zaten.
Diğerleri olarak adlandırdığımız rakiplerden ayrışmak istiyorsanız dünyada ki “yenilik patlaması”nın bir parçası olmalısınız ve yenilikler sadece eğlence sektöründen gelmiyor. Bugün moda alanında ki yenilik bile size yepyeni çağrışımlarda bulunabiliyor… Yeni fikir denen şey zaten fikir evliliğidir. Evet yurtdışında böyle bir konsept var, burada da böyle bir ihtiyaç var; o ikisini bağlayıp bize özgü yeni bir fikir, yeni bir servis veya yeni bir kampanya haline getirmek yaptığım.
Peki, nereden geldiniz ne yöne gidiyorsunuz?
Ankara ODTÜ Geliştirme Vakfı öğrencisi olarak 12 yıl bir fanus içerisinde bürokratik bir ailenin çocuğu olarak yetiştirildim… Memur zihniyeti çalışma disiplinim aileden… Üniversiteye girdiğimde sosyal çevremin geniş olması bana eğlence sektöründe iş fırsatı yaratmama sebep oldu. Ankara’da başlayan bu serüvenle İstanbul’a kadar uzandım… Hacettepe Üniversitesinde 1 yıl Şan Solfej dersi aldım küçüğüm meşhur olmak istiyorum her küçük çocuk gibi. Sahnelere çıkıp içimde ki insanlara seslenme, insanlara derdimi anlatma merakımı şarkı söyleyerek yaptım… Ardından 2 yıl Emre Ergani ile Blackk ve Bianca da çalıştım… Ergani’nin çevresi beni çok sevdi ailenin küçük şımarık çocuğu damgasını o gün yedim. Paytak paytak ortalıkta dolanan, hayatı 15 inchlik pc ekranında yaşamayı seven Mert İstanbul eğlence hayatının tam göbeğine sürmanşet isimlerinin içine düştü… Ardından İzzet Çapa… 3 yıl oldu…
Elle dergisinde freelance röportaj yaptım… Bugün her baba yiğidin harcı değildir Işın Görmüş’ün karşısına geçip etkilemek o cesaretteydim “bravo bana”.
Sizin derginiz yani biz Ankaralıların dergisi MAG Dergide, İstanbul’u anlatan, tüm Ankaralıları bilgilendireceğim yazılar yazdım…
Şimdi ise Kenan Erçetingöz ile “Perez Hilton” kafasında “Mert Jacobs” yazıları yazıyorum. Ne kadar doğru yapıyorum tartışılır ama okuyanlarım keyif alıyor. Bugün en çok tıklanan internet yazarlarındanım…
Biri Mert Vidinli’yi anlatacak olsa, sizin hakkınızda neler söyler? Nasıl biridir Mert Vidinli, hobileri, fobileri nelerdir mesela? Başarınızın sırrı nereden geliyor? Biraz bahsedebilir misiniz?
Beni 5 dakika tanıyan insan, benim rahatlığımdan güç aldığı için kendini güvende hissediyor. Hep böyle söylerler.
Unutulmak ve dikkate alınmamak en büyük fobim, hatta Latince athazagoraphobia olarak da bu fobimden bahsedebilirim. Hayat ise benim hobim. Bunun da Fransızcası bonvivant diyebiliriz.
Benim başarımın sebebi bulunduğum ortama kolay adapte olmamdır. Unutmayın ki gelmiş geçmiş en güçlü yaratık dinozorlardır ancak bulundukları ortama adapte olamadıkları için soyları tükenmiştir. Evrim dediğimiz şey budur. Akan zamana ayak uydurup kendimizi geliştirmeliyiz. Zamanla yarışıyorum denebilir. Herkes yürürken ben koşuyorum. Belki çabuk yorulacağım ama daha çok yol kat etmiş olacağım. Geç tespit edilen hiperaktivitem belki de başarımın sebebi. Sağ olsun sevgili patronum İzzet Çapa psikiyatrik tedavi ile bu hastalığımı verimli kılmayı başardı.
“Mert Jacobs” kim? Bu isim nasıl ortaya çıktı? Özel bir anısı varsa bizimle paylaşabilir misiniz?
Mert Jacobs benim. Los Angeles’ta Marc Jacobs’ın mağazasında alışveriş yaptığım bir anda gizli kalan hayranlığımın İzzet Çapa tarafından alay mevzusu olduğu an oldu. İsim babam İzzet Çapa’dır. Kartvizitim de bile Mert Vidinli a.k.a Mert Jacobs yazıyor. Nam-ı değer Mert Jacobs inanın benden daha çok popüler ve ünlü.
Bize en yeni trendlerden bahseder misiniz?
-Hiperrealist bir dünyaya hoş geldiniz 2011 kusursuz gözükmek out, kusurlarınla olduğun formda şişko ya da zayıf fark etmez photoshop’lu ruhlar ve bedenler out!!
-Lüksün geri döndüğü bir dönemdeyiz ama herkesin satın alabileceği versiyonu ile sizi baş başa bırakıyoruz… Menünüzde 1000 dolarlık bir kokteylle de karşılaşabilirsiniz ama bu değişen dünyaya ayak uydurmak için trendi ti’ye de alabilirsiniz…
-İştah açıcı kokteyller yemek yemenin keyfine keyif Katacak. Şampanya kokteylleri, lüksün satın alınabilir bütçelere çekilmesi, “herkes şampanya içecek” sloganı ile hizmet veren Supermarket’te uygulanmaktadır…
-Hemen sarhoş olayım içki içip kafa dağıtayım modası geçti. Çok şık tabak bardak ve sunumlar yemekten daha çok ön plana çıkıyor…
-Moleküler Miksoloji barmenlerin yeni yeteneği olarak ön plana çıkacak… Bar’ın Einstein’ı olamazsan seni barmenden saymıyorlar. Bunun ile ilgili sertifika programları bile var.
-Amazon güçlü kadın imajı bitti. Daha göze sokmadan gizli saklı bir gücün olduğu bir döneme giriyoruz. Çünkü kadınlar kendini kanıtladı extra bir ispat çabaları olmayacak. Erkek ile kadın dengeli olduğu ve sosyalleştiği alanlar olacak.
-Nişantaşı İstanbul’un Soho’su oldu. Bugün Londra ve New York standardında.
-Eğlence hayatında gay’ler dışlanmıyor. Artik herkes herkesin masasında aynı havayı soluyabiliyor. Loca ve ağır abi dönemi bitti.
-Türkçe gecelerin patladığı butik bar ve clubların trendy olduğu bir dönem. Dev gece clubları bitti.
-Ünlülerin ev sahipliğinde yapılan partiler hala moda. İnsanlar ünlü insanların organize ettiği geceleri her dönem seviyor.
Ünlüler nasıl eğleniyor?
Eda Taşpınar: Organik eğlence ne sigara ne alkol mekanda ki eksik olan şıklığı tamamlar.
Süreyya Yalçın: Misafirperver ev sahibi… İyi bir organizatördür bir kutlamanız varsa ona emanet edin pişman olmazsınız… Arkadaşları’nın onun ile beraberken keyif alıp eğlenmemesi olanaksız. Çok para harcar imajı yanlış en iyi ev sahibidir. Bilinçli tüketicidir…
Demet Akalın: Kokteyl canavarı o mekandaysa barmen’in işi zor en iyi kokteylleri test etmeyi sever…
Ivana Sert: Asil bulunduğu her duruma ayak uydurabilir… Masada ve ya standta nerede durursa dursun hep güler yüzlü asla sorun yaratmaz…
Hakan Yıldırım: Bar’ın kenarında içkisi ile sırnaşmayı çok sever. Koyu çok koyu muhabbet eder. Aklından ve fikirlerinden faydalandığım yegane insanlardandır. Bir içki ile kandırırım ve aklının fikir bahçelerinde gezinirim..
Deniz Berdan: Fikir Fabrikası sahibesidir kendisi. Çekimlerinden, projelerinden ve tatlı macerasından Haluk Berdan ve eşli arkadaş grupları ile katıldığı uzun yemeklerden haberdarım…
İzzet Çapa: Hiperaktivite… Gece de 5 mekana uğrar. Bir varmış bir yokmuş. Nereden ne zaman çıkacağı belli olmaz..
Ceylan Çapa: İçki ile arası yoktur. Sabah 8 iş başı yaptığı için erken saatte eve döner ve bulunduğu ortamda hakimiyet kurup herkesle ilgilenir. Babadan aldığı çok güzel bir özellik.
Çapamarka olarak gelecekteki plan ve projelerinizi MAG okuyucularıyla paylaşır mısınız?
Çapamarka olarak bahara girdiğimiz dönemde bizim yurtdışı seyahatlerimiz başlar ve yeni mekan projeleri için düşünüp çalışmaya başlayacağımız bir dönem olur. Havalar ısınmaya başladıkça siz de yeniliklerden haberdar olacaksınız. Bakalım eğlence fabrikamızdan hangi çılgın fikirler hayata geçecek göreceğiz.