Dubai

En Sevdiğim Yer

En son gidişimin üzerinden yıllar geçmişti Dubai’ye. Dümdüz çölün üstüne sadece 12 yılda dev binalarıyla yükseldiği göz önüne alınırsa geçen yıllar zarfında kim bilir ne değişiklikler olmuştur diye merak içindeydim. Evet bir iki yenilik vardı ama beklediğim kadar büyük bir yükselişi göremedim.

Rehberim, ki kendisi Dubai’ de yaşadığı dönemde Ayşe Arman’ın ailesiyle kızının her sabah okula gidip gelmesinden de sorumlu bir kişiymiş, bunun sebebini ekonomik olarak para akışının nispeten kesilmesi olarak açıkladı bana. En son gidişimde Palmiye Adası henüz inşa halindeydi ve devamında üç yeni Palmiye Adası daha yapılacaktı, World Island’ın yapımına yeni başlanıyordu ve gördüm ki diğer üç  adanın yapımı ertelenmiş ve World adası tamamen bırakılmış çünkü denizi doldurmaya çok para gidiyormuş. Disney World’ün daha büyüğü yapılacakken ertelemişler. Sadece kapısı ve girişini gösterdi bize rehberim.

 

Neyse, Dubai zaten olan her şeyiyle yıllardır gidip geldiğim dünyadaki en sevdiğim yerlerden biri olduğu için bundan sonra hiç bir şey yapılmasa dahi her daim benim favorim olarak kalacaktır.

 

Palm Dubai Rixos 

Minik kızım Hera ile otelimize yerleştik. Ana karadan deniz altındaki tünelle geçilen Palm adasının en güzel konumlu yerlerinden birinde henüz çok çok yeni açılmış olan Palm Dubai Rixos Oteliydi otelimiz. Girişte yüzünde güneşler olan bir genç hanım hemen bize Arap kahvesi ve Türk lokumları sundu. Ben değişik kokulu Arap kahvesini çok seviyorum ve Hera da tabii ki Türk lokumunu. İlk iş kendimizi plaja attık. Plajda her yanından hafif esintide hemen uçuşan beyaz tüllerle süslenmiş, içi minderlerle dolu kamelya tarzı localarımıza uzandık, ki anında biri gelip bize mükemmel bir hizmet vermeye başladı. Kumsalda bolca midye kabukları topladık ve yüzdük, uçuşan beyaz tüllerin altında uzanıp dinlendik.

 

Şahinlerin Önemi 

Şehir turunda Hera’nın en hoşuna giden şeylerden biri tavus kuşlarının kuyruğunu açıkken yakalayıp fotoğrafını çekme çabasıydı. El Makdum’un sarayı muazzam korunan ve bakılan bir saray. Orada en çok önemsenen hayvanlar tavus kuşları, çöl şahinleri ve atlar. Şahinler o kadar önemli ki Abu Dhabi’de bir arkadaşımın dediğine göre uçakta birinci sınıfta yan koltuğunuzda oturan bir şahin görmeniz mümkünmüş. Zira özel jeti olan şeyhler şahinleri hastalandığında onları veterinere bazen kendi jetleriyle bazen yolcu uçağıyla gönderirlermiş. O denli önemseniyorlar.

 

Dubai’de Yapılması Gerekenler

Dubai’de mutlaka yapılması gereken aktivitelerden biri çölde ralli ve devamındaki Arap geceleri, şovları ve yemekleri. Bence çöle aşık olmak mümkün. Ayağınızın altındaki o pudramsı akışkan serinlik ve güneş batışının manzarası insanı büyülüyor. Gittiğimiz saat nedeniyle biz çölün yakıcı sıcağında bulunmadık doğal olarak. Gün batımı ve gece çölde bulunmak mutlaka yaşanması gereken bir deneyim ki zaten sonrasında tekrar isteyeceksiniz. Etrafta hiç ışık olmaması nedeniyle, gece gökyüzü bir yıldız şölenine dönüşüyor. Arap yemekleri çok güzel. Ben severim o tarz bin çeşit meze…

 

Alışveriş, Alışveriş, Alışveriş…

Alışveriş eskiye kıyasla çok çekici değil artık Dubai’ de. Zira fiyatlardaki yükselme burada da kendini göstermiş. İstanbul’daki alışverişten pek farklı değildi burada yaptığım  alışveriş. Halbuki eskiden çok daha ucuzdu her şey. Dubai’de en ucuz şey otomobil ve benzin. Yedi şerit gidiş, yedi şerit geliş yollarda aklınıza gelebilecek her marka arabayı bolca görebilirsiniz.

 

[nggallery id=1294]