© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Stil Sahibi Olmak

Stil Sahibi Olmak

Ekim ayı benim için çok koşuşturmalı geçti. Yoğun çalışma temposunun arasına kattığımız ufak keyif aralıkları bu kez İstanbul Fashion Week’e denk geldi… Karaköy Antrepo’da düzenlenen defilelerden gidebildiğim kadarına göre değerlendirme yaptığımda İstanbul’un ciddi bir moda başkenti olmaya aday olduğunu gururla söyleyebilirim.

Hele de etrafa şöyle bir baktığımda defileleri izlemeye gelen Türk kadınlarının şıklığı da Avrupa Moda Haftasına gelenlerle yarışabilecek durumdaydı. Bu yıl Milano’dayken de moda haftasına denk geldiğim için bunu tamamen gözlemlerime dayalı söylüyorum. İstanbul’daki defilelere gelenlere baktığımda ilk gözüme çarpan, pahalı markalardansa daha ulaşılabilir parçaları tercih ederek yapılmış kombinleriyle stil sahibi olduğunu kanıtlayan, fark yaratan genç kadınlardı. “London Street Style” cool görüntüleriyle herkesin dikkatini çekiyorlardı. Eğer benim kadar modayla ilgiliyseniz mutlaka her yeni sezon takip ettiğiniz, sizi heyecanlandıran, gardırobunuza kattığınızda mutlu olduğunuz tasarımlar vardır. Ulaşılabilir markalarla, tasarım parçaları kombinlemek bana keyif verir. Moda Haftası, defileler, gelenlerin şıklıkları derken bu ay sizlere hafif bir şeyler yazayım dedim ve severek takip ettiğim stilist Rachel Zoe’nun Glamour Dergisi’ne özel Victoria Beckham edisyonu için hazırladığı, 10 öneriyi aktarmaya karar verdim. Moda, zevkler, stil hepsi göreceli kavramlar ama günün sonunda hepimiz önemsediğimiz özel okazyonlara giderken bir “pretty woman moment” yaşamak istemiyor muyuz?

 blank

Rachel Zoe’nun Önerileri:

1-Trendlere körü körüne bağlı kalmayın: Örneğin eğer tweed takımlar çok revaçtaysa ama siz kendiniz için fazla klasik buluyorsanız tweed ceketi blue jean ve spor ayakkabılarla da kombinleyebilirsiniz.

2-Asla yalnış boyda pantolon giymeyin: Tabii pantolonunuz kesiminden dolayı kısa olmadığı sürece… Neredeyse yerleri süpüren pantolonlar silüetinizi daha ince ve uzun gösterecektir. Özellikle de yüksek topuklarla giydiğinizde.

3-Altın ve gümüş tokalı aksesuarları veya takıları birbirine karıştırmayın: Ben buna katılmıyorum aksine silver ve gold karıştırmayı daha cool buluyorum ama bunlar Akya’nın değil, Rachel’in önerileri!

4-Kıyafetinize mutlaka bir renk veya desen katın: Ki modacıların tabiriyle bir “edge”i olsun. Ama sakın abartmayın color-blocking yapmadığınız sürece birden fazla göz alıcı renk ve deseni bir arada kullanmayın.

5-Stilini beğendiğiniz kişileri taklit etmekten çekinmeyin: Stilini beğendiğiniz, fiziğini kendinize yakın bulduğunuz göz önünde olan birini kendinize örnek alın, onun seçimlerinin size ilham vermesinde hiçbir sakınca yok.

6-Kısıtlı bir bütçenin hevesinizi kırmasına izin vermeyin: Giyim kuşama çok para harcayacak durumu olmayan birçok insan tanıyorum ki en büyük stil sahipleri onlar. Zaten yaratıcılığın anahtarı mix and match’dir. Balenciaga çanta takıp Lanvin babet giyen genç kadınlar bile bunları Anthropologie, H&M veya Topshop parçalarla tamamlıyor. Başarı diye buna derim!

7-Her zaman resmin tamamını gözünüzde canlandırın: Giyinmek, şıklaşmak baştan aşağı bir deneyimdir. Bu yüzden giyinirken saç ve makyajınızın nasıl olması gerektiğini de hesaplayın. At kuyruğu daima başarılıdır, ne giyerseniz giyin yakışır. Bunun dışında dağınık örgüler, öylesine toplanmış görünümü veren hafif dağınık saçlar ofiste çalışan herkesin vazgeçilmezleri arasındadır.

8-Çok taşlı, işli, allı pullu kıyafetlerden kaçının.

9-Aynalara tamamen güvenmeyin: Ama fotoğraflar hiç yalan söylemez çünkü aynada her gün görmeye alışık olduğunuz kendi görüntünüzü bir kenara bırakıp kıyafetinizin nasıl göründüğünü sonradan çekilmiş resimlerinize bakarak daha objektif değerlendirebilirsiniz.

10-Unutmayın ki tavrınız her zaman en güçlü aksesuardır: Kendinizi neyin içinde daha güzel ve alımlı hissediyorsanız o doğrultuda seçim yapın. Güzelliğin yarısı güzel göründüğüne inanmaktır. Son olarak daima mutlu ve kendinizle barışık olun. İnanın ki nefret, kişiyi çok tüketen bir duygudur. Hayattaki önceliklerinizi iyi belirleyin ve kimsenin sizi yıpratmasına izin vermeyin. Zaman zaman tepenizi attıracak kişiler veya olaylarla karşılaşacak olsanız da asla unutmayın alttan alıp üstünde durmamak gerçek şıklıktır.

OKUYUN: Paolo Coelho- Brida,

John Steinback-Fareler ve İnsanlar (Bugüne kadar okumadınızsa bence hemen okuyun!)

Jane Austen -Akıl ve Tutku

GEZİN: CerModern Ankara Van Gogh Alive Digital Sanat Sergisi (Ben oğlumla İstanbul’da gördüm çocukların da çok hoşuna gidiyor, sonunda Ankara’ya geldi.)

blank

İZLEYİN: Cem Yılmaz’ın son stand-up gösterisi son kez Kasım ayında Ankara’da sahnelenecek. 30 Kasım-2 Aralık tarihleri arasındaki gösteriyi kaçırmaya niyetim yok, sizi bilmem!

Sinemalar: Kasım ayında görmek istediğim ilk film; baş rolünü Juliet Binoche’un oynadığı “ELLE”. İkinci film tabii ki en son James Bond-Skyfall, merak ettiğim diğer film ise bir İspanyol filmi olan “Three Meters Above The Sky” umarım beni hayal kırıklığına uğratmaz.

DİNLEYİN: Çıkar çıkmaz alacağım ilk albüm Alicia Keys “Girl on Fire” diğeri de Christina Aguilera’nın çıkacak albümü “Lotus”. Ayrıca on bir yıl sonra yeniden bir araya gelen No Doubt grubunun yeni albümü “Push and Shove”.

Yazar Hakkında /

Yazarımızın kısa özgeçmişi çok yakında burada, sayfamızda olacaktır.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.