Kır Kabuğunu
Her Kasım ayında hissetiğimiz o derin duyguyu bir kez daha yaşayıp, bize bıraktıkları ve eserleriyle gurur duyarak, çizdiği yolda sonsuz bir ömür için yüce Atatürk’ün önünde saygı ve minnetle bir kez daha eğiliyoruz…
10 Kasım… 10’suz Kasım… Sonsuz Kasım…
Hayat bize gelişim ve değişim için doğadan o kadar çok örnek gösteriyor ki; sadece doğadan alacağımız dersleri bile uygulayarak problem olarak gördüğümüz birçok konuya çözüm bulabiliyoruz. Abraham J. Twerski’nin hayat dersleri içinde buna birçok örnek bulabiliyoruz aslında… Bir gün bir dişçi randevusu için beklerken “Istakoz nasıl büyür?” hikayesi gözüne çarpıyor dergide ve birçoğumuzun nedenini bilemediği bir probleme net bir çözüm buluyor aslında.
Istakozlar yumuşakçalardandır ve dünyaya geldiklerinde sert bir kabukla donanmış şekildelerdir. Ancak kendisi gelişimini sürdürdüğü halde kabuğu büyümez ve bir süre sonra kabuğuna sığamaz hale gelip rahatsızlık duymaya başlar, bu onda stres ve baskı oluşturur. Bu durumdan kurtulmak, kabuğunu terk edip bir kayalığın altında avcılardan korunmak için saklanır ve kendisine daha büyük, yeni bir kabuk inşa eder. Aradan geçen zaman içinde ıstakoz büyümeye devam eder ve kabuğuna yine sığmamaya, aynı şeyleri tekrar yaşamaya başlar. Duyduğu rahatsızlıktan dolayı yine kabuğunu terk eder ve bir kayalığın altında yeni kabuğunu oluşturur. Bu şekilde yenilediği kabuklarıyla büyüme sürecini tamamlar ve en son ulaşacağı noktaya kadar büyür. Ve şunu söyler: Eğer bu ıstakozun bir doktoru olsaydı ve ona anti-depresan gibi mutluluk veren ilaçlar verseydi bulunduğu durumdan şikayet etmeyecekti ve kabuğundan ayrılmayacaktı; dolayısıyla büyüyemeyecek ve gelişemeyecekti. Eğer bugün hayatımızda rahatsızlıklarımız varsa, kendimizi baskı altında hissediyorsak hatta stres yükü varsa üzerimizde bu bizi mevcut durumu değiştirmeye itecek ve harekete geçirecek en önemli güç olacaktır.
Öncelikle yaşadıklarımızı hep negatif ve olumsuz görmemekle başlayabiliriz değişime…
Bu arada yeri gelmişken kulaktan dolma ve arkadaş tavsiyesi ile alınan depresyon ilaçlarının sizin gerçek ruh sağlığı problemlerine sahip olmanıza sebep olacağını hatırlatmak istiyorum. Eskilerin, “olmuyorsa, demek daha tam öğrenememişsindir, o yüzden olmuyordur” dedikleri durum aslında. Hepimizin içinde muhteşem bir potansiyel var. Başarı; bu potansiyelin farkına varıp onu dışarı çıkarabilmektir. Birçoğumuz tam tersi şekilde potansiyelinin farkına bile varmayıp bazen de onu görmezden gelip enerjisini boşa harcamaktadır.
Başarısızsak; artık sorunun ne olduğunu öğrenmiş, bu duruma çözüm üretmeye başlamış, başarılı olmaya sadece bir adım kalmış demektir.
Başaramamaktan korkmayın, denememiş olmaktan korkun…
Risk ve hayat başarısı paralel çalışan sistemlerdir. Biz garantici bir millet olduğumuz için hep garanti olan yoldan ilerlemeyi tercih ediyoruz. Fakat bazen biraz güven ve konfor alanımızdan çıkmamız gerekebilir. Bu da beraberinde stres oluşturabilir, ancak bu stres bizim ilerlemezi ve dayanıklılığımızı sağlayacaktır.
En büyük fikirler; zor zamanlarda, en iyi kaçamak noktaları; imkansızlıklarda, en iyi yemekler; en kısıtlı malzemeyle, en iyi icatlar; mecburiyetlerde oluşuyorsa siz de en iyisine çok yakınsınız demektir. Özgür Aksuna olarak benim de başarı hikayem kabuğumu kırmamla başladı.
Tarihin sayfaları da böyle büyük ilham kaynakları ile bize ışık olmaya devam ediyor.Een büyük ışığımız Atatürk’ün ışığıyla kabuğunu kıran bir nesilsek ve artık kabuğunuz size rahatsızlık veriyorsa, canınız acımaya başladıysa artık kabuğunuzu bir kez daha kırma zamanı gelmiştir. Zaman değişim zamanıdır, hadi neyi bekliyorsunuz?
Bana www.ozguraksuna.com ve @ozguraksuna hesaplarından ulaşabilir sorularınızı ve mesajlarınızı iletebilirsiniz.