Bu Köşeye Yaz Geldi
Temmuz – Ağustos 2010. Takvimler tatili ve eğlenceyi gösteriyor. Bu iki ay boyunca, pes edene kadar bol bol gezip görmeli ve eğlenmeliyiz. Tatil planlarınız için yardımcı olamam ancak okumaktan keyif alacağınız konular ile yaz coşkunuza eşlik edebilirim. Şimdi kurulun koltuğa, şezlonga ya da hamağa; eğlence başlasın!
“Altın Kelebek”i Bir De Benden Dinleyin
Sahnedeki yaldızlı pano, salonda bulunan onlarca yıldızı temsil edercesine ışıl ışıl parlıyor. Tavandan sarkan uzun ip perdeler, ne kadar görkemli bir gece yaşayacağımızın habercisi…
Müzik, sinema ve televizyon dünyasının ünlü yıldızları birazdan sahneye çıkacak ve Altın Kelebek heykelinin önünde ödüllerini alacaklar. Kimileri ilk kez yaşayacak bu heyecanı; kimileri ise alışkın oldukları teşekkür konuşmaları ile inecekler sahneden.
2 Haziran Çarşamba akşamı İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 37. Altın Kelebek Ödülleri Töreni, göz kamaştıran sahnesiyle karşılıyor konuklarını. Televizyon dünyasının genç ve başarılı sahne tasarımcılarından Ahmet Rüstem Ekici’nin imzasını taşıyan “Altın Kelebek” sahnesi, gecenin şanına yakışır güzellikte.
Türkiye’nin ünlü yıldızlarını bir araya getiren, şov dünyası için oldukça önemli bir gecedeyiz. Haliç’in yanıbaşında uzanan kırmızı halı üzerinde yürüyerek kalabalığa karışıyoruz. Kırmızı halı, gazeteciler ve onlara röportaj vermekle meşgul sanatçılarımız ile dolu. Görevini tamamlayanlar bir kenara çekiliyor ve bardan içkilerini alıp gecenin tadını çıkarmaya başlıyorlar.
Herkes karayolu ile ulaşım sağlarken, “Geniş Aile” dizisi ekibi tekneden inerek katılıyorlar aramıza. Bu ‘havalı’ giriş, ödül töreninden eli boş dönmeyeceklerini düşündürüyor.
Ekranda gördüğümüz kim varsa, bu gece burada. Sedef Avcı’nın duru güzelliğine, Beren Saat’in şahane ayakkabılarına hayran kalıyoruz. Tuğba Ekinci elbisesi ile “buradayım” diyor. Arto’nun esprilerine kayıtsız kalmak mümkün mü; biz hafifçe tebessüm ederken, Saba Tümer meşhur kahkahasını patlatıyor.
İbrahim Tatlıses, giydiği beyaz ceketin etkisiyle olsa gerek; çok rahat ve huzurlu görünüyor. Bülent Ersoy ise kostümü ve şapkası ile tam bir Lady Gaga bu gece.Gecenin açılışını Hande Yener yapıyor.
Hande, beklediğimizden daha sakin; nitekim öyle olması gerekiyor. Haftalar öncesinden sahneye “uçarak” ineceği haberini aldığımız başarılı sanatçı, son albümündeki “Çöp” isimli şarkısını piyano eşliğinde yorumlayarak, sakin ama etkileyici bir başlangıç yapmayı tercih ediyor.
Gecenin sunucuları Cem Davran ve Burcu Esmersoy, birlikte güzel bir resim veriyorlar ancak şaşırtıcı değiller. 37. Altın Kelebek Ödülleri Töreni, Mavi Marmara gemisinde ve İskenderun’da yaşanan üzücü olaylar nedeniyle, genel olarak heyecandan yoksun bir tonda ilerliyor. Elbette bu “ağır” hava, sunucuların performanslarına da tezahür ediyor.Törende sahne alan sanatçılar, geceyi renklendirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Hande Yener, “Yasak Aşk” ile salonu hareketlendirdikten sonra “Sopa” ve “Bodrum” gibi eğlenceli şarkılarını seslendiremediği için seyircilerden anlayış beklediğini ifade ediyor.
Işın Karaca beyazlar içinde sahneye çıkarak, “Dert Bende Derman Sende” ile dağları taşları inletiyor. Törende mini bir konser veren “Mor ve Ötesi”ni dinlerken bizi durdurabilene aşkolsun; “Bir Derdim Var”ı tüm salon hep bir ağızdan söylüyor…
Kulis Dedikoduları
Sahnede ödüller dağıtılırken, kuliste neler olduğunu merak ediyor ve sahne arkasına sızıyoruz. Tüm ışıltısıyla Ajda Pekkan burada! Törene, “en iyi çıkış yapan solist” ödülünü takdim etmek üzere katılan Süperstar, uzun zamandır görüşemediği arkadaşları ile kuliste hasret gideriyor.
Mor ve Ötesi odasında dinlenirken; Hande Yener magazin muhabirlerine röportaj veriyor. Bu esnada başarılı aranjör Sinan Akçıl sosyalleşmekle meşgul. Elinde kadehi, tanıdığı herkesle selamlaşıyor. Hande Yener’in imaj danışmanı Kemal Doğulu ise Twitter’da geziyor olsa gerek, elinden telefonunu düşürmüyor.
Polat Yağcı’nın sahibi olduğu müzik şirketi Poll Production’ın basın danışmanı Taylan Efe Çeki ile karşılaşıyorum. “Törenden sonra herkes orada olacak” bilgisini verip, Harbiye’deki “Piyasa”ya davet ediyor beni.
Emrah ve Ferhat Göçer düeti
Kuliste fazla oyalandığımızı düşünüp, salona geri dönüyoruz. Tören sona ermek üzere…
“Yılın Olayı” ödülünü alan “Nefes: Vatan Sağolsun” filmi ile yeniden gündeme gelen “Götür Beni Gittiğin Yere” isimli şarkıyı Emrah ve Ferhat Göçer beraber seslendiriyorlar. Emrah’ın “acıklı” sesini özlediğimizi fark ediyoruz. Ancak şarkıyı farklı bir boyuta taşıyan Ferhat Göçer’i de takdir etmeden geçmiyoruz.
Düet performansından hemen sonra törenin sunucusu Cem Davran, gecenin sonuna geldiğimizi anons ediyor. 37. Altın Kelebek Ödülleri Töreni’nde ödül alan tüm sanatçılar sahneye çıkarak, hatıra fotoğrafı çektiriyorlar. Bu ne güzel bir kare böyle; herkes çok şık, herkes çok mutlu… Haliç Kongre Merkezi sahnesinde başarılarını kutlayan “ödüllü kelebekler”, spot ışıklarının altında göz kamaştırıyorlar.
Süperstar Gerçeği!
Ajda Pekkan akıllı kadın. Pop müzikte kalıcı olmak için zamanın ruhunu yakalamak gerektiğini biliyor. Ve kim ne derse desin, Türkiye’de zamanın tersine işlediği tek isim AJDA. Bu ifadeyle ünlü yıldızın estetik ameliyatlarına işaret etmiyorum. Kastettiğim Süperstar’ın ruhundaki gençlik ateşi ve müziğindeki dinamizm.
Ajda Pekkan’ın sadece kendisi değil, şarkıları da yaşlanmıyor. O sadece aşk baladları söyleyen “cool kadın” değil artık… “Vitrin”, “Aynen Öyle” ve “Resim”gibi dans hitlerinin güçlü sesi, sahnelerin rakipsiz “disko kraliçesi” aynı zamanda!
Müzik tarzını yenileyerek genç dinleyici kitlesini de yakalamayı başaran sanatçı, gençliğin nabzını tutmaya, onlarla birlikte hareket etmeye devam ediyor. “Oyalama Beni” ve “Eğlen Güzelim” gibi klasikleşmiş şarkılarına yeni düzenlemeler yapılmasını destekliyor. (DJ Burak Yeter’i tebrik etmeden geçmeyelim.) Yüksek Sadakat ve Halil Koçak gibi genç isimlerle düet yapıyor. Son hamle olarak da, yeni nesil iletişim ağı Twitter’da hayatını anı anına “twitleyerek” hayranlarıyla paylaşıyor. Süperstar’ın Twitter ile ilgili yorumu ise ilginç: “Twitter, müthiş bir challenge!”.
Ajda Pekkan müziğiyle olduğu kadar, sahne kıyafetleriyle de ilgi çekiyor. Düşünsenize, müzik dünyasında onlarca güzel kadın varken; hala Süperstar’ın bacaklarını, UGG botlarını ve göz kamaştıran kostümlerini konuşuyoruz.
Yaz başında Harbiye Açıkhava’da verdiği konserde jartiyerli çorapla giydiği siyah kostümü, ertesi gün tüm gazetelerin manşetlerini süslüyordu. 64 yaşında bir kadın, genç kızlara taş çıkartıyor; hatta dünyaca ünlü yıldız Rihanna’nın bile havasını söndürüyor. Bu ne bir ilüzyon, ne de hayal; Ajda Pekkan gerçeğinin ta kendisi!
Yıllara yenik düşmeyen müziği ve zaman kavramını sorgulatan güzelliğiyle AJDA, bu yaz yine zirvede olacağa benziyor. Demet Akalın, Hande Yener, Serdar Ortaç ve Tarkan gibi genç rakiplerini geride bırakarak, tozu dumana katması işten bile değil.
Süperstar’ın bu yaz “patlatacağı” şarkılardan biri, genç bir ismin, Eren Sandal’ın bestesi. “Sev Beni” isimli şarkının sözleri Ajda’nın yorumuyla yaz boyunca kanımızı kaynatacak. “Sev beni yine, öp beni yine, tap bana yine delicesine…”
Ajda Pekkan’ın 2010 yazı için bir bombası daha var. Serdar Ortaç imzasını taşıyan “Hadi Gel”, plaj partileri ve gece kulüplerinde sıkça çalınacak, DJ’lerin favorisi olmaya aday tam bir yaz şarkısı. “Hadi Gel”i ilk kez 16.Kral Müzik Ödülleri töreninde seslendiren Pekkan, performansıyla hayranlarını sevindirirken, genç rakiplerine dudak ısırtmış olmalı!
“Yeni Nesil” Yazarlar
İnternetin uçsuz bucaksız dünyasında yazılarıyla kendine yer edinen ve sesini kitlelere duyurmayı başaran pek çok yetenekle karşılaşıyoruz. Her gün gazetelerde takip ettiğimiz köşe yazarlarının ve dergilerde boy gösteren trendsetter’ların çok daha samimi ve okuyucusuna daha yakın sanal rakipleri var artık.
“Blogger” tabir ettiğimiz bu “yeni nesil” yazarlar, bloglarına istedikleri zaman istedikleri yerden (hatta cep telefonları üzerinden) içerik girişi yaparak; daima güncel kalmayı başaran platformlar hazırlıyorlar.
Blog yazarları kimi zaman herhangi bir alanda yaşanan gelişmelerden bahsederken, kimi zaman da kişisel deneyim ve görüşlerini paylaşarak okuyucularının bu paylaşımlara tanıklık etmelerini sağlıyorlar.
Bu Bloglara Dikkat!
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de popülaritesi hızla artan blog dünyasında, içerikleri ve okuyucu kitleleri ile dikkat çeken, başarıya ulaşmış bloglar mevcut. Her birine yer vermek imkansız olduğundan, takip etmekten keyif aldığım Türkçe içerikli bloglardan oluşan mini bir liste hazırladım. Aşağıdaki blog adreslerini bilgisayarınızın “sık kullanılanlar” menüsüne eklemenizi öneririm.
RahatYazar
Kendi hayatında ve çevresinde tanık olduğu olaylara “genç” bir gözle yaklaşıp, içinden geldiği gibi yorumlayan, Ahmet Emin Şensoy isimli bir üniversite öğrencisi RahatYazar. Belki de bu “rahat” paylaşımlar sayesinde kısa sürede ilgiyle takip edilen bir blogger haline gelmiş. Blogunu yıllardır düzenli olarak güncelliyor; okuyucularının ilgisini çekecek konulardan bahsediyor ve ünlü isimlerle röportajlar yapıyor. Geçtiğimiz ay Efes Pilsen’in kurumsal blog yazarı seçilerek başarılarına bir yenisini ekleyen RahatYazar’ın takipçilerinden biri olmak isterseniz www.rahatyazar.com adresine davetlisiniz.
Elçin Gören – GRİ
Radyo programlarından ve dergimizdeki köşe yazılarından tanıdığınız Elçin Gören, en kıymetli varlığını – sihirli cümlelerini – “GRİ” isimli blogunda okurlarıyla paylaşıyor.“RTÜK En İyi Türkçe Konuşan Haber Spikeri” ödülünün de sahibi olan Gören, Türkçe’yi kendine özgü bir formda kullanarak, bildiğimiz kelimelerden apayrı bir dünya yaratıyor. Elçin Gören’i bir kadeh kırmızı şarap eşliğinde okumanızı tavsiye ederim. www.elcingorengri.blogspot.com
Hayat Müzik
Müzik dünyasındaki gelişmelerden herkesten önce haberdar olmak için Hayat Müzik’e her gün beş dakikanızı ayırmanız yeterli. Blogun yöneticisi Ahmet Erten, sektörden son havadisleri toplayıp ayağınıza getiriyor. Hayat Müzik’in sürekli güncellenen içeriğinde yeni albümler, müzik eleştirileri ve özel röportajlar gibi müzikseverlerin ilgisini çekecek konular var. www.hayatmuzik.blogspot.com
Bugün Kesin Bunu Giyerdim
Moda severler için rüya gibi bir blog! “Rüya gibi” tanımı son derece doğru çünkü dört arkadaşın ortaklaşa hazırladıkları BKBG, moda tutkunu dört blogger’ın hayallerini süsleyen kıyafetleri paylaştıkları bir “hayal platformu” aslında. BKBG yazarları, o günkü ruh hallerine uygun kıyafetler seçiyor; ayakkabı, çanta gibi parçalarla kombinliyor ve beğeninize sunuyorlar. bugunbunu.tumblr.com
Blogger’dan yazar olur mu?
Yazardan blogger olabileceği gibi, blogger’dan da yazar olabilirmiş demek ki! Okuyan Us Yayınları, internette en çok takip edilen blog yazarlarının kitaplarından oluşan “Dizüstü Edebiyat” serisini yayınlamaya başladı. Serinin ilk kitabı, Türkiye’nin en çok okunan kişisel blog yazarlarından PuCCa imzasını taşıyor. “Küçük Aptalın Büyük Dünyası” isimli kitap, geçtiğimiz ay raflardaki yerini aldı.
Burcu Güneş Yaza Hazır: “Tamamdır”
Burcu Güneş’in basın danışmanı Öner Elçioğlu aradı ve Güneş’in bu ay içinde yayınlanacak yeni şarkısını dinletti. Hala şarkının etkisindeyim. İnsanı kendine, sevgilisine ve hayata yeniden aşık eden bir şarkı olmuş!
Sözler öyle pozitif ki, dinledikçe içiniz ısınıyor. Müzik ise tam yaz modunda; gümbür gümbür baslarıyla coşturuyor, hareketsiz kalmanıza olanak tanımıyor.
Burcu Güneş ve Volga Tamöz başta olmak üzere, emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. “Tamamdır” isimli yepyeni Burcu Güneş hiti, Temmuz ayında çıkıyor. Şarkının klibi bile hazır. Bu yazın şarkısı belli olmuştur!
Ankara’da Yeni Trend: Oturarak Eğlenmek!
Görmeyeli Ankara’da yeni bir trend başlamış; “oturarak eğlenmek”. Cumartesi gecesi herkes süslenip püslenip; Filistin Caddesi’ndeki gösterişli mekanlara gidiyor ve cümbür cemaat “oturuyorlar”.
Sokak ışıl ışıl parlıyor, trafik kilitleniyor, DJ’ler harika şarkılar çalıyor ama bizimkilerde hareket yok, hala oturuyorlar.
İnanın ben bu kadar garip bir manzara görmedim. Bir Cumartesi gecesi, caddedeki mekanlardan birinde bangır bangır “Alors on danse” çalıyor ve şarkının sesi ara sokaklara kadar ulaşıyorken, içeride kimse hareket etmiyordu. Herkes sandalyesine yapışmış kalmış, kukumav kuşu gibi oturuyorlardı.
Bu nasıl bir eğlence anlayışı, benim aklım almıyor. Cumartesi gecesi neden dışarı çıkıyor bu insanlar? Saatlerce oturmak, durmadan yiyip içmek için mi?
Güzel kıyafetler giydiniz, saçlara fön çektirdiniz, iyi güzel de; oturmaya mı geldiniz Allah aşkına? Yerinizden kalkın, canlanın biraz; DJ’in çaldığı şarkılara eşlik edin. Dans edemiyorsanız, bari biraz hareket edin.
Dışarıdan nasıl göründüğünüzü size şöyle anlatayım. Ankara gece hayatı için yapılan yorumları doğrularcasına; tatsız tuzsuz, ruhsuz bir kalabalık. Kendini göstermeye gelmiş insanlar topluluğu. Belki de artık kabul etmek gerek; bu şehirde insan var ruh yok, görüntü var ses yok!
Yolunuz İstanbul’a Düşerse…
X Restaurant’da Aşka Gelin
Hoşlandığınız kişiyi etkilemek istiyorsanız, onu İKSV binasının terasındaki X Restaurant’a götürün, üst kattaki Haliç manzaralı bara çıkarın ve bol alkollü bir yaz kokteyli ısmarlayın. Masum bir sohbetle başlayan gecenin sonunda aranızda bir “elektriklenme” olması kaçınılmaz. Size aşık olur mu bilemem ama manzaraya aşık olacağına şüphem yok.
Nahide Motel’de Felekten Bir Gece Çalın
İzzet Çapa’nın Maçka’daki yeni mekanı Nahide Motel’in tatil beldelerindeki yazlık bahçeleri andıran atmosferi sayesinde, içeri adım atar atmaz tatil havasına giriyorsunuz.
Kapıda İskoç etekli erkekler tarafından karşılanıyor, güleryüzlü garsonların ilgisiyle şımartılıyorsunuz.
Mekana nasıl bir ruh hali içinde geldiğiniz hiç önemli değil. “Nahide kızları” olarak bilinen gösteri ekibi, sizi er ya da geç kendilerine benzetiyorlar. Yatak odası konseptli sahnede gerçekleştirilen göz alıcı şovlara kayıtsız kalmak ne mümkün! Bir anda kendinizi “Nahide kızları” ile beraber bel kıvırıp, şarkı söylerken buluyorsunuz. E içki de şişede durduğu gibi durmuyor tabii; beyefendi edasıyla giriş yaptığınız mekandan çeşitli maymunluklar yaparak ayrılıyorsunuz.
Nahide Motel, yazı İstanbul’da geçirecek olanlar için çöl ortasındaki vaha gibi!
Mutlaka gidilmeli, görülmeli…
Haberden Görüntüler
