Bir Aya Neler Sığıyormuş Neler?
Merhaba! Ben New York’tan İtalya’ya (bu sefer Bergamo’ya, Milano’ya yakın çok hoş bir şehir) taşınma işlerini organize ederken, tabii Sandy fırtınasını hiç ama hiç hesaba katmamıştım… Neyse onu da atlattık ya, ben ona bakayım…
Kendimizi Manhattan’da Hurricane Sandy’nin merkezinde buluverdik. SoHo kötü etkilenen bölgelerden biriydi. New York’da günlerce elektrik kesilmesini de yaşamış olduk, hoş ben geçen “black out”da JFK havaalanında İtalya’ya uçmaya çalışıyordum…
Bunları eşime anlatırken, o da bizim 13 sene önce evlenmek üzere Bergamo’ya uçarken de fırtınaya nasıl yakalandığımızı hatırlatıp, bize hep böyle oluyor dedi. O sefer bizim Alitalia uçak kalkan tek uçak olmuştu neyse ki, yoksa kendi düğünümüzü kaçırıyorduk! Sonra, 2006 şubat ayında İtalya’ya (Floransa) taşınırken, uçağımızın kalkacağı gün, kar fırtınası bastırmıştı. Gece lapa lapa kar yağmıştı ve New York bembeyaz karlar altında bir gün felç olmuştu …
Anlaşılan bizim her New York’tan taşınmamız tutunca, bir fırtına kopuveriyor! Vay, biz neler yapabiliyormuşuz, neler!
Umut Köprüsü Projesi (Bridges of Hope Project)
Fırtına derken, Beril’de ne güzel New York’taydı, tam Ekim sonu ve onunla beraber birkaç yerin (Bond St., Boom Boom Room, Nomad) keyfini çıkarttık fırtına öncesi… Ve Çiğdem Acar’ın kurduğu Umut Köprüsü Projesi (Bridges of Hope Project) için 24 Ekim’de düzenlenen geceye de katıldık. O gece ben “co-chair” olmaktan onur duydum. Çocuklar için kütüphaneler açarak onlar için kapılar açmak, daha parlak gelecek yaratmak bu projenin gayesi. Katkılarınızıwww.bohp.orgsitesinden yapabilirisiniz.
Bir New York Klasiği Bond St.
Bond St.’e gittiğimiz gece arkadaşım Misela’nın kurucusu Serra Türker ve kız kardeşleri Lara ve Mina ile beraberdik. Gördüğüm en akıllı ve en güzel üç kız kardeş! Bond St. benim için bir New York “klasiği,” hiç modası geçmeyen bir yer… O gece ilk defa saçımın yeni kesilmiş haliyleydim. Senelerdir, çocukluğumdan beri kakül kestirmemiştim! Anthony J Barrow, Cutler salonlarının sahibi (www.cutlersalon.com), kesti kaküllerimi. İyi ki kendisi ve nişanlısı Selin Çayırlı ile tanışma fırsatım olmuş ve iyi ki onun tavsiyesini dinlemişim! Kaküllerimden çok memnunum çok! New York’a yolunuz düşerse, kesin Cutler’da saçınızı kestirin. Bütün defilelerde mankenlerin saçlarını yapıyorlar. Ayrıca Cutler ismini unutmayın, belki İstanbul’da da bir şube açarlar yakında, kim bilir!
Bu ay sizlere Bergamo’dan yazıyorum… Ve Beril’ciğimin dediği gibi, sizlerle bu ay neler yaptığımı paylaşacağım…
Fırtına bir işe yaradı; James Bond prömiyerini görüp ayrıldım New York’tan diye sevinirken (duyunca pek bir bozuldum) zaten Avrupa’da haftalardır oynuyormuş meğer! Çoğu film normalde Amerika’da gösterime girdiği için, kaçıracağıma üzülüyordum. Yeni Bond filmini hem de açılış sahnesi İstanbul’da olduğu için özellikle görmek istiyordum… Adele’i zaten çok severim, Skyfall şarkısına bayıldım! Filmi gördüğüme yine de memnunum, hatta çok beğendim bu James Bond filmini, her ne kadar benim favorim Sean Connery olmasa da… Ne de olsa, “I am a Bond girl… dana danaaaa!” 1 Ocak’ta after party’de de pek eğlendim… Taşınma yorgunluğunu attım üzerimden.
10 Kasım günü New York’tan ayrıldık ve Bergamo’ya uçtum, küçük kızım Laura Eda ile birlikte. 12 Kasım Pazartesi, büyük kızım Clelia Daphne 3’üncü sınıfa devam etmek üzere burada okula başladı bile!
Roma Film Festivali
Avrupa’ya dönünce en hoşuma giden şey, her hafta sonu istediğin her yere kolaylıkla gidebilmek… Biz de tabii Roma Film Festivali’nde gösterimde olan arkadaşımızın filmini kaçırmak istemedik ve ayağımızın tozu ile 16 Kasım’da James Franco’nun Tar filminin prömiyeri için Roma’daydık. Shruti Ganguly filmin yapımcısı. Turkuaz elbiseyi nasıl güzel taşıyor, değil mi? Shruti’nin kolyesine dikkat ederseniz, ben son “style” ilan ettim onu, çünkü onun takacağı bir başka kolye bir türlü Roma’ya varamadı… Kolyenin gri olanını Angela Caputi’den Floransa’dan eltim için almıştım ve turkuaz taşlı kolyeyi de Hindistan’da 2000 senesinde gittiğimde yine eltim için hediye almıştım… Shruti’ye umarım kendi ülkesinden olan bu kolye şans getirmiştir, turkuaz taşı şans getirir ya!
James Franco’nun “Dream”’ (Rüya) isimli kısa metraj filmi ile açıldı “Tar” (Katran)’ın gösterimi. James Franco sair C.K. Williams’ı canlandırıyor James Franco aynı zamanda filmin rejisörü… Şiirleri adeta filme geçirmeyi başarıyor. Hisleri, duyguları çok güzel anlatıyor. Mila Kunis de C.K. Williams’in eşini canlandırıyor. Bu filmi mutlaka izleyin!
2012 senesi de taşınma ile böylece bitiyor… Bakalım 2013 neler getirecek? Hepinize 2013 senesinin dilediklerinizi getirmesi umudu ile…