Ben Gene Sana Vurgunum…
Bir yaz gecesi tüm yas, keder, bölünmüşlük ve uzaklıklara rağmen kalplerin artık zor bir olabileceğinden herkesin farkında olduğu bir hafta sonunda, sahneye iyi ki Sezen Aksu çıktı.Sahnedeki siyah elbisesi bile tıpkı bir Fado şarkıcısı gibi hüznün farkındaydı sanki… Hiç konuşmadan yepyeni şarkısını söyledi Sezen Aksu: “Unuttun mu beni?” Bu soruyu yeni şarkısını ilk kez okuduğu ödül gecesinden beri sanki hep soruyordu Sezen: “Bu kırlangıç da mı küs bana? …” Belki kısa bir süre önce “taraf” olmasından birçoğumuz gönül koydu Sezen Aksu’ya ve O da bunun farkındalığındaydı tüm kalbiyle. “Unuttun mu beni?” şarkısını ilk duyduğumda da aynı duyguları hissetmiştim: “Hiç mi gelmedim aklına, hiç çalmadı mı o şarkı?” diye sorarken. Belki ben de izleyici tarafında olduğum için tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamıştı, ama bu kırlangıç kıyabilir mi sana? Diyordum küs yapmış kalbimle…
Yıllardır, kim bilir kaç kuşaktır kederimizi, neşemizi ve yasımızı paylaştık Sezen Aksu’yla ve Sezen Aksu birleştirdi hep. Yanlış politikalar, ama özellikle hep siyasiler canı cana düşürüp, nitekim kına zamanı geldi artık ülkeye… Herkes bir diğerine düşman neredeyse ve sadece şarkılar birleştirebilir kalpleri ama bunun için şarkıcının da izleyiciyle empati kurmayı becerebilmesi gerekiyor elbet. Nitekim empati kurarak yine birleştirici oluyordu Sezen… Sahnede iki güzel şarkısından sonra ilk konuşmasını yaparken: “Yas paylaşıyoruz, keder paylaşıyoruz” diyordu ve devam ediyordu: “Birbirimizin elinden tutup dayanmaya çalışacağız, bu zor günlerin üstesinden geleceğiz…” O an bir anne oldu bu topraklara Sezen… Arkasından “Masum değiliz” şarkısı girince de, taraf olmak yerine birleştirici oldu uzun bir aradan sonra: “Masum değiliz, hiçbirimiz…” Bana göre kalplerin bölündüğü bu ortamda yine de en güzel konuşabilen, kalpleri birleştirebilen sadece Sezen oldu…
Irkçı siyaseti yapan Kürtler ve Türkler var. Ama bir de canı yanan anneler. Ama acının dili aynı, çünkü ciğer yanıyor… Ciğer yanınca sadece düştüğü yeri yakıyor üstelik. Bu durumda sözde demokrat süsüyle bölenler de var kalpleri, ihtiyacımız bir olmak oysaki. Maalesef tıpkı X-Men filminde dendiği gibi “Barış hiçbir zaman seçenek olmadı” ama hiç değilse birleştiren şarkılarla bir umut doğabilir…
Sezen Aksu: “İnşallah hiçbirinizin gönlünü kırmadım” dedi konser sonunda ve ekledi: “Sizlere tepeden tırnağa gönül borcuyla doluyum”. Biz de sana borçluyuz Sezen Aksu, derdimize ortak olan şarkılarına borçluyuz, aşkımızı anlayan şarkılarına borçluyuz. Yasak, günah kanun olurken, bir tek aşka boyun eğen şarkılarına borçluyuz. Bir yaz gecesinde şarkılarla kalpleri 2 buçuk saat için bile olsa birleştiren güzel kalbine borçluyuz… Yoksa yandı memleket…
Son albümünde “bakarsın umduğundan iyi geçer yaz” diyor ve öpüyor Sezen Aksu ama şarkılarla, hüzünlere bırakıyor yine. Albümünde hele bir de canınız aşktan yanıyorsa, yaraya tuz basacak şarkısı “Vay” beni perişan ediyor. Sahnede “Vay” Sezen Aksu’nun dilinden dökülürken, bu kederli şarkısını binlerce kişi ezberlemişti, çünkü şarkı sadece aşka değil ülkenin acılarına da yeter diyor sanki acılı acılı: “Vay yine mi keder, ama artık yeter, yine kapıda kara geceler…” Bu zor günler geçer elbet, diyor Sezen Aksu, herkes farkında bu zor günlerin…
Hepimiz farkındayız, birileri hep mazlum, birileri hep sinsi, birileri hep masum ve genç hep kurban… Sahnede herkesin duygularını ayağa kaldıran kent ozanı, yangın kadın, dili ballı Sezen, yine bizi güldürüyordu bir yandan da… Yıllardır makyözü olarak bildiğimiz Suzan Kardeş, artık şarkılar da söylüyor ya, nitekim sahneden laf atanlar oldu sahneye çıksın diye. Sezen Aksu her zamanki muzurluğuyla seslendi: “Suzan gel, müşterilerin burada”…”Ayar” şarkısında etek gibi altına bağladığı balonlarla her rengi bir araya getiriyordu Sezen Aksu ve hep keyiflendiriyordu tatlı dilleriyle: “Sizin için neler yapıyorum bu yaşta; k.ç.ma balon bile takıyorum” diyordu, içten, eğlenceli ve arada da canı nasıl isterse öyle davranarak… Sahne önünde protokolde bakan Egemen Bağış’a da takıldı, bu esprisinden sonra ve artık rahatlamıştı Sezen, gönlünü almıştı herkesin ve şimdi herkes beraberce söylüyordu şarkılarını yine… Sezen Aksu konserlerine 1997 yılından beri hep giderim, kim bilir kaç kez seyrettim sayısını bilmiyorum ve neredeyse her zaman Melike Demirağ’ın Arkadaş şarkısıyla sahneye veda eden Sezen Aksu geleneğini bozmuyor hala. Ama başkalarının şarkılarından da sürpriz bir potpori yapıyor, anılarımıza yerleşmiş birbirinden güzel şarkıları söylerken arkada dev ekranda siyah beyaz fotoğraflar geçiyordu. Zamanında hep rakip gösterildiği Nilüfer’in meşhur ettiği Kayahan şarkısı “Esmer Günler” den, “taklidini yaparak söylediği Nükhet Duru şarkısı “Ben Gene Sana Vurgunum”a kadar öyle güzel şarkılarla öyle güzel duygular ve nostalji duygusu yaşattı ki… Hatasız Kul Olmaz, Öyle Sarhoş olsam ki, Öyle bir geçer zaman ki, Leylim ley, Dağlar Dağlar, Sessiz Gemi ve bu ülkenin tüm insanlarının kalplerini birleştiren şarkılar… Arkada siyah beyaz fotoğraflarda Nilüfer, Nükhet Duru, Barış Manço, Cem Karaca ve daha birçok anımızla beraber son olarak Aysel Gürel… Ne güzel diyordu Aysel Gürel , “Sultan Süleyman “ şarkısının sözlerinde: “Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz”… Kimseye kalmıyor dünya ve Sezen de diyor ki: “ Ama fazla da üzülme, hayat bitiyor bir gün”…”O zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz.” O zaman bir daha sorma Sezen, o kırlangıcın küs olup olmadığını, çünkü ben gene sana vurgunum, biz hepimiz bir olur yine bir sana vuruluruz…
Cenk Erdem