Adil Yıldırım: Kendini Bilme Sanatı
Mutlu ilişkilerin ortak noktası ne biliyor musunuz? Özel hayatında ne istediğini bilen ama daha önemlisi neye ihtiyacı olduğunu bilen insanlar mutlu ilişki yaşıyorlar. Her şey, ne istediğini bilmekle başlıyor.
Kafası karışık olan bir insanın başarıya ulaşması nasıl imkansız oluyorsa aynı şekilde özel hayatında ne istediğini bilmeyen ve sadece “bir ilişkim olsun” diye düşünen insanlar da aynı şekilde başarısız ilişkilerde sürüklenirler; çünkü her yolculuk bizim içimizde başlar ve finalde yine bize ulaşır. Hayatımızda olmasını istediğimiz partnerimiz bizim yansımamızdan ibarettir. Bizden parçalar ararız onda ve belki de eksiklerimizi kapatacak, dolayısıyla bizi tamamlayacak bir insan olmasına önem veririz.
Oysa; ne olursa olsun yeter ki bir ilişkim olsun diye düşündüğümüz zaman artık nasıl bir insan olacağının bir önemi kalmaz, yalnızlıktan kaçarken sığındığımız güvenli bir liman aramaya başlarız ve onu ilk bulduğumuzda bizi mutlu eder. Zaman geçtikçe ve onu daha yakından tanıdıkça aslında bize pek de uyumlu bir insan olmadığını ve dolayısıyla aramızda dünyalar kadar mesafe olduğunu görmeye başlarız. İşte tam da bu noktada şüpheye düşeriz; acaba bu insanla devam etmeli miyim yoksa beni gerçekten mutlu edecek ve bana heyecan verecek birini bulmak için mücadele etmeye değer mi?
Yakın çevremizdekilere sorduğumuz zaman bizi yanıltan ve asla objektif olmayan yanıtlar alırız: “Bu devirde iyi bir insan bulmak kolay mı? Neden kendini riske atıyorsun, sen elindekinin kıymetini de bilmiyorsun, bunu da kaybedeceksin bu gidişle!”
Bize tepki gösteren ve oturduğu yerden yorum yapan bu insanlar bizim duygularımızı bilemezler ancak, onlar için konuşmak kolaydır; oysa kalbimiz asla yalan söylemez ve ezbere bir ilişkide devam etmek bizi mutlu etmez. Yeniden ihtiyaç analizi yapmamız gerekir ve gerçekten ne istediğimizi kendimize itiraf etmeden huzur bulamayız.
Her insanın geldiği yaşam yolculuğu nasıl farklıysa, bir ilişkiden beklentileri de farklı olacaktır ve çevre baskısından etkilenmeden, kendi istediği hayatı yaşamayı başaran insanlar mutluluğu bulacaktır. Kendini bilmek bir sanattır ancak, hayatta belirli bir olgunluğa ulaşmadan bu sanatı icra edebilmek kolay değildir. Kendine dürüst olabilenler ve eğer ilişkiden tutku istiyorsa bunu açıkça söyleyebilenler, ihtiyacını kovalayanlar hayatı yaşamış sayılırlar. Kendine gem vuran, sürekli çevre baskısı altında yaşayanlar ise yıllar geçtikçe gözlerindeki pişmanlığı aynada görürler.
Hayat, kişiye özel bir tasarımdır ve her insanın yürümesi gereken yol farklıdır. Kendi yolunda yürüyenler ve kendini bilenler için sonsuz fırsatlar denizi önümüzde uzanmaktadır.
Aşk, tutkulu bir yolculuktur ve sadece yüzleşmeyi bilenleri mutluluğa ulaştırır. Kendini kandıranlar için aşk, asla ulaşılması mümkün olmayan bir ütopyadır.