21 Aralık Uyanış
Geçen hafta, kendimi akışına bırakmaya mecbur olduğum günlerden birinin bitkin akşamında bilgisayarımın başına geçip, sevdiğim bir arkadaşımın “mutlaka oku ilgini çekecek” başlığıyla gönderdiği maili okumayı bitirdiğimde bu kadar etkileneceğimi tahmin etmemiştim.
Konu özellikle son bir yıldır sıkça bahsedilen “Foton Kuşağı”nın yaklaşması ile ilgiliydi. Birçoğumuz gibi ben de geçtiğimiz aylarda bu varsayımla ilgili birtakım yorumlar duymuştum ancak bu kadar detaylı bir anlatım ve açıklama elime geçmemişti. Benim yerimde bir başkası olsa belki de okumaktan sıkılır yarıda bırakırdı ya da gülüp geçerdi ama benim gibi çocukluğundan beri astrolojiye, psişik yeteneklere, telepatiye, telekineziye, kısacası gizemin her türlüsüne meraklı biriyseniz, böyle bir mailin gelmesi sıradan gecenize renk katar. Tabii ki daha sonra bununla da yetinmeyip foton enerjisinin ne olduğunu “Google”ladım, o da yetmedi konuyla ilgili en detaylı bilgiyi içerdiği söylenen Virginia Essene’in yazdığı “Galaktik İnsan” adlı kitabı da karıştırdım. Hepsindeki ortak nokta 21 Aralık 2012 tarihi itibariyle tüm insanlığın hatta tüm dünyanın ve dünyada yaşayan canlıların çok yüksek bir enerji düzeyine geçecek oluşu. Söylendiğine göre bu öyle güçlü bir enerji dalgası olacak ki dünya ile birlikte tüm güneş sistemi de 3’üncü boyuttan 5’inci boyuta geçecek. Tüm evren ve insanlık için iki bin yıl sürecek bir uyanış çağı başlayacak. Tabii ki her şey bir anda olmayacak ama yavaş yavaş algılardaki perdeler kalkacak, çakralar yedinci seviyeden on ikinci seviyeye yükselecek, insanların psişik yetenekleri ortaya çıkacak, en önemlisi maneviyatın öne çıktığı saf sevgi boyutunun yaşanacağı yeni bir dönem başlayacak. Bu arındırıcı etki zaman içinde okyanuslar, akarsular, denizler ve göllerde de kendini gösterecek ve insanlığın yıllar boyu tahrip ettiği sular bile bu enerjiyi emecek ve temizlenecek. Yeni doğanlar anne ve babalarından çok daha üst boyutlara geçecek ve onlarla deneyimlerini paylaşacak. Evrende cansız hiçbir şey olmadığı için, tüm evrenin ve diğer evrenlerin canlı olarak farkındalığını ve onlarla telepatik olarak iletişimde olmanın aydınlanmasını yaşayacağız. Geçeceğimiz yeni boyutta doğduğumuz günden itibaren şartlandırıldığımız dualite/ikilik inancı olmayacak. Bir başka deyişle sevgi, nefret, aydınlık, karanlık, yin&yang olmayacak; yalnızca saf sevgi boyutuna ulaşılacak. Buraya kadar hoşunuza gitmedi mi? 21 Aralık diye geçiş tarihi bile verilmiş, hem de ne şahane vaatler kim istemez böyle bir topluma, böyle bir dünyaya dönüşmeyi? Anlatılanlar hep iyimser, hep ümit verici. Haliyle okumak iyi geliyor insan içinden “Aman ne hoş, her şey çok güzel olacak, yazılanlara bakılırsa ozon tabakası bile kendiliğinden tamir olacak şu işe bak” diyor. Dünyamızı bile hor kullandığımız, ilişkilerin, arkadaşlıkların, sevginin değerinin bilinmediği, korunmadığı her şeyin kolayca tüketiliverdiği şu zamanda böyle şeyler duymak iyi geliyor insana. “Foton Kuşağı” teorisinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini hep birlikte göreceğiz nasıl mı? Söylenenlere göre bu ayın 21’inde tüm dünya tam üç gün boyunca zifiri bir karanlığa gömülecek, hiçbir teknolojik cihaz çalışmayacak öyle ki sokağa bile çıkılamayacak ve bu geçiş döneminden sonra bir anda güneş yeniden doğacak bundan beş altı gün sonra yaklaşık 27, 28 Aralık gibi yeni dönüştürücü, iyileştirici etkileri hissetmeye başlayacağız. Ne diyelim hep birlikte göreceğiz. Ne olursa olsun kendi enerjimizi yüksek tutmak, farkındalığımızı arttırmak, evrene ve tüm varlıklara sevgiyle yaklaşmak önce kendi elimizde… Hepinize sağlıklı, şanslı ve çok mutlu bir yıl diliyorum!
AKYA’DAN ÖNERİLER
İzleyin:
Anna Karenina: Başrolünü Keira Knightley’in üstlendiği ünlü romanın film versiyonu mutlaka görülmeli.
Les Miserables: Anne Hathaway‘in uğruna neredeyse 40 kiloya düştüğü Victor Hugo’nun ünlü eserinin film versiyonunu merakla bekliyorum.
Okuyun:
Londra Bulvarı: Ken Bruen
The Litigators/Davacılar: John Grisham
Ve Günler Yürümeye Başladı: Eduardo Galeano.
Dinleyin:
1 Aralık Cumartesi akşamı Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda Tekfen Filarmoni Orkestrası, Çinli ünlü Keman Virtiözü Ning Feng’i ağırlayacak ben kaçırmak istemiyorum.
Akya’nın yeni yıl trendleri:
–Bu kış sade kokteyl elbiselerinizi süslemek için tasarlanmış birbirinden şık, işli, taşlı, rengarenk yakalar çok moda. Prada’dan, Marc Jacobs’a, Dannijo’dan Asos’a kadar tüm modaevleri anlaşmışçasına yakaların en göz alıcılarını yapmış adeta.
-Stella Mccartney’in “pencil skirt”lerini beyaz gömleklerle kombinlemek çok moda.
-Chanel’in yılbaşına özel çıkardığı Xmas serisi ojeler çok güzel.
-Saçlarınız için Aveeno “dry shampoo” kuru şampuan dumanlı ortamlarda kurtarıcı, yoksa Sephora’nınkini alabilirsiniz.
-Yılbaşında evinizin her yanı mis gibi koksun diyorsanız I Joe Malone mumları evinizden eksik etmeyin.
-Yeni yıl gecesi için bir planınız varsa “Jay Ahr” kokteyl elbiselerine mutlaka göz atın.
-2013’te gardırobunuza en az bir barok desenli parça, bir de klasik tweed çanta ekleyin.
-Canınız tatlı çektiğinde New Tree’nin %73 kakao içeren vişneli siyah çikolatasından atıştırın.
-Demode olmadan gardırobunuza bir peplum parça katın.
-Yeni yıl ruhunu Aralık ayı boyunca canlı tutmak için evde çocuklarla Tchaikovsky Fındıkkıran’ı dinleyin.
-Zara Home’dan kırmızı bir masa örtüsü alın üzerine kokina çiçeklerden bir aranjman yapın ve bu ay öylece bırakın kokinaya hiçbir şey olmaz.
-Kiehl’s Argan yağlı vücut losyonu ile cildinizi nemlendirmeyi de unutmayın!