ZT: Güneşten Gelen İlham
Özgün kimliğiyle hem yurt içi hem yurt dışında çalışmaları yakından takip edilen moda tasarımcısı Zeynep Tosun, hazır giyim markası ZT’nin güneşten ilham alan ilk koleksiyonu “From Anatolia to Sirius”u MAG Okurları için anlatıyor…
Couture koleksiyonlarınızın yanı sıra, verdiğiniz danışmanlıklar ve piyasaya sunulan hazır giyim koleksiyonlarınızın yakaladığı başarı gerçekten dikkat çekiciydi. Günlük kullanıma dair tasarımlarınızın bu kadar sevilmesi ve ilgi görmesi ZT’yi hayata geçirmenizde tetikleyici bir motivasyon oldu mu?
Hem güzel bir motivasyon, hem de olmazsa olmaz bir gereklilik hali doğurdu diyebilirim. Bahsettiğiniz gibi tek bir çatı altında çok yönlü bir çalışma alanım var. Bugüne kadar tüm çalışmalarım tek bir marka; “Zeynep Tosun” çatısı altında sunuldu. Ana başlık moda olsa da, çalışma alanındaki bu çeşitliliği düzenlemek, tasarımlarımın tüketici algısında çok daha rahat ayrıştırılması ve konumlandırılması için önemli bir adımdı. Ayrıca sahiplendiğim, Anadolu’dan edindiğim bu mirası geleceğe taşımak noktasında, günümüz trendlerini yakalamak ve insanlara günlük yaşamın her alanında dokunabilme yeteneğine sahip olmak benim için çok önemliydi. ZT bu yeteneğe sahip, gen, dinamik ve bu mirası hayatımızın doğal bir parçası olarak yaşatabilecek bir marka olarak tasarlandı. “From Anatolia to Sirius” koleksiyonu gibi, devam projeleri de aynı misyona hizmet etmeye devam edecek.
Güneşten ilham alan “From Anatolia to Sirius”un hikâyesini ve tüm detaylarını anlatır mısınız? Nasıl doğdu?
Bilindiği gibi Anadolu ve dünya genelinde tüm antik yapılar aslında çağının çok daha ilerisinde bir matematik ve astronomi kullanılarak, takım yıldızlara hizalandırılarak inşa edilmiş. Binlerce yıldır değişmeyen en büyük içgüdümüz, gelecek arayışımız için gökyüzüne bakmamız. ZT’nin ilk koleksiyonunun ana ilham kaynağı “güneşin doğduğu yer” anlamına gelen “Anadolu” ve Anadolu’yu gelecek ile harmanlama fikrinden yola çıkıyor.
Renklerimiz ilhamını güneşin doğumundan, güneş sayesinde oluşan klorofil renginden ve Anadolu’nun tozlu ovalarından alıyor. Turuncunun tonlarını, bej ve taş renklerinin varyantlarını gördüğümüz koleksiyonumuzda yeşil oldukça baskın. Parlak dokuların, modernize edilmiş etnik el işlemeleriyle ve geleneksel keten etamin kumaşı ile zıt kullanımlarını görüyoruz. Feminen korse detayları, el örgüsü minik parçaların oversized ceketler ve kargo pantolonlarla birleştiği koleksiyonda ultra modern bir stil göze çarpıyor.
Bu koleksiyonda detaylarda ve desenlerde bol bol Anadolu ve gökyüzünü karıştırdığımız işler yaptık. Tüm el işlerimiz yıldız, ay ve güneş şeklindeki metal aksesuarlarla örüldü. Elli dört parçadan oluşan bu ilk koleksiyonda desenlerimizin tamamı kendi tasarımımız. Anadolu’yu tasvir eden güneş ve Anadolu’da yaşamış medeniyetlerin sembolleri ile tasvirlerinden oluşan bir tasarım. Modern örgü stilleri kullanarak, gökyüzünü temsil eden yeni ay, yıldız, dolunay ve güneş şeklinde metal pullarla örülmüş kumaş karışımı olan elbiseler, minik büstiyerler, etekler ve şapkalar koleksiyonun en değerli parçaları.
Zeynep Tosun imzası olan, Kastamonu işi, el yapımı metal aksesuarlı püskülleri; desenli etek, gömlek ve crop ceketlerin yanı sıra vazgeçilmez bir Zeynep Tosun öğesi olan pelerinlerinde de kullandık.
Tasarımlarınızdaki bu dokunuşlar, aksesuarlar, başlık ve pelerinler, korseler, tek tek işlenen semboller; sanki giyen kişiyi bir hikâyenin kahramanına dönüştüren gizli detaylar gibi…
Evet, aslında her koleksiyon gerçekten bir hikâye. Geleceğe taşımaya çalıştığımız mirası işlediğimiz hikâyeler. Koleksiyonun her bir parçası da bu hikâyenin bir sayfası gibi. Açıkçası kıyafetlerin de bir enerjisi olduğuna inanıyorum ve insanların enerjilerine göre giyinmelerinden yanayım. Kostümsel detayları çok seviyorum, bu enerjiyi ortaya çıkarmada oldukça etkili detaylar. Ayrıca bu enerjinin kullanıcıyla bütünleşmesi inanılmaz bir etkileşim. Tam olarak yapmak ve hissettirmek istediğim bu.
O zaman ZT kadını da “kahraman” olarak kimliklendirilebilir mi?
Genç ve dinamik bir kadından bahsediyoruz. Cesaretli ve eklektik bir tarzı var. Kültürler ile çok ilgili, yeni fikirlere ve konseptlere açık, dünyayı yakından takip eden bir kadın. Evet, aslında ZT kadını dünyanın ihtiyaç duyduğu, yeni nesil bir kahraman. Geleceğin ve değişimin, kadının ellerinden doğduğuna inanıyorum; bence her kadın birer pelerini ve tıpkı bir yıldız gibi parlamayı hak ediyor.
Son olarak, misyonunuzdan bahseder misiniz? ZT de tıpkı Zeynep Tosun gibi bu misyonun öncü markası olacak mı?
Kesinlikle. ZT de tıpkı şemsiye markamız “Zeynep Tosun” gibi bu misyonu üstlenen ve gelecek nesillere taşıyacak olan belki de en dinamik parçamız. Ürünlerimizin neredeyse %80-90’ında el işi kullanılıyor. Zeynep Tosun markasıyla seneler boyunca üretimimizi büyüttük, yüzlerce kadınla çalışmaya başladık. Kapımızı çalıp iş isteyene iş verdik ve en önemlisi sürdürülebilir ve yeni nesle aktarılabilir olması için tüm bunları hep adil kazanç ve doğru ücretlendirme politikalarına uygun yaptık. El işi benim çok sevdiğim bir değer, üretim için çok zahmetli bir süreç, her el biricik ve birbirinden farklı. Bir standart yakalamak için işi çok iyi bilmeniz gerekiyor. Şimdi ZT ile çok daha fazla kadına iş verebiliyoruz. Moda sektöründe nasıl ki büyük satış hedefliyorsunuz, aynı zamanda işin kültürel tarafını da düşünmeniz lazım. Sizi siz yapan, bir markayı kimliklendiren şeyler bunlar. “ZT” de, “Zeynep Tosun” da her zaman bu farkındalıkla, aynı amaçlara hizmet ederek bu yola devam edecek.
