Uzun Süreli Moda L’eauphant
Sektörün tekdüzeliği üzerine özgün bir marka yaratma hedefiyle Fikriye Elvin ve Hatice Etem tarafından kurulan L’eauphant, sürdürülebilir modaya odaklı tasarımlar hazırlıyor. Zamansız parçaların önemini bilerek yolculuğunu sürdüren marka, kullanıcılarına “giy ve çık” yaklaşımı ile zarif ve sofistike ürünler sunuyor.
Markanızın kuruluş hikâyesini paylaşır mısınız? Tasarımlarınızdaki ilham kaynağınız nedir?
Öncelikle iki kadın tüketici olarak kadın hazır giyim ürünlerindeki problemleri çok iyi biliyorduk. Kalıpçı kaynaklı gerek kalıp gerekse serileme hataları, kesimhane ve atölye kaynaklı dikiş hataları ve dikiş kalitesizliği, firma kaynaklı maliyet düşürme çabalarından dolayı kalitesiz malzeme, incecik astarsız kıyafetler ve burada saymakla bitmeyecek bir yığın sorun. Bir de tüm bunlara ilaveten özgünlük konusundaki problemler; tekdüze, benzer ürünler. Kısaca toparlamak gerekirse; Augie L’eauphant markamızda olduğu gibi kadın markamızda da içselleştirdiğimiz en büyük motivasyonumuz piyasadaki tekdüzelik. Klasik ama modern tarzın birbirine çok iyi harmanlandığı özgün bir Türk markası yaratmak nihai hedefimiz. Gereksiz tüketimi engelleyen, kaliteli, zamansız ve sahip olmaya değer kıyafet ve ürünler. Yirmi beş yaşındaki genç bir kadın on yıl sonra bile bizden aldığı bir kıyafeti aynı heves ve öz güven ile giyebilmeli. Bu bağlamda doğru bir marka çizgisi oluşturmak ustalık ister. En temel dürtümüz, Türk kadınlarına hak ettikleri kalitede ürünleri onlar için ulaşılabilir kılmak; tasarımlarımızdaki ilham kaynağımız da aslında tamamen bu!
Kumaş seçimleriniz, tercih ettiğiniz renkler, kesim ve dikim tekniklerinizden bahseder misiniz? L’eauphant’ın imzasını nasıl tanımlıyorsunuz?
“Refined elegance”; markamızın imzası bu! Zarif, sofistike ve modern kesimler. Her kumaştan her kalıbı uyarlamaya çalışmamak; kaliteli ve olması gereken gramajda kumaşları doğru kesim ve kalıp ile buluşturmak. Her koleksiyonda kullandığımız kumaş, kesim ve dikiş teknikleri tabii ki tasarımına göre değişiklik gösteriyor ama markamız için belirlediğimiz belli başlı sınır ve kurallar var. Dekoltenin ölçülü kullanımı, kaliteli kumaşlar ile kadın hatlarına saygı duyan kesimlerin tasarlanması, kumaşın uygunluğuna göre tercih edilen astar ile tulumlama veya kaplama yapılması, işlem aralarında gerekli olan ütülerin asla atlanmaması, iç dikişlerin temiz olması ve tek tek jelatinlenmiş olarak askıda tarafımıza teslim edilmesi; asla ödün vermediğimiz kurallarımızdan bazılarıdır. Az ve öz, zamansız kıyafetler yaratmak; nihai marka hedefimiz tam olarak bu!
L’eauphant’ta hangi ürünler bulunabilir?
Tasarımlarımızda ilham aldığımız çok geniş bir zaman dilimi var. Her devrin ve ırkın kıyafetlerinden ilham alıyoruz ve önceki yüzyılların moda konseptini baz alarak günümüzün yaşam şekliyle harmanlıyoruz. L’eauphant’ta “giy ve çık” yaklaşımı ile üretilmiş, genelde elbise olarak tek parça şık, ama biraz spor şık kıyafetler hâkim. Akşamları hemen hemen her yere giyilebilecek sade şık parçalarımızda; geriye sadece üstüne alacağı belki deri bir ceket, belki suni bir kürk ceket veya mevsimine göre bir şal ve ayağına giyeceği bir çift ayakkabı kalıyor. İkili setlerimizde yine aynı tutum hâkim. Özellikle yaz aylarında bir kahverengi, bir siyah sandalet veya gold bir çift sandalet yeterli. Giy ve çık. Üzerinde çalıştığımız ürün veya tasarım ne olursa olsun tutumuz hep aynı: Az ama öz üret, zamansız ol!
Markanızın sürdürebilirlik açısından dikkat ettiği noktalara değinir misiniz?
Sürdürülebilirlik konusuna birçok farklı açıdan yaklaşıyoruz. Az ama öz zamansız parçalar üretmeye, sürdürülebilir kumaşları tercih etmeye özen gösteriyoruz. Markamızın başta gelen amacı “az ama kaliteli üretim ve daha az tüketim”, hem kaynak kullanımı hem de tüketici yararına. Nihai tüketici malı satın alandır fakat üretici de bir tüketicidir; imalat için malzeme gereklidir. Bu durumda üretimin kendisi başlı başına tüketimdir. Bunu asla unutmamak gerekir. Daha kumaşı üretmeden kumaşı dokumak için kullanılacak iplikle başlar tüketim ve kaynakları tükete tükete nihai kullanıcıya ulaşır ürün. Ürün kaliteli malzemelerden üretilmiş ve tasarımı zamansızsa, uzun yıllar kullanılabilir, bir sürdürülebilirlik vardır kendi içinde ama o sezona ait çok spesifik bir ürünse, bir de kalitesiz bir şekilde üretilmişse, nihai tüketicinin parası ve kullanılan tüm kaynaklar ziyan edilmiş olur, bir daha geri gelmemecesine. Bu nedenle, eğitimli ailelerden gelen eğitimli bireyler olarak biz, kıyafetlerimizde uzun süre kullanılabilecek zamansız tasarımlara, kaliteli ve sürdürülebilir kumaşlara, kaliteli malzemeye öncelik veriyoruz. Kumaşları kendimiz arayıp buluyoruz ve beğendiğimiz kumaşı bize gerekli olan miktar kadar verebilecek firmalarla çalışıyoruz; kumaş israfından kaçınıyoruz, çünkü bu kumaşlar döviz bazlı satılıyorlar, ziyan olmaması gerekiyor. Bu sektör millî servetin bir parçası, üreticinin ve tüketicinin bunu çok iyi anlaması gerekiyor. Genel olarak yerli üretim kumaşlar kullanıyoruz; ülkemizde gerçekten iyi üreticiler var. Markamızın nihai hedefi iyi kalite kumaşlarla az ve öz sayıda üretim yapmak ve bilinçli tüketiciye uzun vadeli kullanabileceği zamansız ve özgün ürünler sunabilmek.
Modanın değişen dinamiklerinde L’eauphant nasıl bir yaklaşım benimsemeyi hedefliyor? Gelecekte markanızda nasıl yenilikçi projelere imza atmayı planlıyorsunuz?
Modada hızlı değişim sadece tüketiciye yönelik bir aldatmacadır bizce. Kaliteli klasik ürünler vücut ölçünüz değişmediği sürece on beş ila yirmi yıl sonra da bulunduğu yerden çıkartılıp rahatlıkla giyilebilir; hatta kişiden çocuğuna veya torununa bile ileriye dönük hatıra olarak kalabilir. Bizim gibi çalışan markalar için değişen dinamiklerin içerisinde gözle görülmeyen bir sabitlik vardır. Trend nasıl olsa bir döngü içerisinde zamanı geldiğinde sahneye geri gelecektir; asıl önemli olan uzun vadeli zamansız kıyafetlerin birçok farklı parçalar ile rahatlıkla kombinlenebilmesi. Bize göre değişmeyen yegâne dinamik bu; zamansızlık! Kalıcılık kaliteli klasiktir.
