Uzm. Dr. Özge Banu Öztürk 2025–2026 Estetik Trendleri: “Soft Face” ve “Tweakments”
Estetik dünyasında hızla değişen trendleri açıklayan Dermatoloji Uzmanı Özge Banu Öztürk, abartılı müdahaleler yerine doğallığı öne çıkaran “soft face” ve “tweakments” yaklaşımlarını anlatıyor ve gençleşmek isteyenlere öneriler veriyor.
Son yıllarda estetik dünyasında büyük değişimler yaşanıyor. Hepimiz tabii ki genç kalmak, uzun yaşamak istiyoruz. Son zamanlarda bunu isterken, başvurulan medikal estetik uygulamaların; yüzümüzde doğallıktan uzak, büyük ve dramatik farklılıklar yaratmasından çok, “doğal, fark edilmeyen küçük dokunuşlar” şeklinde olmasını arzu ediyoruz. 2025 ve 2026 yıllarında öne çıkan bu yaklaşım, uluslararası literatürde “soft face” ve “tweakments” olarak anılıyor.
Neden “Soft Face”?
Geçmişte, hyalüronik asit (HA) dolgularıyla, orta yüzün ve çene hattının belirginleştirilmesi ile yüzü “daha dolgun” hâle getirme trendi hâkimdi; ancak, zaman içinde bu yaklaşımın istenmeyen sonuçları ortaya çıktı.
Fazla miktar ve tekrar uygulanan hyalüronik asit dolgular sebebiyle yüzde dudakta, çenede, hatta burunda ödem, dolaşım bozukluğu ve lenfatik dolaşımının bozulması sonucunda, yüzler büyüdü, yüzün ifadesi arzu edilen olumlu yumuşak değişimden çıktı ve kişiler kendi kimliğinden uzaklaşıp yabancılaşma hissetmeye başladılar, yani tıp literatüründe geçen ifadesiyle “alienization”.
Bu durum özellikle şu nedenlerle gelişti:
- Aşırı dolgu kullanımı: Özellikle elmacık kemiği, göz altı ve dudaklarda fazla hacim.
- Yanlış teknik: Dolgunun yüzeysel katmanlara veya yanlış bölgelere uygulanması.
- Uzun süreli kalıcılık ve migrasyon: Yapılan dolgunun yıllar sonra bile kalıntı bırakabilmesi ya da yer değiştirmesi.
Sonuçta maalesef yüzümüzde doğal görünüm kayboldu, tanınmaz hâle geldi. Cilt genleşmeye, incelmeye ve kırışmaya yatkın hâle geldi. Hyalüronik asit dolguların fazlası da antiaging değil, proaging, yani yaşlanmayı tetikler hâle geldi. Yüzler gençleşmek yerine “yabancılaşmaya” başladı. Pek çok kişi, uygulamalardan beş ila on yıl sonrasında mutsuzluk hissetmeye başladı.
Küçük ve Akıllı Dokunuşlar: “Tweakments”
2025 ve 2026’da öne çıkan yaklaşım ise, küçük dokunuşlarla doğallığı ön planda tutan minimal ve katmanlı uygulamalar…
- Cilt kalitesini arttırmak: Dolgudan çok, cilt parlaklığını ve elastikiyetini arttıran “skin booster” tedaviler, polinükleotid ve biyostimülatör enjeksiyonlar.
- Mikro dozlarla gençleşme: Küçük miktarlarda botoks, dudak çevresinde hafif kaldırma (lip flip), ince kırışıklıkların yumuşatılması.
- Ultrason eşliğinde güvenli ve yeterli dozda enjeksiyonlar: Artık birçok merkezde enjeksiyonlar ultrason kılavuzluğunda yapılıyor; böylece hem komplikasyonlar azalıyor hem de dolgu miktarı ile kalıntıları kontrol edilebiliyor.
- Kademeli planlama: Tek seansta dramatik değişim yerine, birkaç seansa yayılan küçük iyileştirmeler tercih ediliyor.
“Ozempic Face” ve Yeni İhtiyaçlar
Son dönemde kilo kaybı ilaçlarının (GLP-1 grubu) yaygın kullanımı, yüzdeki yağ doku hacminin hızlı kaybına neden oldu. Bu durum, “Ozempic face” olarak bilinen çökmüş, yaşlı görünüme sebep oldu; mutsuz ve sarkmış yüz ifadesi zayıflama ilaçları kullanan kişileri mutsuz etti.
Yeni trend, “soft face”, bu problemi abartılı hyalüronik asit dolgularla değil, küçük hacimler, kolajen uyarıcılar, biyostimülatörler ve cilt kalitesini arttıran tedavilerle düzeltmek yönünde.
Medikal estetik uygulamalara istekli, daha önce yüzüne herhangi bir işlem yaptırmamış ancak, gençleşmek isteyenlere bazı önerilerim olacak:
- Doğallığın çekici olduğunu unutmayın: Büyük değişimler yerine, küçük ve size özel dokunuşları tercih edin.
- Kimliğinizi koruyun: Yüzünüzün, sizi siz yapan özelliklerini kaybetmeyin. Mükemmel değil, özgün kalın. Bazı kusurlarımızın bizi özgün ve farklı kıldığını unutmayın.
- Cilt sağlığına yatırım yapın: Dolgu yaptırmasanız bile nem, elastikiyet ve parlaklığı artıran tedaviler genç görünüm sağlar. Estetik operasyonlar cilt kalitesini hedef almaz. Operasyon sonrası iyileşmeyi korumak için de cilt kalitesini korumaya odaklanın.
- Medikal estetik uygulamalarda uzman hekim tercih edin: Uygulamaların mutlaka tıp eğitimi olan, yüz anatomisine hâkim hekimler tarafından yapılması gerekir. Hekim olmayan kişilere ve merdiven altı kuruluşlarda enjeksiyon yaptırmayın. Yapılan tüm uygulamaların, kullandığınız kozmetiğin bile genel sağlığınıza etkileri olduğunu her zaman aklınızda tutun.
- Geri dönüş yolu olsun: Serum fizyolojik, hyaluronidaz veya bazı cihazlar ile, gerektiğinde dolguların çözülebilir, yok edilebilir olduğunu bilin ve bu seçeneğin sunulduğundan emin olun.
Cilt kaliteniz ne kadar iyiyse o kadar genç kalır, parlarsınız. Yüzünüz size aittir; estetik, sizi yabancılaştırmamalı, aksine sizin en iyi hâlinizi görünür kılmalı. Sevgiyle, neşeyle, sağlıkla kalın…