Şule Fırat: Sağlıklı Alışkanlıklar
Küçük yaşlardan itibaren sporla iç içe olan kişisel antrenör Şule Fırat; beslenme ile sporun birlikte yürütülmesinin önemini aktarırken, pilatesin insan bedenine olan faydalarını detaylandırıyor.
Kendinizi tanıtır mısınız?
İstanbul doğumluyum. Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi mezunuyum. Sporla, ilk olarak ortaokulun başında, okulumuza gelen voleybol antrenörünün beni keşfetmesi ile tanıştım ve o tanışmamla hayatımı etkileyecek bir serüvene ilk adımımı atmış oldum. İstanbul’da, üniversite hayatına atılana kadar çeşitli kulüplerde voleybol oynadım. Ailemin, bana sporculuk sürecimdeki desteği, sporu meslek olarak seçmemi sağladı. Üniversite ile birlikte sporun antrenörlük tarafına ve özellikle de pilates antrenörlüğüne yöneldim. Antrenörlük eğitimimde, bana iyi gelen şeyin aktif sporun yanında, insanların hayatlarına dokunabilmek ve yaşam kalitesini arttıran detaylar sunabilmek olduğunu fark ettim. Böylece, lisans eğitimimin ilk yılında başladığım pilates antrenörlüğüne tüm enerjim ve isteğimle devam ediyorum. İşime enerjimi yansıtabildiğim bir mesleğim olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum.
Başarılı olma kriteriniz nedir?
Bir antrenör olarak kendimi geliştirmenin ve büyümenin peşindeyim. Mesleğimi severek yapmam, başarılı olma kriterlerimin kesinlikle en başında yer alır. Hayatta her şeye üşenirim; fakat söz konusu mesleğim olduğunda hiçbir şeye üşenmem ve enerjim daima yüksektir. Öğrencilerimin stüdyodan mutlu ve keyifle ayrılması benim için çok önemli. Asıl amacım; onların bedenlerindeki güçlü yanlarını ortaya çıkararak, kendilerine inanmalarını sağlamak. Bu amaca bizzat şahit olmak hem bana hem öğrencilerime hem de başkalarına ilham olmuştur.
Mesleğinizin en keyifli taraflarını paylaşır mısınız?
Benim işim, öğrencilerimin yaşam alışkanlıklarını sağlık yolunda ilerletmekten geçiyor. Her gelen kişi farklı bir hayat akışı içinde ve bu akışta sadece kendilerine ayırdıkları zaman dilimini benimle ders yaparak geçirmeleri benim için çok anlamlı. Bu, işimin en keyifli tarafı. Bir başka en keyif aldığım nokta ise; tabii ki öğrencilerimden gelen, hem onları hem beni gerçekten motive eden sağlık ve estetikle ilgili geri dönütlerin olması. Bu geri dönütleri aldığımda, bu mesleği seçtiğim ve insanların hayatlarına dokunabildiğim için kendimi çok mutlu hissediyorum.
Pilatesin faydalarından bahseder misiniz?
Pilates; beden, zihin ve ruh bütünlüğünü sağlayıp bedenimizi tüm kaslarıyla beraber güçlendirerek esneten bir egzersiz sistemi. 1930’lu yılların başında Joseph Pilates, “kontroloji” adını verdiği bu sistemin, postürü düzelttiğini, yaşama gücünü restore ettiğini ve kişinin kas gücünü geliştirerek bedenin zorlu görevleri yerine getirebildiğini belirtmiştir. Ayrıca bu egzersiz sistemi, uyku kalitemizi arttırıp pozitif ruh halimizi de geliştirir. Bu sebepledir ki herkes, çok geç olmadan, mucizevi olarak adlandırdığımız egzersiz sistemiyle tanışmalı ve hayatlarının bir köşesinde ona muhakkak yer vermelidir.
Ülkemizin yaşadığı karantina dönemindeki hareketsiz hayat, mesleğinize nasıl yansıdı?
Hayat o süreçte herkese yavaşladı. Hayatın yavaşlamasıyla beraber kaos ve stresin yarattığı psikoloji, insanların egzersiz ve spor düzenini değiştirdi. Ben bu süreçte hem bu psikolojiyi yenmek hem de öğrencilerimin kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlamak için derslerime önce online, sonra açık havada devam ettim. Derslerimizin karantina süreci ve sonrasındaki devamlılığı, onların eski performanslarına dönmelerini de kolaylaştırdı.
Pilates yapanlara beslenme konusunda neler öneriyorsunuz?
Beslenme, pilatesin en önemli halkasıdır. Pilates yapan her sağlıklı bireye önerim, antrenmandan en az iki saat öncesinde beslenmelerini tamamlamalarıdır. Antrenman sonrası ise, ilk bir saat içinde glikojen depolarını doldurmak için porsiyonunda karbonhidrat ve kasları desteklemek için ise yine porsiyonunda protein alınmasını öneririm. Egzersiz sırasında kaybedilen su miktarı için ise bol su içilmelidir. Eğer antrenmanda sık sık kas kramplarınız meydana geliyor ise aromasız maden suyu tüketilmesini muhakkak öneririm. Unutmamalıyız ki antrenman ve beslenme, her zaman birbirine bağlı bir çark gibidir ve çarkın biri etkili çalıştığında muhakkak ortaya çıkacak tepki de bizim verimliliğimize ve ilerlememize çok büyük bir yarar sağlayacaktır.