Canan Atalay

Sanatın İçinde Bir Yaşam

 

“Mutluyduk Belki Bugüne Kadar” oyunuyla; hem başarılı performansı sayesinde ödüle layık görülen hem de eşi Deniz Karaoğlu ile tanışarak mutlu bir evliliğe adım atan, ekranların sevilen dizisi “Hudutsuz Sevda”nın Ayşe (Leto) Kulpa’sı Canan Atalay, tiyatrodan kamera önü oyunculuğuna geçişini ve aşka dair duygularını MAG Okurlarıyla paylaştı.

 

Sizce tiyatro ile dizi ve sinema oyunculuğu arasındaki en büyük fark nedir? Bir tiyatrocu olarak kamera önüne geçiş yapmak size neler katmıştı?

Kamera önündeki oyunculuk tercihlerinin daha minimalize olması dışında büyük farklar olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Sinema ve tiyatronun başından sonu belli olduğu için karakter yaratımında daha net tercihler yapabiliyorken, dizilerde gidişata göre başkalaşabilecek durumlar meydana geliyor hâliyle. Dizide oynamak, tiyatro disiplinine alışık bir oyuncu olarak bu değişimlere daha hızlı adapte olmam konusunda çok öğretici oldu.

 

“Hudutsuz Sevda”da Ayşe Leto’yu canlandırıyorsunuz. Karakterin size kattıkları, sizin karaktere kattıklarınız hakkında neler söylemek istersiniz?

O artık bir Ayşe Kulpa… Cesareti beni kendine hayran bıraktı diyebilirim. Hedefe giden yolda asla geri vitesi olmaması, cesur hâli bana da biraz sızıntı yaptı. Ben de haksızlık karşısında lafını esirgemeyen tavrına senaryo iş birliğiyle kendimden bi tutam ruh üflemiş olabilirim. Büyük farkımız; dedikodu bağımlılığı ve geçmişe olan takıntısı. Bu ikisi bende pek olmadığı için oynaması çok zevkli bir karaktere dönüşüyor benim için.

 

Sizce aşk nedir? Aşkınızı nasıl ifade edersiniz? Yılın romantik günü 14 Şubat için eşiniz ile bir planınız var mı?

Aşk; karşındakini değiştirip dönüştürme çabası olmadan, olduğun gibi olup, olduğu gibi kabul edebilme hâli bence. Eğer iki kişi arasında sevdaya dair hisler varsa, bu farklılıklar, sorundan ziyade ilişkinin dinamiğini canlı tutan fırsatlara dönüşebiliyor. 14 Şubat için bir şey planlamıyoruz. Biz sadece doğum günleri ve yıl dönümümüzü kutluyoruz.

 

Deniz Bey ile tanışma hikâyenizi de dinleyebilir miyiz?

2017 yılında, sonrasında üç yıl beraber oynadığımız “Mutluyduk Belki Bugüne Kadar” oyununun kulisinde tanıştık. Yıllarca aynı tiyatrolarda çalışmış olup ortak çok fazla tanıdığımız olmasına rağmen hayat bizi tanıştırmayı hep teğet geçip ikimiz için de en doğru zamanlamada bir araya getirdi sanırım. Bu güzel kıyağı için hayata minnettarım!

 

Sizinle aynı mesleği yapan biriyle evli olmak, sanat dünyasında birlikte yer almak nasıl bir deneyim? Bu ilişkinin işinize ve kariyerinize yansımaları nasıl oldu?

Harika bi deneyim! Deniz aklına, yeteneğine ve dış gözüne çok güvendiğim biri. Mesleki tercihlerimizi paylaşmak, iniş çıkışlarda yan yana durmamız, hep daha iyisinin peşinde olan ikimiz için de zaman zaman ortaya çıkan mental ve fiziksel yorgunluklarımızda birbirimize destek olmamız meslektaşlığımızın artıları diye düşünüyorum. İşle ilgili her düşüşte beni tutup kaldıran ilk hep o oldu.

 

Gelecekte hangi projelerde yer alacaksınız?

Henüz netleşen bir proje yok ama bağımsız sinemada baştan sona bir rolde akmak ne güzel olurdu!