Sanat Birleştiricidir: Spyros Georgas
Yurt içi ve yurt dışındaki pek çok koleksiyonda eseri bulunan ünlü ressam Spyros Georgas, sanat yolculuğunu ve Türkiye’nin kendisi için önemini MAG Okurlarıyla paylaşıyor…
Nasıl başladı sanat yolculuğunuz?
Bu harika yolculuk okul öncesi yıllarıma kadar uzanıyor. O zamanlar benden üç yaş büyük ağabeyimi ünlülerin eskizlerini çizerken izlerdim.
Çalışmalarınızı nasıl bir duyguyla gerçekleştiriyorsunuz?
Sürecin sonunda ortaya çıkan sanat eserinin yanı sıra o eseri üretme süreci de beni büyülüyor ve tüm duyularımı harekete geçiriyor. Bu süreç her seferinde yeni bir yolculuğa evriliyor. Eserlerim hayatın gizlediği gerçekleri ortaya çıkardığında mutlu oluyorum ve bunu da hayal gücüm sayesinde yapıyorum.
Türkiye’de pek çok projede yer aldınız. Türkiye’nin sizdeki yeri ve önemi hakkında neler söylemek istersiniz?
Evet, doğru. Görsel sanatlar alanında oldukça yüksek bir seviyeye ulaşmış olan ülkenizde pek çok sergiye ve sanat festivaline katılma fırsatım oldu. Türkiye’de, son derece yetenekli ressamlarla ve heykeltıraşlarla tanıştım ve bu kişilerle ortak sanatımız aracılığıyla dost olduk. Vizyonerler ve sayın Rahmi Çöğendez gibi romantik sanatseverler başta olmak üzere bazı değerli kişiler ses getiren uluslararası etkinlikler düzenleyerek ülkenizin sanat seviyesini yükseltiyorlar.
Türkiye ve Yunanistan’ın sanata bakışındaki benzerlikleri ve farklılıkları neler?
Türkiye ve Yunanistan halkları komşu ve iki ülkenin pek çok ortak unsuru ve benzerliği var. İki halkın bir arada yaşadığı zamanlar çok da uzak değil. Bu nedenle hayatın her alanında ortak unsurların bulunması son derece doğal. Dil, dış görünüş, yemekler, gelenekler, müzik ve dolayısıyla görsel sanatlar yönünden ortak unsurlar var. Farklılıklar ise benzerliklere oranla çok daha az ve bunlar yalnızca Batı dünyasından gelen doğrudan etkiyle ilgili.
26-28 Nisan tarihlerinde canlı resim performansınızla Bilkent Center’daydınız. Aynı zamanda serginiz de başkentli sanatseverlerle buluştu. Neler söylemek istersiniz?
Evet, bir kez daha Bilkent Center’da bulunmak ve yeni eserlerimi sunarken aynı zamanda canlı bir resim performansı sergilemek büyük mutluluk ve onur vericiydi. Dünyada çok yer gördüm fakat Bilkent Sanat Sokağı’nın samimi, sıcak ve sanat dolu ortamını hiçbir yerde görmedim. Sayın Rahmi Çöğendez’e ve beni her seferinde sıkıca kucaklayan Türk halkına yürekten teşekkür ediyorum.