Şahika Ercümen
Dünya serbest dalış rekortmeni ve Türkiye’nin ilk kadın serbest dalış eğitmeni Şahika Ercümen, millî sporcu olmasının yanı sıra, sosyal sorumluluk projelerine verdiği destekle de biliniyor. Rekor üstüne rekor kırarak kariyerinde yükselen bir ivme ile ilerleyen diyetisyen, antrenör, yazar ve UNDP Türkiye Sudaki Yaşam Savunucusu Ercümen, başarılarıyla ilham vermeye devam ediyor.
Başarınızın arkasındaki en büyük itici güç nedir?
Başarımın arkasındaki en büyük itici güç, pek çok zorlukla baş etmeye çalışmam ve en dibini görmem. O yüzden bazen o zorluklar sadece beni güçlendirecek birer deneyim diye düşünüyorum.
Yolunuza çıkan zorluklarla baş ederken uyguladığınız stratejiler, yaptığınız aktiviteler, konuşmalar ya da aldığınız destekler nelerdir?
Açıkçası zorluklarla çok küçük yaştan itibaren baş etmeye başladım ve bunun için yardımcı olabilecek bir yol olduğunu bile bilmiyordum. Tek hatırladığım; zorluklar ne kadar büyük olursa olsun, pes etmeden yola devam ettim. Şimdi de biliyorum ki, yeterince isteyip inandıktan sonra her şey mümkün, o yüzden bir hayalim varsa, gerçekten elimden gelenin en iyisini yapmaya odaklanıyorum. En büyük gücün içimizde olduğunu biliyorum.
Spor kariyerinizde kendinizi en çok hangi yönlerinizle tanımlıyorsunuz? Hangi özellikleriniz size en büyük avantajı sağladı?
Asla vazgeçmeyen bir yapım var. “İmkânsız” kelimesini kabul etmiyor bünyem. Bir şey yolunda gitmiyorsa da, bundan ne öğrenebilirim diye düşünüyorum. Dolayısı ile inanç, azim, sabır diyebilirim.
Su sporlarına ilk başladığınızda astımınız sizi durdurmamıştı. Sonrasında da bağışıklık sisteminiz kuvvetlendi ve rekorlar geldi hayatınıza. Beslenme ve egzersizler konusunda nasıl bir yol izlemiştiniz?
Beslenme, spor ve eğitim benim yaşamımı oluşturuyor. Hatta beslenme o kadar önemliydi ki benim için; üniversitede Beslenme ve Diyetetik bölümünü okudum, klinik beslenme yüksek lisansı yaptım. Aynı zamanda antrenör ve Türkiye’nin ilk kadın serbest dalış eğitmeniyim. Özellikle o yıllarda iyi bir antrenör bulmak çok zordu. Ben de kendim eğitimler alarak çalışmalara devam ettim. Dolayısı ile kendimin hem diyetisyeni hem de antrenörü oldum.
Bir kadının, kariyerinde kendine olan güvenini kazanabilmesi için ne gibi önerilerde bulunabilirsiniz?
Öz güven için kendin olmak şart. Ben her zaman kendim oldum. Hiçbir zaman normlara uymadım, özüm ne derse onu yaptım. Sanırım karşındakilere göre davranmak, dünyanın en zor şeylerinden. O yüzden kendiniz olmayı seçin derdim.
Çalışma ve sosyal hayatınız arasındaki dengesi nasıl sağlıyorsunuz? Seçim yapmak zorunda kaldığınız anlar oldu mu?
Seçim yapmam gerekti; fakat çok yönlü olmayı seviyorum. Hatta iş, antrenman ve sosyallik üçgenindeyim. Örneğin; dünyadaki önemli rakiplerim sadece antrenman yapıyor ve dinleniyor. Oysaki bu bana pek uygun değil. Ben üretmeyi çok seviyorum. Sadece rekor kırmayı değil, başka yaşamlara dokunmayı da önemsiyorum. Bu yüzden çoğu zaman dinleneceğim yerde, bir sosyal sorumluluk projesine destek veriyorum, diyetisyenlik yapıyorum, kitap yazıyorum ya da eğitim veriyorum. Sonuç olarak, hem çalışıyorum hem de sosyal olmaya çalışıyorum.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, dünya genelinde ne gibi bir farkındalık yaratıyor? Sizin bugün için özel bir mesajınız var mı?
Kadın Türk millî sporcu olarak oldukça zorlandığım anlar oldu. 8 Mart’ta bu konularla ilgili sesimizi daha çok duyurma fırsatımız oluyor. Bazen de olumlu yaptırımlar için zemin hazırlanıyor. Çoğunuz gibi beni de en çok etkileyen, kadın hakları ihlalleri… Dilerim bunun önlenmesi için kalıcı değişimler yapılır…