Ömer Cenker Ilıcalı
Televizyon dünyasında yakından tanıdığımız Acun Medya’nın sahibi Acun Ilıcalı’nın abisi Uzman Doktor Ömer Cenker Ilıcalı son zamanlarda kurduğu hastane ile kendinden söz ettiriyor. Türkiye İşitme ve Konuşma Rehabilitasyon Vakfı’nın da başkanı olan Ilıcalı; birçok sosyal sorumluluk projesine destek vererek herkese örnek oluyor. İşitme engelli vatandaşlarımıza gönülden destek veren Ilıcalı röportajımızda bize yeni projelerinden bahsetti…
Öncelikle sizin ağzınızdan sizi tanıyalım, lütfen buyurun…
Kulak-burun-boğaz uzmanıyım. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra yine aynı fakültede kulak-burun-boğaz ihtisası yaptım. 2005 yılından itibaren biri Altunizade’de diğeri Gayrettepe’de olmak üzere iki kulak burun boğaz hastanesinin yöneticisiyim. Aynı zamanda Türkiye İşitme ve Konuşma Rehabilitasyon Vakfı’nın başkanlığını yürütüyorum.
Peki, neden doktorluğu tercih ettiniz?
Türkiye’de pek çok çocuk büyüdüğünde doktor olmayı hayal eder tabii ama biraz ailenin yönlendirmesi, biraz benim dışardan baktığımda çok sevdiğim bir meslek olması, biraz da tesadüfler doğrultusunda ortaya çıkmış bir karar olabilir. Aslında bunların birleşimi de diyebiliriz. Türkiye’de meslek seçimlerinde tesadüfler de büyük rol oynuyor tabii ki. O zamanki ruh halimle üniversite imtihanının birbirine denk gelmesi denilebilir.
Vakıftan biraz daha bahsedebilir miyiz?
Türkiye İşitme ve Konuşma Rehabilitasyon Vakfı; aslında Türkiye’de işitme engellilerle ilgili faaliyet gösteren en eski vakıflardan bir tanesi. Vakfın 1960’ların sonuna kadar uzanan bir hikayesi var. Kurucu Başkan Kerim Altınkaynak’ın 70’lerde ve 80’lerde çok önemli faaliyetleri olmuş ancak kurucusunun ve kurucu kadronun sağlık problemleri yaşamasıyla birlikte 90’ların sonunda faaliyetleri ne yazık ki azalmış hatta 2005’te bizim haberdar olduğumuz vakitlerde bir kapanma durumuna girmişti. Biz de o yıllarda mesleki anlamda işitme engellilere daha fazla fayda sağlayacak işler yapalım, bir takım projeler üretelim düşüncesiyle çevremdeki birkaç arkadaşımla beraber vakfa dahil olduk.
Bu vakfın faaliyetlerinden bize bahseder misiniz?
Teşhis ile alakalı son zamanlarda teknolojiye ayak uydurmamıza rağmen işitme engellilere dünya standartlarında eğitim veremiyorduk. İşitme engelli bir birey, hayatının ilk zamanlarında bu eğitimin temelini alamıyorsa belli bir yaştan sonra da artık bu eğitime ayak uyduramıyor. Bunu görmek bizi çok üzdü ve 2005 – 2008 yılları arasında yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda şu karara vardık, Türkiye’de okul öncesi eğitim doğru şekilde sağlanmazsa işitme engellilerle ilgili somut bir fayda üretmek mümkün değil. Bunu gördükten sonra 2008 yılında yönetim kurulunun ve Genel Sekreterimiz Melike Hanım’ın da katkılarıyla ciddi bir planlama sonucunda 0 – 6 yaş arası bir eğitim merkezi açtık. Oradaki binanın da bize ulaştırılması bir televizyon programı sayesinde, Acun Medya sayesinde gerçekleşti. 4 yıldır da bu eğitim kurumunda eğitim vermekteyiz.
Peki, yakınlarda başka projeler var mı?
Bunu bir pilot çalışma olarak kabul ediyoruz, gönül ister ki bu projenin tüm şehirlerde ama şimdilik büyük şehirlerde uygulanması ve emsallerinin açılması, hatta bunun bir devlet politikası haline getirilmesini hedefliyoruz. Yurt dışında, mesela Amerika ve İskandinavya gibi ülkelerde işitme engelliler, diğer sağlıklı vatandaşlar gibi meslek edinebiliyorken, Türkiye’de bu eğitimin kurgusuna ait yanlışlıklar nedeniyle ağır bir dram yaşanıyor. Biz bunu mümkün olduğunca insanların bilgisine ulaştırmaya çabalıyoruz, siz de MAG Dergi olarak bu kapsamda bize aracılık edeceğiniz için çok teşekkür ederiz.
Yardımcı olmak isteyenlere yol göstermek adına biraz bilgi verebilir misiniz?
Vakıf içerisinde 130 çocuk ve 130 ailenin bulunduğu bir eğitim kurumu, bu çerçevede aile eğitiminin de olduğu bir vakıf çatısı altında doğal olarak çok fazla ihtiyaç oluyor. Başta gönüllülük olmak üzere herkesin katkısını bekliyoruz. İnsanların hem bizim hem de diğer vakıfların içerisinde olması çok önemli çünkü işin içinde olmayınca bir farkındalık sonucu oluşuyor. Farkındalık algısını küçük yaştan yaratmak adına biz normal okul öğrencilerine hangi yaş grubunda olursa olsun işaret dilini öğretip çocukları kaynaştırıyoruz. Dolayısıyla bizim derneğimize gelmek, bizim derneğimizde bulunmak isteyen herkese kapımız açık.