Nefes Kesen Gösteri Cirque Du Soleıl
Eylül ayında İstanbul çok eğlenceli bir gösteri grubunu ağırladı. Cirque Du Soleil’in izlenme rekorları kıran Alegria ekibi 14 Ekim’e kadar İstanbullular’a heyecan dolu bir deneyim yaşatacak. Cirque Du Soleil 7’den 70’e herkese hitap eden, akrobatik hareketleriyle büyüleyici, ateş şovlarıyla nefes kesici, denge performanslarıyla da hayranlık uyandırıcı bir şov sunuyor. MAG Dergisi olarak provalarını, backstage’lerini, galalarını hayranlıkla takip ettik ve Alegria Sanat Yönetmeni Bruno Darmagnac ile yaptığımız samimi röportajı sayfalarımızda sizlerle buluşturduk.
Cirque Du Soleil 28 yıldır gösteri dünyasında harikalar yaratıyor. Öncelikle, bu sürekliliğin ve başarının sırrı nedir?
Cirque Du Soleil’in başarısındaki neden kalitesidir. Seyircilerine en iyi kalitedeki şovu sunuyor. Bu şov en iyi akrobatlar, en iyi kostüm, en iyi makyaj ve en iyi müzikten oluşuyor. İzleyicilere en iyiyi sunmak için hiç bir zahmetten kaçmıyoruz. Hiçbir zaman “Bununla idare edelim” demedik. Her zaman en iyisi için çalışıyoruz. Sürekli güncel olmak içinse; en son teknolojiyi kullanıyoruz. Seyircinin beklemeyeceği şeyleri sürpriz olarak karşılarına çıkarıyoruz.
Şu an bir dünya turundasınız. Tüm dünya sizi nasıl sevdi? Hepimizin ortak bir zevkte buluşmasını nasıl sağladınız?
Cirque Du Soleil sirklere yeni bir soluk getirdi. Sirkler artık eski bir eğlence şovu olarak kaldı. Son 20-30 yılda Cirque Du Soleil sayesinde yeni bir sanat doğdu. Hikayesi var ama diyaloğu, replikleri yok. Ve bu herkese hitap ediyor; 7’den 70’e herkese sesleniyor…
Peki, “Alegria” ismi nasıl ortaya çıktı? Neden bu şova İspanyolca’da “Sevinç, mutluluk, başarı” anlamına gelen bir isim koydunuz?
İsmin yaratıcıları, seyircilere umut ve mutluluk mesajı vermek istedi. “Yaşam Parodisi” dediğimizi örneklersek; kralın yokluğunda, gücüne sahip olmak isteyenlerin yaptığı çekişme diyebiliriz.
Alegria’yı diğer şovlardan ayıran nedir?
Alegria oyuncuların p erformansını ön planda tutuyor. Bizde büyük teknik ekipmanlar yok. Suda veya ateşte yükselen platformlar yerine, artistleri ön planda tutan şovlar hazırladık.
Onlar seyirciye duyguyu birebir verebiliyor ve böylece dramatik bir sanat eseri haline geliyor. Teknik olarak akrobatik olsalar da duygusallık hep ön planda. Bu da bizi özel yapıyor.
Las Vegas’taki şovlarınız %97 dolulukla gerçekleşti. Neden bu yoğunluk, neden Vegas?
1990’dan önce Las Vegas demek dansçı, tüy ve ihtişam demekti. Oradaki Cirque Du Soleil şovlarını etkileyen bu faktör oldu. Şovlarımız lokasyona göre farklılık gösteriyor.
Peki ekipten, şova devam edemeyecekler oluyor mu? O koşulda ne yapıyorsunuz?
Akrobatlar zor ve tehlikeli hareketler yaptığı için şovda yaralananlar olabiliyor. Her kısım için yerine geçebilecek insanlar yetiştiriyoruz. Hatta yedekte iki farklı şov daha hazırlıyoruz. Bu gayet doğal. Biz her ne kadar onları bir sanat eseri olarak görsek de onların insan olduğunu; yediğini içtiğini, yaralanabileceğini aklımızdan çıkarabiliyoruz… Kesinlikle, biz her ihtimale karşı hazırlıklıyız.
Şovunuzun bir diğer adı da “Yaşam Parodisi” zaten?
Evet. Alegria’da son şarkı, farklı dünyalara ait olan iki insandan bahsediyor. Palyaço, şarkıcı kıza aşk mektubu veriyor… Orada umut mesajını verip, parodiye değiniyoruz.
Yaşamın kendisi de bir parodi midir?
Evet. Artık haber dinlerken üzücü şeyler duymak kaçınılmaz. Ama bizim şovdaki parodi onun daha yumuşatılmış ve hoş hali. Hayattaki parodiye rağmen daha iyisini yapmaya çalışanlar başarıyla ödüllendiriliyor.
“Cirque Du Soleil sayesinde yeni bir sanat doğdu.”
Cirque Du Soleil’i bu Aralık’ta beyaz perdeden izleyeceğiz. Böyle bir kurguda yer almak nasıl bir his?
Biz filmle daha fazla insana ulaşmak istiyoruz. Şova gelmek, sinemada izlemekten daha zor. Gösteriye tanık olamayanlar için, en başarılı olan şovlarımızı sunabileceğimiz bir platform yarattık. Onları çok özel bir film bekliyor. Ama itiraf etmeliyim ki canlı izlemenin tadı çok ayrı.
Alegria’nın sanat direktörü olmasaydınız, ne yapıyor olurdunuz?
Hukuk eğitimi alıyordum fakat benim için uygun olmadığını fark edince kendimi dansçı olarak buldum.
Çamaşır makineleriniz bile sizinle dünya turunda eşlik ediyor. Bu ilginç değil mi?
Her şovdan sonra kostümleri yıkamamız gerekiyor çünkü onlar direkt tenle temas içinde. Artistlerimizin de sahneye kendilerini taze, yeni ve ferah hissederek çıkmalarını istiyoruz.
Torunlarımız da Cirque Du Soleil şovlarını izleyecek mi?
Umuyorum ve eminim. Biz güncel ve yeni kalmaya devam ettikçe, hep var olacağız.
“Hayattaki parodiye
rağmen daha iyisini yapmaya çalışanlar
başarıyla ödüllendiriliyor.”