Mimar Bir Moda Tasarımcısı
Mercedes Benz Fashion Week Sonbahar 2015 İstanbul kapsamında gerçekleştirdiği defilede 2015 Sonbahar/Kış Koleksiyonunu tanıtan Niyazi Erdoğan’ı daha yakından tanımanızı istedik
Sizi tanıyabilir miyiz?
1978 Tarus doğumluyum. İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık bölümünün ardından Mimarlık tarihi üzerine masterımı tamamladım. 2006 senesinde kendi tasarım ofisim olan Nesing Design Factory’i kurarak iç piyasa markalarına ve üreticilere danışmanlık vermeye başladım. 2009 yılında kendi adımlarımla kurduğum imza markamla erkek koleksiyonları hazırlayarak moda severlerin beğenisine sundum. 11 sezondur erkek koleksiyonları hazırlayarak moda haftalarına ve uluslar arası fuarlara katılmaktayım. Pitti Uomo-Floransa ve Tranoi-Paris katıldığım fuarlardan bazıları. En son 2015 Sonbahar/Kış koleksiyonumu MBFWI kapsamında düzenlediğim defile ile tanıttım.
Moda dünyası ile tanışmanız ne zaman ve nasıl başladı?
2003 senesinde İTKİB’in düzenlediği Genç Moda Tasarımcıları yarışması profesyonel anlamda moda sektörü ile tanışmama vesile olmuştu. Mimarlık eğitimimden sonra bir süre profesyonel olarak mimarlık yaptım ve moda sektörüne geçiş yollarını araştırmaktaydım. Hatta bu alanda eğitim almak için Parsons School Of Design-Paris’in yaz üniversitesine bile katılmıştım. Yarışmadan sonra iş teklifleri gelmeye başladı ve ben kendime en uygununu seçerek sektöre adım atmış oldum.
Markanızın karakterini tanımlar mısınız?
Erkekler için, lider, mimari, çağdaş, geleneklere bağlı.
Tasarımlarınız nasıl erkeklere hitap ediyor?
Markanın karakterini yansıtan erkekler tercih ediyor. Çalıştığı sektör ne olursa olsun, yaratıcı bir duruşu olan lider erkeklerin tercihi. Genelde genç ve stilini kendi yöneten erkeklerin giymekten keyif aldığı bir markayım.
Mercedes Benz Fashion Week İstanbul’u nasıl değerlendiriyorsunuz?
Moda haftamızın uluslararası platformda daha kuvvetli hale gelebilmesi için IMG ile birlikte yapılan yenilikleri sonuna kadar destekliyorum. Ama organizasyonel bazı hataların gün geçtikçe daha iyiye gideceğine inanıyorum. Haftanın takviminin çok geç açıklanması, son alanda yaşanan ufak tefek teknik aksaklıklar ve tarihin dünya moda takvimine göre geç olması gibi konular, ilerleyen organizasyonlarda iyileştirilirse sektör için çok daha faydalı bir hale geleceğini düşünüyorum. Senede iki hafta değil, 365 güne yayılmış ve İstanbul’u bir moda şehri yapan farklı organizasyonlar da IMG den en büyük beklentim.
Koleksiyonunuzdan bahseder misiniz?
2015 Sonbahar/Kış koleksiyonumun ilham kaynağı Türkiye’nin yetiştirdiği önemli isimlerinden birisi İlhan Koman ve onun sonsuzluk heykeli. İlham komanın tasarım anlayışına çok yakın bir anlayışım var. Benim için de form her zaman fonksiyonu takip ediyor. Yaptığı eserlerde çok derin bir araştırma ve matematik altyapısı var. Siyah, lacivert, kahverengi ve yeşilden oluşan dört ana renk grubu üzerinde hareket ediyorum. Çok ince mikron yün kumaşların yanı sıra denim ve yıkamalı pamuklu kaliteler kullandım. Teknolojik kumaşlar ise her sezonki spor dokunuşu yansıtıyor.
Tasarım sürecinde nelerden ilham aldınız?
Hayatın kendisi benim için ilham kaynağı. Zaten bu topraklarda yaşayıp ilham sıkıntısı çekmek gibi bir sorunumuz olamaz. Bu anlamda çok şanslıyız. Doğduğum topraklar, bu topraklarda yaşamış medeniyetler ilham kaynağımın temelini oluşturuyor. Bir de alanında devrim yapmış önemli lider erkeklerden de ilham alıyorum.
Türk erkeklerinin tarzlarını nasıl buluyorsunuz?
Aslında sektöre baktığımız zaman erkek modasının tarihsel geçmişi daha eski. Ama günümüze geldiğinde kendi stil anlayışından uzak bir sektörle karşı karşıyayız. Tabi bunda giyim kuşam kodlarımızın çok yakın tarihteki ani değişiminin de etkisi var. Kumaş ve kalitenin çok yüksek olmasının yanında cesaretin çok büyük eksiklik olduğunu söyleyebilirim.
Artık erkek modası çok cesur, belli bir renk skalası ve çizgisine hakim değil. Bu değişimi neye bağlıyorsunuz?
Moda sektöründeki markaların farklı arayışlarına bağlayabiliriz. Ama özellikle ülkemizdeki erkeklere baktığımız zaman tutucu tavrın hala hakim olduğunu görebiliriz. Her ne kadar markalar ve tasarımcılar farklı alternatifler sunsalar bile hala kalıplaşmış renk ve kesimlerin dışına çıkabilen erkek sayısı çok az.
Bir erkeğin gardırobunun olmazsa olmaz parçaları nelerdir?
Bir erkeğin gardırobundaki en garanti parçalar siyah ceket, beyaz gömlek, beyaz t-shirt, az taşlanmış jean pantolon ve mokasen ayakkabılar. bu sahip olduklarınızla stil sahibi olmazsınız ama sıklığını garantidir.
2015 trendlerinden bahseder misiniz?
2015 yazı benim için denimin yükselişte olduğu bir yaz olacak. Özellikle indigonun her tonunun hissedildiği bir yaz. Aktif spor giysilerindeki malzeme ve detayların gündelik yaşama geçtiği parlak renklerin detaylarda yoğunlaştığı bir yaz bizi bekler. Sneakerlar ve sırt çantaları da en önemli tamamlayıcı aksesuarlar olacak.
Hayata geçirmeyi hedeflediğiniz projeleriniz var mı?
Markamı uluslararası platforma taşımak en büyük hedefim. Bunun için yurt dışı fuarlarına katılmaktayız ama satış ağımızı genişletmek için yurt dışında düzenlenen moda haftalarına katılmayı hedeflemekteyim.