Lexus le Ayrıcalıklı Sohbetler
Cassas Şirketler Topluluğunun Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkanı Mehmet Kazezoğlu; araç üst yapı, savunma, medikal, tarım gibi sektörlerde faaliyet gösteren başarılı bir iş adamı. Kazezoğlu, yaklaşık yirmi ülkeye ihracat yaptıkları ambulans üretimleri hakkında merak edilenleri Serkan Kızılbayır’a anlatıyor.
Mehmet Kazezoğlu kimdir?
1988 doğumlu, evli ve bir çocuk babası. Bilkent Üniversitesi mezunu. Cassas Şirketler Topluluğu yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda icra kurulu başkanıyım. Eğitim hayatım bittiğinden beri şirketlerimizde yöneticilik yapıyorum.
Hangi sektörlerde yer alıyorsunuz?
On şirketten oluşuyoruz. Araç üst yapı, savunma, medikal, tarım, inşaat gibi belli sektörlerde çalışıyoruz. AC AR-GE firmamız lokomotifimiz. Başkent Organize Sanayide 28.000 m2de Sağlık Bakanlığımızın ve bazı ülkelerin kara ambulanslarını üretiyoruz. İki bini aşkın aracımız şu an dünya genelinde yollarda.
Ambulans üretmek zor değil mi? Ne kadar sürede üretiliyor?
Yıllık kapasitemiz iki bin beş yüz adet. Yaklaşık altı yüz elli ayrı parçadan oluşuyor. Medikaller, elektronik ve mekanik komponentlerden oluşuyor. Akredite belgelere sahip olmak için zorlu testlerden geçiyoruz. Avrupa standartlarında belgelere haiziz ve bu sayede bu araçlarımızı dünyaya pazarlıyoruz.
Türkiye’nin gururu diyebilir miyiz? Dünyada nereler var?
Yaklaşık yirmi ülkeye ihracatımız var. İçinde bulunduğu savaş ortamından dolayı ağırlıkla Ukrayna, Türki Cumhuriyetler, Afrika ve son olarak Avrupa’nın bazı bölgeleri diyebilirim. Şuan yüzde yetmiş yerliyiz. Bu oran dünyada bizi tercih sebebi yapıyor çünkü yerli ve millîliği artırmak için çalışıyoruz.
Sağlık kısmını konuştuk. Bir diğer sektörünüz tarım. Orada neler yapıyorsunuz?
O bizim göz bebeğimiz. Ka Tarım, yoğunluğumuzu ve stresimizi atabildiğimiz keyifli bir alan. Merkezi İzmir Seferihisar’da. Yaklaşık altı yüz dönümde, on beş bine yakın zeytin ağacımız var. Ülkemizin gelecekteki kıymetli sektörlerinden biri de gıda olacak diyebilirim. Tarıma her bir bireyin önem vermesi lazım. Zeytin konusunda ihtisas sahibi olabilmeyi ve doğru şişeleme modelleriyle ihracat yapmayı hedefliyoruz. Zeytin çok kıymetli bir ürün. Belki de geleceğin en kıymetli gıda ürünlerinden biri olacak diyebilirim.
Türkiye ve dünyada gıda ürünleriyle ilgili sorunlar bizi bekliyor mu?
Evet; ama sadece tarım için değil. Günlük hayatta fark etmediğimiz birçok ürünün tedarikinde biz sanayiciler zorluklar yaşıyoruz. Gıda alanında çok sayıda ürün var, birçoğuyla ilgili yorum yapmam sanırım yanlış olur. İthal ürünlerin birçoğunda tedarik, lojistik ve maliyet sorunları var, bunu biliyorum. Avrupa veya Uzak Doğu fark etmez. Bu konu sadece gıda özelinde değil, otomotiv için de geçerli. Sürekli üretmek gerek. Bu ülkeye ithal ettiğimiz kadar ihraç borcumuz var.
Yeniden ambulansa dönmek istiyorum. İçinde neler var bu araçların?
Ülkemizde ve dünyada üç başlıkta topluyoruz bu kara ambulanslarını. Tip A, B ve C olarak adlandırılan kırmızı, mavi ve yoğun bakım ambulansları. Bu renkler, araçların üzerindeki şeritleri tarif ediyor aslında basit bir deyimle. Türkiye’de ise bir ilk olan, yenidoğan ambulans projemizi de sokaklarda görebilirsiniz. Bu araçlar özel üretimli. Yenidoğan ventilatörleri, elektrikli sedyeler ve kuvözlerle bebekler taşınıyor emin ellere. Bu millî gururumuz. Kırmızı şeritler, en çok gördüğümüz acil yardım ambulansları. Defibrilatörler, şırınga ve infüzyon pompaları, akciğer vantilatörleri ve sedye grupları, acil müdahale çantaları gibi birçok ürün var içlerinde. Övünerek söyleyebilirim ki ülkemizin ambulansları birçok ülkeden önde. Avrupa’ya çok yakınız, diğer ülkelerden açık ara öndeyiz diyebilirim. Ayrıca bir diğer gururumuz zırhlı ambulanslarımız. Suriye bölgesinde askeri güçlerimiz ve sağlık çalışanlarımız tarafından kullanılıyor.
Bir ambulans kaç günde hazırlanıyor?
Eğer araçlarımız dahil tüm malzemelerimiz hazırsa, günde yirmi beş adet araç üretebiliyoruz. Yaklaşık üç yüz elli kişilik bir aileyiz. Her yıl yüksek adetli projeler yapıyoruz. Böyle zamanlarda yirmi dört saat esaslı çalışıyor fabrikalarımız. Öncelik her zaman Bakanlığımızın araçlarına. Sonrasında ihracata yoğunlaşıyoruz.
Çok sektör var, gözlük toptancılığı da yapıyorsun. Nereden aklına geldi?
Bu benim hobilerimden diyebilirim. Sevdiğim bir aksesuar. Kıymetli bir ortağımla iki ila üç yıldır, birlikte ithal getirip ülkemizde pazarlama faaliyetleri sürdüğümüz bir ekibimiz var. Şu an seksen bir ilde yaklaşık altı yüze yakın bayiye ulaşmış durumdayız. Tamamen hobi amaçlı başlayan ama keyifle büyüttüğümüz bir alan oldu. Yerli olmak için çok heyecan duyuyorum, bunu da başarmak için çalışıyoruz. Müşterilerimiz burada optik firmaları, yani biz onların tedarikçisiyiz. Lauren, Zurich Design ve Lee markalarımız.
Üretim burada olduğu zaman birçok şey değişiyor aslında değil mi?
Kendimizin ürettiği her şey bir fırsat. Makineleşmek, istihdam ve ihracat. Bu üçünü başarırsak ülke olarak her şeyi başarırız. Üretemeyeceğimiz hiçbir şeyin olmadığına inanıyorum.
Gözlük modellerini nasıl seçiyorsunuz? Dahil misin bu konuya?
Kısmen dâhil oluyorum. Esas ortağım Savaş Bey çok meziyetli bu konuda. Ben genelde fuarlarda destek olmaya çalışıyorum ona. Milano gibi yerlerde her yıl düzenlenen ihtisas fuarları var. Buraları takip etmeye çalışıyoruz. Vizyonumuz gelişiyor. Gözlük sektörü tamamen konsantre işi. Moda ve ihtiyaçlar hızla değişebiliyor. Sanırım iyi başardık, keyifle sürdürme gayretindeyiz bu kanadımızı.
Gözlük alırken en çok dikkat edilmesi gereken iki şey nedir?
En önemlisi garanti süreci. Ürününün arkasında duran firmalarla çalışmak lazım. Diğer önemli konu ise cam. Her marka cam kullanılmaz; iyi cam hem sağlığın için önemli hem de uzun yıllar keyifle takmak için şart.
Finalde Lexus Mahall Showroom’undayız. Ekleyeceklerin var mı?
Otomotiv sektöründe biraz da olsa teknolojinin ve Ar-Ge’nin içindeyiz. Kendi ürettiğimiz koltuklarımız bile var; fakat bu kadar rahat bir araç koltuğunda oturmadım. Lexus araçlarının ergonomi ve donanımını, ününü çok duymuştum ve ben de çok beğendim. Beklediğimden daha fazlası varmış bu araçlarda. Harika zaman geçirdik. Sana ve Lexus ailesine bizi burada buluşturduğu için çok teşekkür ederim.