Kendi Işığının Farkında Olan Kadınlara Manu
Hayallerinin peşinden koşan ve her anında kendini ifade etmeyi bilen kadınlara ilham verici tasarımlarıyla eşlik eden Banu Acar, kurmuş olduğu Manu markasını MAG Okurlarıyla tanıştırıyor…
Banu’nun var oluş amacından bahsederek kendinizi tanıtır mısınız?
Manu’nun tohumları ben dört beş yaşlarında, dikiş öğretmeni olan annemin derslerinde kumaşlar, düğmeler ve renklerle tanıştığımda atıldı sanıyorum; fakat o zamanlar kadına en uygun görülen meslek öğretmenlik olduğu için ailem tarafından da bu alana yönlendirildim. Yirmi yıllık öğretmenlik deneyimimden sonra en sonunda artık içimden taşan heyecanı durduramadım ve “Manu” böylece doğdu diyebilirim.
Manu’nun varoluş amacından bahsetmeden önce şunu söylemeliyim: Çevremdeki kadınların her birinin inanılmaz yaratıcı fikirleri, hayalleri ve bakış açıları olduğunu fark ettim fakat günümüz kadınlarının üstlendikleri o kadar çok rol var ki hayallerini gerçekleştirebilmek için kendilerine ait bir alanları kalmamış. Ben de o kadınlardan biri olarak, onlara hayallerini gerçekleştirebilecekleri gücün ve ışığın içlerinde var olduğunu ve bu ışığı takip etmeleri gerektiğini göstermek istedim. Bu markayı kurarak aslında tüm kadınlara, etrafımız başaramayacağımızı düşünen, söyleyen insanlarla çevriliyken, çocukluk hayalimi gerçekleştirerek, “Siz de yapabilirsiniz”i, hayallerimizden vazgeçmememiz gerektiğini gösterdiğimi düşünüyorum.
Manu’nun tarzını nasıl tanımlıyorsunuz?
Manu’nun tarzında ön planda olan şey rahatlık ama bu rahatlığın yanında hem dişil enerjiyi korumak hem de güçlü, kendine güvenen bir kadının içindeki ışığı ortaya çıkarmak. Manu kadını, moda diye dayatılan kalıplara sıkışmadan, modayı takip eden, rahatlığını ön planda tutarken feminen duruşunu da koruyabilen, kendine güvenen, girdiği ortamda dikkat çeken kadındır. Manu kadını, fazlasıyla feminen derin yırtmaçlı bir eteği, maskulen bir ceketle tamamlayarak dengeler.
Modanın, bir kadının kişisel gücünü ve duruşunu nasıl yansıttığını düşünüyorsunuz? Moda, bir kadının öz güvenini nasıl artırabilir?
Her kadın, modayı kendi bedenine ve ruhuna uyarlayabilmeli, kendi bedenini her yönüyle tanımalı; hangi rengin, hangi dekoltenin ya da hangi kesimin kendisini daha iyi gösterdiğini bilmeli. Ancak o zaman kadın, üzerindeki kıyafet ile bütünleşir ve o zaman kıyafet kadının duruşunu ve gücünü yansıtabilir. Minik kıyafetlere sığdırılmaya çalışılmış bedenlerde, beden kadar ruhlarımız da nefes alamıyor maalesef.
Son tasarımlarınızın öne çıkan, anahtar özellikleri neler? Gelecekteki tasarımlarınız hakkında ipucu verebilir misiniz?
Son tasarımlarımda öne çıkan parçalar, maskulen ceketler ve dişiliği ön plana çıkaran etekler. Hayatımızın her alanında olması gerektiği gibi, giyinirken de bu dengeyi sağlamak çok önemli. Bir parçada dekolte kullanıldığında, diğer tarafta onu dengeleyecek bir parça ile her ortama uyum sağlayan, gündüzden geceye devam edebilen bir stile sahip oluruz.
İlkbahar-yaz sezonunda da yine kadının dişiliğini yok etmeyen, rahatlığın ön planda olduğu tiril tiril etekler, elbiseler ve kimonolar olacak. Sonraki süreçlerde aynı düşünceyle ayakkabı ve aksesuarlar da tasarlamak en yakın hedeflerimden biri.
Manu markası için yapmak istediğim şeylerden bir diğeri de her ürünün yaz-kış kullanılabilir olmasını sağlamak. Örneğin; Manu eteklerinin tişörtlerle de kazaklarla da kullanılabilir olması, daha az parçayla daha çeşitli kombinler yapabilmek, her parçayı yılın her mevsiminde kullanabiliyor olmak hem tüketimi azaltacak hem de sürdürülebilirliğe katkı sağlayacaktır.
Ürün yelpazenizde neler bulunuyor?
Maskülen, bele oturmayan ceketler, maksi etekler, deri pantolonlar, kemerler, elbiseler ve kimonolar.